İTO sorunları masaya yatırdı

İstanbul Barosu ve İstanbul Tabip Odası’nın 20-21 Ocak tarihlerinde düzenlediği “Öncelikli Bir Halk Sağlığı Sorunu İstanbul - Marmara Depremi” kongresi dün sona erdi.

Şevval Aydoğan

Beklenen Marmara depreminde sağlık alanında yapılması gerekenleri tartışmak için düzenlenen kongre, Beyoğlu’nda İstanbul Barosu Orhan Apaydın Konferans Salonu’nda gerçekleşti.

Kongrenin dünkü oturumu, ‘İstanbul Depremi ve Olası Sonuçları’, ‘Deprem, Afet ve Çalışma Ortamı’, ‘Deprem ve Çözümsel Yaklaşımlar’ başlıklarında üç bölümden oluştu. Oturumlarda alanında yetkin uzmanlar sunumlarını gerçekleştirdi. 

TOPLANMA ALANLARI ARTIRILMALI

Oturumun ‘İstanbul Depremi ve Olası Sonuçları’ bölümünde Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, Türk Tabipler Birliği (TTB) Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Hizmeti Kolu üyesi Uzm. Dr. Seçkin Kara, Adli Tıp Uzmanları Derneği üyesi  Uzm. Dr. Miraç Özdemir, Türk Yoğun Bakım Derneği’nden Prof. Dr. Serdar Epözdemir, Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun bu bölümünde deprem açısından riskli ilçelerdeki kişi başına düşen toplanma alanlarının artırılması gerektiğine ve bu alanların altyapı bağlantılarının sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğine değinildi. Büyük kitlesel afetlerde adli tıp hizmeti vermek amacıyla görevlendirilen uzmanların gönüllülük temelinde gelmesi gerektiği, görevlendirmelerinin en fazla beş gün ile sınırlı kalması gerektiği ve depremzede olan çalışanların hemen rutin mesaisine devam ettirilmesinin engellenmesi gerektiğine dikkat çekildi. 

‘SOSYAL GRUPLAR İDAME ETTİRİLMELİ’

Marmara bölgesinde toplam 14 bin 508 yoğun bakım ünitesinin olduğu da belirtilerek, çoğu hastanede yoğun bakım üniteleri dışında kritik bakım sağlayacak alanların belirlenmediğinin altı çizildi. Depremin psikolojik boyutunun ele alındığı kısımda ise depremin ardından meydana gelen kitlesel travmalarda, sosyal grupların idame ettirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. 

SAĞLIK HAKLARINDAN BAHSEDİLDİ

Oturumun, ‘Deprem, Afet ve Çalışma Ortamı’ başlıklı bölümünde ise İstanbul Barosu Disiplin Kurulu Üyesi Av. Alev Akbay, İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi üyesi Av. Ayşe Nur Yüzbaşıoğlu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İstanbul Şişli Şubesi üyesi Hemşire Ferdane Başkan, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Deniz Can kutlu konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun bu bölümünde, deprem sürecinde bireylerin sahip olduğu sağlık haklarına ilişkin sunumlar yapıldı. Sağlık çalışanlarının olası bir depremde ne yapması gerektiklerinin, görevlerinin tam olarak belirlenmesi gerektiğine dikkat çekilirken, genç sağlık çalışanlarının gönüllük esaslı çalışmalara katılmalarının da önemine değinildi. Deprem sonrası işyerlerinde oluşabilecek sağlıksız ve güvensiz ortamda sermayenin, işverenin, işçiyi çalışmaya zorlaması durumunda hakların korunması açısından neler yapılması gerektiğinden bahsedildi. 

‘AFET TAHLİYE ROTALARI OLUŞTURULMALI’

Kongrenin ‘Deprem ve Çözümsel Yaklaşımlar’ başlıklı son oturumda ise, Tekirdağ Tabip Odası Başkanı Dr. Şenol Özcan, İstanbul Şehir Plancıları Odası’ndan  Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi üyesi Uğur Bayraktar, İTÜ İnşaat Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü üyesi Prof. Dr. Himmet Karaman konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun bu bölümünde ise İmar Affı sonrası dönemde planlaşma açısından yaşananlardan bahsedildi. Afete dirençli bir İstanbul’un yaratılması için kentin altyapısının, yolları, üretim alanlarının bir sistem olarak ele alınması gerektiğinden bahsedildi. Kent içi ve bölgesel afet tahliye rotalarının oluşturulması gerektiğine de vurgu yapıldı.  İ