İzmir depreminde yıkılan Yağcıoğlu Apartmanı davasında yeni gelişme!

İzmir depreminde 11 kişinin hayatını kaybettiği Yağcıoğlu Apartmanı B Blok'a ilişkin davada müteahhit ve fenni mesule verilen 12 yıl 6'şar aylık hapis cezasıyla ilgili gerekçeli karar hazırlandı.

AA

İzmir depreminde yıkılan Yağcıoğlu Apartmanı'yla ilgili karar açıklandı. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, 12 yıl 6'şar ay hapis cezası verdiği müteahhit ve fenni mesulün, 11 kişinin öldüğü apartmanın yıkılmasında kusurlu olduklarının bilirkişi raporlarında belirtildiği vurgulandı. Kararda sanıkların eyleminin 'bilinçli taksir' kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde yıkılan binalara ilişkin ilk yerel mahkeme kararı olma özelliği taşıyan kararının gerekçesini açıkladı.

Mahkeme, gerekçeli kararında, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında hazırlanan bilirkişi raporlarına yer verdi. Kararda, soruşturma aşamasında inşaat ve jeofizik mühendislerince hazırlanan raporda, binanın yıkılmasında fenni mesul Orhan A. ve müteahhit Şerafettin A'nın kusurlu olduğunun belirtildiğine işaret edildi.

Dokuz Eylül ve İstanbul Teknik üniversitelerince hazırlanan raporda ise 'beton karot numunelerinin, binanın projesinde belirtilen beton dayanım sınıfına uymadığı, bina statik betonarme hesaplarında bodrum katın hesaplara dahil edilmediğinin belirlendiği' ve 'projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetimindeki yetersizlik nedeniyle binanın yıkıldığı' görüşüne varıldığına dikkat çekildi.

Yargılama aşamasında ifadesine başvurulan bazı katılan (müdahil) ve tanıkların, bina yapıldıktan sonra zeminde biriken suya ilişkin ikazlar yaptıklarını ancak bunların dikkate alınmadığını söyledikleri kararda yer aldı.

Kararda, şunlar kaydedildi:

"Tüm uyarılara rağmen, gerek müteahhit gerekse fenni mesul tarafından bu rızaya kalıcı bir çözüm bulunmadığı, dolayısıyla su birikimi nedeniyle zeminde ciddi anlamda sıkıntılar meydana geldiği, bu bağlamda müteahhit Şerafettin A. bahçedeki bitkilerin sulanması nedeniyle bazen su birikiminin bodrumda meydana geldiği yönündeki savunmalarının da diğer ifadeler karşısında doğru olmadığı yönünde kanaat oluştu."

'ÖLÜMLER VE YARALANMALARDAN SANIKLAR SORUMLU'

Gerekçeli kararın son bölümünde "Apartmanın bodrum katının dikkate alınmayarak statik projesinin hazırlanmış olması, binanın yapı malzeme özelliklerindeki yetersizliklerin bulunması, projede belirtilen kısmi bodrumun yapılmayarak bodrum katının tam olarak teşkil edilmesi, bodrum kat ile temel boyut ve ölçülerinin betonarme projedeki boyut ve ölçülerle uyumlu olmaması, B Blok zemin katta biriken su yığınına kalıcı çözüm bulunmaması, sanıkların mesleklerinin ve kanunun yüklediği sorumluluklarını yerine getirmemiş olmaları nedeniyle Yağcıoğlu Apartmanı'nın deprem sırasında yıkıldığı" belirtilerek, "Ölümler ve yaralanmalardan sanıkların sorumlu oldukları" ifade edildi.

