İzmir Barosu’ndan Diyanet’in 'Evlatlık çocuk' fetvası’na tepki: Savcılar göreve!

İzmir Barosu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın depremzede çocuklara ilişkin, "Evlat edinen ile evlatlık arasında evlenme engeli doğmaz" ifadelerinin ardından, “Gerici karanlığın sesi haline gelen ve artık meşruiyeti sorgulanan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Osmanlı'da şeyhülislamlara tanınan "fetva" yetkisi bizim için yok hükmündedir” açıklamasında bulundu. Baro, savcıları da göreve davet etti.

İZMİR / Cumhuriyet

İzmir Barosu, 17 Şubat’ta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde, “Deprem Bölgesinden Sıkça Sorulan Sorular” kısmında “Depremzede çocuklar evlat edilinebilir mi?” sorusuna “Evlat edinenle evlatlık arasındaki bu ilişki sebebiyle bir evlenme engeli olmadığı gibi evlatlığın kendi öz anne babası yerine, evlat edilenlerin nesebine kaydedilmesi de caiz değildir. Ayrıca evlatlık olarak büyütülen çocukla, evlat edinen arasında birbirlerine mirasçı olma hakkı da söz konusu değildir.” şeklinde yanıt vermesine sert tepki gösterdi.

“‘FETVA’ YETKİSİ BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR”

İzmir Barosu’ndan yapılan yazılı bir açıklamada, "Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çocuk istismarının önünü açan söylemleri için savcılıkları göreve çağırıyoruz. Hiçbir kurum yasaları hiçe sayan söylem ve eylemlerde bulunamaz" denildi. 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tepkilere rağmen yanıtının arkasında durduğu aktarılan açıklamada, “2023 yılı için kendisine 6 bakanlığa ayrılan bütçeden daha fazla bütçe ayrılan ve yaptığı açıklamalar ile yönlendirmelerle toplumda ayrımcılığı teşvik eden, adeta gerici karanlığın sesi haline gelen ve artık meşruiyeti sorgulanan Diyanet İşleri Başkanlığının, Osmanlı'da şeyhülislamlara tanınan "fetva" yetkisi bizim için yok hükmündedir” ifadeleri kullanıldı.

MEDENİ KANUNU’NA AYKIRI

Yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunu’nun; 129. maddesinde “evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenmenin yasak” olduğu, 282. maddesinde de “evlat edinme yoluyla da soybağı kurulacağı”, 500. maddesinde ise “evlatlığın, evlat edinenin mirasçısı” olduğu şeklinde düzenlenmiş olduğu hatırlatılan açıklamada, “Yaşanılan süreç başta olmak üzere, her koşulda çocuklar açısından telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratacak, Medeni Kanun’u hiçe sayan, çocuğun cinsel istismarı suçuna teşvik eden bu söylemlerin suç oluşturduğu ve Çocuk Koruma Kanunu’nu ihlal ettiği açıktır. Çocukların üstün yararını hiçe sayan bu düşünce yapısını asla kabul etmiyoruz” denildi. 

BAKANLIĞA ÇAĞRI

“Özellikle deprem sebebiyle ağır mağduriyet yaşayan çocukların daha fazla hak ihlaline maruz bırakılmamalarının devletin temel sorumluluğu olmasından hareketle konuyla ilgili olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz” denilen açıklama şu şekilde noktalandı: 

LAİKLİK VURGUSU

“Çocuk haklarını ihlal eden kişi, kurum ve kuruluşlara karşı hukuki mücadelemizin süreceğini ve hak ihlallerinin takipçisi olmaya devam edeceğimizi belirtiyor; devletin çocukları koruma yükümlülüğünün hiçbir kişi ve kuruma devredilemeyeceğini, tüm çocukların sağlık ve güvenliğinden devletin sorumlu olduğunu ve etkin bir çocuk koruma sisteminin derhal uygulanması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Laik cumhuriyet yasalarına karşı şer'i hükümleri işaret eden bu cüretin sahiplerine izin vermeyeceğiz!”