İzmir Barosu: Pandemide çocuklar adalete erişemiyor

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla, İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nde bir basın açıklaması düzenlendi.

İZMİR / Cumhuriyet

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Deniz Yılmazer ile Çocuk Hakları Merkezi üyesi avukatların katıldığı açıklamayı Av. Bahar Batıkan okudu.

İzmir Barosu’nca koordine edilen zorunlu müdafilik görevlendirmelerinde toplanan veriler ışığında, pandemi döneminde çocuğa karşı işlenen cinsel suçlarda dört kat artış yaşandığının gözlendiği ifade edildi. Yapılan açıklamada, “Pandemi süreci sadece çocukların eğitim hakkını değil; aynı zamanda katılım hakkını, oyun hakkını, psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkilemekte, ev içinde yaşanan şiddet ve suça maruz kalma ihtimalini arttırmakta, çocukların adalete erişimi noktasında büyük sıkıntılara yol açmaktadır.” denildi.

Çocukları risklerden korumaya, haklarının ihlal edilmesini engellemeye, korunma hakları çiğnenmiş olanları desteklemeye yönelik çalışmaların; sosyal hizmetler, güvenlik, yargı, eğitim, sağlık ve diğer alanlardaki yetkili merciler tarafından çocuk odaklı,  hak temelli, disiplinlerarası ve bütüncül bir yaklaşımla ve kurumlar arasında koordinasyon sağlanarak yapılması gerektiği ifade edildi. Açıklamada devamla, “Özellikle pandemi sürecinde mekanizmaların güçlendirilmesi için daha gayretli çaba gösterilmelidir.” denildi.

Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından benimsenen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Türkiye tarafından 2 Eylül 1990 tarihinde imzalanmış ve 27 Ocak 1995 tarihinde de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Tarihte en çok devlet tarafından onaylanmış insan hakları antlaşması olan BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 197 Devlet tarafından onaylanmış olup çocukların ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi tüm haklarının korunması ve desteklenmesine yönelik mekanizmaları devreye sokan bir hukuki belgedir.

Sözleşme, çocukların sosyal aktörler ve aktif hak sahipleri olarak açık bir şekilde tanındığı ilk uluslararası belgedir.

20 Kasım, 1989 yılından bu yana BM tarafından, dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Her yıl olduğu gibi bu sene de BM, Dünya Çocuk Hakları Günü için bir tema belirlemiş ve bu seneki tema “Pandemide Çocuk Olmak” olarak açıklanmıştır.

Sözleşmenin imzalanmasından bu yana Çocuk Koruma Kanunu’nun uygulanması noktasında çocukların adalet sistemiyle temas ettikleri çeşitli durumlarda maruz kaldıkları hak ihlallerine ve hukuka aykırı uygulamalara ilişkin sorunlar halen devam etmekte olup pandemi sürecinde de artış göstermiştir.

İzmir Barosu’nca koordine edilen zorunlu müdafilik görevlendirmelerinde toplanan veriler göz önünde bulundurulduğunda, pandemi döneminde, çocuğa karşı işlenen cinsel suçlarda dört kat artış yaşandığı gözlemlenmektedir. Pandemi süreci sadece çocukların eğitim hakkını değil, aynı zamanda katılım hakkını, oyun hakkını, psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkilemekte, ev içinde yaşanan şiddet ve suça maruz kalma ihtimalini arttırmakta, çocukların adalete erişimi noktasında büyük sıkıntılara yol açmaktadır. Tarih boyunca her felaketten önce ve en fazla etkilenen çocuklardır. Bunu hiçbir zaman unutmamalı ve atılacak her adım ve verilecek her kararda çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurmalıyız.

Çocukları risklerden korumaya, haklarının ihlal edilmesini engellemeye, korunma hakları çiğnenmiş olanları desteklemeye yönelik çalışmalar; sosyal hizmetler, güvenlik, yargı, eğitim, sağlık ve diğer alanlardaki yetkili merciler tarafından çocuk odaklı,  hak temelli, disiplinler arası ve bütüncül bir yaklaşımla ve kurumlar arasında koordinasyon sağlanarak yapılmalı, denetlenmeli ve özellikle pandemi sürecinde mekanizmaların güçlendirilmesi için daha gayretli çaba gösterilmelidir.

İzmir Barosu ve İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak;  önleyici ve koruyucu yaklaşıma sahip, etkili, hak temelli, çocukların da katılımının sağlandığı, bir çocuk koruma sistemi ve sistemin etkisini izleyecek izleme mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz.  Bugüne değin olduğu gibi bundan sonra da çocukların uğradıkları cinsel, duygusal, fiziksel ve ekonomik her türlü istismar ve hak ihlalleriyle mücadele etmeye ve bu konularda açılmış ve açılacak davaların takipçisi olmaya devam edeceğiz.