İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nden Filistin'e için barış çağrısı

İsrail’in Gazze’deki hastane katliamı protesto eden İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Filistin'e destek yürüyüşü gerçekleştirdi. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz barış çağrısı yaparak, "Filistin'de yaşanan güncel çatışma sürecinin barışçıl çözümü için İsrail saldırılarına derhal son vermeli, taraflar ateşkes ilan etmelidir" dedi.

İZMİR / Cumhuriyet

İsrail'in Gazze'de Al Ahli Baptist Hastanesi'ne yaptığı saldırının ardından İzmir'de meslek örgütleri ve sendikalarından oluşan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, İzmir Barosu önünde toplanarak Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne kadar Filistin'e destek yürüyüşü gerçekleştirdi.

İzmir Tabip Odası DİSK, TMMOB, Çağdaş Hukukçular Derneği, siyasi partiler ve yurttaşların yer aldığı yürüyüşe İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, DİSK Ege Bölge temsilcisi Memiş Sarı, TMMOB İzmir İKK sekreteri Aykut Akdemir de katıldı.

Grup sık sık “Nehirden denize özgür filistin", "Filistin'de düşene dövüşene bin selam", "İsrail'e boykot Filistin'e özgürlük", "Denizlerin yolundayız, Filistin'in yanındayız", “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganı attı. Avukatlar yürüyüşe cübbeleriyle katıldı.

Türkan Saylan Kültür Merkezi'nin önünde gerçekleşen basın açıklamasını Sefa Yılmaz okudu.

"Bugün Ortadoğu, yeni bir şiddet sarmalıyla karşı karşıya" diyerek sözlerine başlayan Yılmaz, "Filistin’de yıllardır devam eden İsrail işgaline ve orantısız, ağır şiddetine karşı HAMAS önderliğindeki silahlı grupların başlattığı saldırılar ve İsrail’in buna yanıtı, on yıllardır kan ve gözyaşının hakim olduğu coğrafyada yeni kıyımların yaşanmasına neden oluyor. 7 Ekim günü, Gazze'den İsrail'e yönelik füze saldırıları ve bombalamalar sonucu, aralarında sivillerin de olduğu yüzlerce kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı ve asker-sivil esir alınanlar oldu. İsrail tarafından aynı gün başlatılan ve halen devam eden karşı saldırılarda da yüzlerce sivil yaşamını kaybetti, yaralandı, hava saldırılarıyla sivil yerleşim yerleri vuruldu. O günden bu yana her iki taraftan kayıpların ve yaralıların sayısı binleri aşıyor" ifadelerini kullandı.

İsrail tarafından kuşatılan Gazze'deki iki milyon Filistinlinin ölüme mahkum bırakıldığına dikkat çeken İzmir Barosu Başkanı, "Filistinli yaralıların tedavi edilmeyeceği açıklandı. Gazze'den çıkmak isteyenler Refah sınır kapısında bombalandı. Filistin Barosu binası, altyapı tesisleri, sağlık kuruluşları bombalarla yok edildi. Daha dün, yapılan bombalı saldırının hedef alındığı hastanede 500’e yakın kişinin öldürüldüğü, bir o kadar kişinin de yaralandığı ortadadır. Bugün, İsrail’in kara harekatına başladığına ilişkin haberleri alıyoruz. Başlatıcısı ve uygulayıcısı kim olursa olsun, çatışma bölgelerinde sivil halka yönelik saldırılar hiçbir şekilde kabul edilemez. Kuralsızlığın egemen olduğu ve kanla biçimlenen bu sürecin temel sebebi, İsrail Devletinin uluslararası hukuku tanımazlığı ile yürüttüğü işgal ve yok etme politikalarıdır. İsrail Devleti, kuruluşundan bu yana kadar, uluslararası antlaşmalara ve Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen sınırlarını genişletmiş ve kendi vatandaşlarına yeni yerleşim alanları açmıştır, bu toprakların asıl sahibi olan Filistinlileri göçe zorlamış, evlerini ve yaşam alanlarını yıkmıştır" diye konuştu.

"YAHUDİ YURTTAŞLARA YÖNELİK NEFRET SÖYLEMLERİ DE ASLA KABUL EDİLEMEZ"

Ateşkes çağrısı yapan Sefa Yılmaz, "Beyrut’un İsrail işgalinde olduğu dönemde, İsrail’in ve onun kontrolündeki silahlı güçlerin Lübnan’daki Sabra ve Şatilla mülteci kamplarını bombalaması ile gerçekleşen sivil katliamlar, birinci ve ikinci intifada direnişlerinde binlerce sivilin öldürülmesi, şu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır; BM kararlarına rağmen işgal ve ilhakın sürdürülmesi, Filistinliler’e yönelik uygulanan gündelik şiddet ve devam eden saldırılar, 7 Ekim dahil olmak üzere yaşanan her türlü şiddetin temel sorumlusudur. Buna karşılık, Filistin halkının özgürlük mücadelesinde, antisemitist nitelikli, insan haklarına saldırı teşkil eden, sivilleri hedefe koyan yöntemler, keza ülkemizde Yahudi yurttaşlara yönelik nefret söylemleri de asla kabul edilemez. Filistin'de yaşanan güncel çatışma sürecinin barışçıl çözümü için İsrail saldırılarına derhal son vermeli, taraflar ateşkes ilan etmelidir. Emperyalist işgal ve sömürge düzeninin faili olan devletler, egemenlik ve paylaşım hesapları içinde, Ortadoğu'yu bir bölgesel savaşın eşiğine getirecek silah yığınağına son vermeli, İsrail saldırganlığını destekleyen çifte standartlı tutumdan vazgeçmeli, İsrail'in BM kararlarına uyması ve müzakerelerin başlaması için çaba göstermelidir" dedi.

Barış çağrısı yapan Yılmaz sözlerini, "İsrail Devletinin kural ve uluslararası hukuk tanımazlığı, hastane katliamı ile bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Yeter! Kan ve gözyaşı üzerine kuracağınız sözde zafer, gerçekte büyük bir trajedi ve büyük insanlığın yenilgisi olacaktır. Filistin ve İsrail halklarının barış içinde birarada yaşama umudunu ayakta tutan olgu, her iki halkın içinde, küçük de olsa filizlenen ve barışı önceleyen kesimlerin savaşa ve çatışmaya karşı aldıkları tutumdur. Barış, halkların dayanışmasıyla gelecektir. Bizler, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Bileşenleri olarak, Filistin halkı ile dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyoruz. Filistin halkının devlet kurma hakkı ve Filistin Devleti tanınmalıdır. Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz.

Yaşasın Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi! Yaşasın barış! Yaşasın halkların kardeşliği!" diyerek noktaladı.