'BİLİNÇLİ TAKSİR KAPSAMINDA DEĞERLENDİRMESİNDE ZORUNLULUK BULUNDU'

'Türkiye'nin depremlerin sıkça yaşandığı bir coğrafyaya sahip olması ve özellikle daha önceden de birçok depremin meydana gelmesi gibi hususların nazara alındığı' belirtilen kararda, şöyle denildi:

"Sanıkların eylemlerini sonuçlarını öngördükleri halde kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun davranmayıp ve gerekli özeni göstermeyerek, bodrum kat statik durumunun projede dikkate alınmadığı, yapı malzemesinin uygun kalitede ve yeterlilikte kullanılmadığı, binanın yapımı sırasında fenni mesul tarafından denetlenmesinde temel boyut ve ölçülerinin açıkça projeye aykırı olmasına rağmen eksik ve özensiz denetim yapıldığı, binanın müteahhidi Şerafettin A. tarafından projede ve yönetmelikte belirtilen uygun malzemelerin kullanılmadığı, binanın kısmi bodrum ile projelendirilmesine rağmen kısmi bodrumun yapılmayarak, kısmi bodrum katının tamamen bodruma çevrildiği, bu nedenlerle sanıkların eylemlerinin bilinçli taksir kapsamında değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu buna bağlı olarak, sanıklar hakkında hüküm kurulurken, TCK'nın 22/3 maddesine göre temel cezadan artış yapılması cihetine gidildiği, meydana gelen olayda 11 kişinin ölmüş olması ve 7 kişinin yaralanması nedenleriyle sanıklarda bilinçli taksir halinin mevcudiyeti dikkate alınarak hapis cezası uygulanırken, teşdiden (cezada alt sınırdan ayrılarak üst hadden ceza verme) uygulama yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır."

'SANIKLAR, OLASI KASTTAN 11 KEZ AYRI AYRI CEZALANDIRILMALIYDI'

Yağcıoğlu Apartmanı B Blok'ta annesi, anneannesi, ikiz kardeşi ve 2 yeğenini kaybeden müşteki Melike Bayraktarlar'ın avukatı Nilsu Karaman Aktarıcı, kararı temyize götüreceklerini söyledi.

Doğanlar Apartmanı davasında savcının 'Olası kastla adam öldürme' suçundan ceza istediğine vurgu yapan Aktarıcı, "Burada bilinçli taksirle adam öldürmeden ceza verildi. Aslında olası kastla verilmesi gerekiyor. Vefat eden kişi sayısı kadar sanıkların cezaya çarptırılması gerekiyor. Burada tek bir ceza veriliyor. Risklerin azaltılması ve aynı acıların tekrar yaşanmaması ile cezaların caydırıcı olması nedeniyle en ağır cezaların verilmesi lazım. Biz kararın isabetli olmadığın düşünüyoruz. İstinaf hakkımızı kullanacağız. Eyleme uyan daha ağır cezaların verilmesi gerekiyor." diye konuştu.

DAVA SÜRECİ

İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde yıkılan Yağcıoğlu Apartmanı B Blok'ta 11 kişi hayatını kaybetmiş, 7 kişi yaralanmıştı.

İddianamede, müteahhit Şerafettin A. ile binanın fenni mesulü Orhan A'nın 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan cezalandırılmaları istenmişti. Binanın sürveyanlığını (gözetmen) üstlenen Ahmet A'nın yakalanamadığı, binada yapılan tadilatın sürveyanı A.A'nın ise hayatını kaybettiği de iddianamede belirtilmişti.

Yargılama sürecinde müteahhit Şerafettin A. ve fenni mesul Orhan A, binaların projeye uygun yapıldığını iddia etmişlerdi.

Mahkeme heyeti, yargılama sonunda sanıkları önce 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme' suçundan 10'ar yıl hapisle cezalandırmıştı. Suçun 'bilinçli taksirle' işlendiği kanaatine vardığını belirten mahkeme, cezaları yarı oranında artırarak sanıklara 15'er yıl hapis cezası vermişti. Sanıkların duruşmalardaki tavırlarını dikkate alan mahkeme, cezalarda takdiri indirim uygulamış ve sanıklara ayrı ayrı 12 yıl 6'şar ay hapis cezası vermişti. Firari Ahmet A'nın dosyasının ayrılmasına hükmedilmişti.