İzmir’in akciğerleri için çağrı

İzmir’in Bayraklı ilçesinde meydana gelen orman yangınında etkilenen 95 hektarında içinde bulunduğu 375 hektarlık alan orman sınırları dışına çıkarıldı. Tapuda orman olarak kayıtlı olan alan daha önce de benzeri girişimlerin Danıştay tarafından durdurulduğu bir bölgeyi kapsıyor. Karara ilişkin Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Öztan, kararı ilk yargıya taşıyan Avukat Senih Özay, TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yıldırım gazetemize açıklamalarda bulundu.

İzmir'in Bayraklı ilçesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 375 hektarlık orman alanını orman sınırlarından çıkaran kararına karşı hukuk mücadelesi devam ediyor. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, daha önce Danıştay 8’nci Dairesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararını onayladı ve idarelerin itirazını reddetti.

BİRLİK ÇAĞRISI

İlk kararı yargıya taşıyan Avukat Senih Özay, Danıştay’ın önceki yürütmeyi durdurma kararının ardından Cumhurbaşkanlığı’nın yeni bir karar aldığını ve bu karara karşı da hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer’in kızı Avukat Defne Soyer’in dilekçeyi hazırladığını hatırlatan Özay, “Derdimiz daha evvel Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı olmasına rağmen yeniden böyle bir karar alınmasıdır. Bu çok tehlikeli bir hukuk olayına işaret ediyor” dedi. Danıştay’ın bir karar vermesi gerektiğini ifade eden Av. Özay, “Danıştay’ın artık bir karar vermesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı aynı araziyi tekrar tekrar gündeme getiriyor aynı bölge üzerinde durmaması gerekiyor. Yalnız bizim mücadelemizde sadece bazı davacıların, baronun, odaların çabası yetmez. Eyy İzmir halkı lütfen konuyla ilgilenin, el ele vererek mücadele edelim” diye konuştu.

“İSTEDİKLERİ HER YERİ ORMAN SINIRLARINDAN ÇIKARIYORLAR”

Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Öztan ise “Bu bölge ek 16’ncı madde ile orman sınırları dışına çıkarıldı ve bu ciddi sıkıntı yaratan bir durum. Kamuoyunun bu konuda da bilgilendirilmesi gerek, keyfi şekilde istedikleri her yeri orman sınırlarına çıkarılıyor. Yamanlar’da deprem konutları yapılacağı zaman mühendis odaları dava açmıştı, yürütme durdurma kararı verdi ama orman sınırı dışına çıkarılma kararı devam etti. Yanmayan yerlerde var ve orada hala ormanlık alanlar var. Buranın korunmaya çalışması lazım toplum bu konuda direnç gösterirse iyi olur” ifadelerini kullandı.

“ORASI SEL BÖLGESİ”

TMMOB Mimarlar odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım, Danıştay’ın daha önce alınan bu kararı bozduğunu belirterek, “Ormanlık dışına çıkartılması usule aykırı bulunmuştu. Bu süre içerisinde mahkeme devam ederken TOKİ tarafından alana 3 bin adet konut inşaatı tamamlandı. Aslına bakarsanız buradaki itirazın sebebi TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu raporlarında yer aldığı üzere söz konusu alan 1995 yılında Laka Deresi'nde yaşanan sel baskını sonrası ağaçlandırılacak alan ve sel önleme bölgesi olarak düzenlenmesi için Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilmiş. Set düzenlemeleri, telaslamalar ve on binlerce fidan dikilerek yüzey suyunun tutulması, yeni sel felaketlerinin yaşanmaması sağlanmıştı. Ancak 12 Ağustos’u 13 Ağustos'a bağlayan gece küçük bir bölgede başlayan 14 – 15 Ağustos'ta da söndürülemeyen yangın 16’ı Ağustos’ta rüzgarın da etkisiyle Karşıyaka'nın kuzeyinde yer alan ormanlık alanın büyük bir kısmını tahrip etti. 19 Ağustos’ta da tam anlamıyla söndürülen yangından tam 11 gün sonra daha önce Danıştay'dan dönen karar tekrar Resmi Gazete'de yayınlanarak 375 hektar ormanlık alanın orman vasfı dışına çıkartıldığını öğrenmiş oldu kamuoyu olarak. Daha önce yapılan teknik incelemeyle tek fark Karşıyaka yangınında söz konusu alanın yaklaşık seksen hektarlık kısmının yangından etkilenmiş olması. Bunun dışında daha önceki durumla arasında bir farklılık yok. Hali hazırda bilim ve teknik ötelenerek orman olması gerekli bir alan yeni afetlere davetiye çıkartacak yapılaşmaya açılmış. Ancak Danıştay bu kararı bozmuştu. Şimdi yangın sonrası kararın tekrar yayınlanması gerçekten içler acıtan bir durum. Binlerce yıllık orman alanları, yangınlar görüp elli yıllık sürelerde yeniden iyileşebilecekken yaşam şansı tanınmadan tahrip edilmesine karşı çıkmalı ve geleceğimiz için her metrekareyi yeşili sahiplenmeliyiz. Geleceğe karşı sorumluluğumuz bu olmalı. Yarınlara daha umut dolu bir gelecek bırakmak için çabalamalıyız. Bu sebeple bu kararın takipçisi olacağız’’ dedi.