İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararında Danıştay savcısı mütalaasını verdi: 'Mümkün değildir'
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshine karşı Danıştay’a yaptığı başvuruda, savcı mütalaasını verdi. “Bu antlaşmaların hükümlerinin değiştirilmesinin, sona erdirilmesinin veya feshedilmesinin, Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin ayrıntılı bir şekilde tanımlandığı Anayasanın 104'üncü maddesinin 17'nci fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmesi mümkün değildir” denilen mütalaada, iptal için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması gerektiği görüşü yer aldı.
cumhuriyet.com.trİYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararıyla ilgili Danıştay'a yaptığı başvuruda, savcı mütalaasını tamamladı.
Yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ait olduğuna ve bu yetkinin devredilmesinin mümkün olmadığına işaret edilen mütalaada; “Anayasa'da milletlerarası sözleşmeleri diğer kanunlardan ayrı tutan bir düzenleme yapılmış olup, birbirinden tamamen ayrı ve değişik olarak düzenlenen bu iki usulde, herhangi bir Kanun ile düzenlenmesi gereken bir konunun Cumhurbaşkanlığı kararı ile düzenlenmesine, değiştirilmesine ve kaldırılmasına olanak bulunmamaktadır” denildi.
“ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURULMASI GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTE”
Esas hakkındaki mütalaada, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3'üncü maddesinde yer alan ‘bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme’ ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çekildi. Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği görüşüne yer verilen mütalaada, şu ifadeler kullanıldı:
“Yasama faaliyeti kapsamında, usulüne uygun olarak yürürlüğe konularak kanun hükmü kazanan milletlerarası antlaşmaların hukuki etkileri de göz önüne alındığında, bu antlaşmaların hükümlerinin değiştirilmesinin, sona erdirilmesinin veya feshedilmesinin, Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin ayrıntılı bir şekilde tanımlandığı Anayasanın 104'üncü maddesinin 17'nci fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmesi mümkün değildir.
Bu duruma göre bakılan uyuşmazlıkta uygulanacak kural niteliğinde bulunan 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında yer verilen ‘bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme’ ibaresinin, Anayasanın 6 ve 7'nci maddeleri ile 104'üncü maddesinin 17'nci fıkrasına aykırı olduğu sonucuna varılarak iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği düşünülmektedir.
Anayasaya aykırılık görüşünün heyet tarafından yerinde görülmeyerek, işin esasının incelenmesine geçilmesi halinde; yukarıda da belirtildiği gibi dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilen sözleşmenin onaylanması 6251 sayılı Kadınlara Yönelik Şiddet Ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunla uygun bulunduktan sonra sözleşme 10.02.2012 tarih ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanmış olup, 6251 sayılı Kanun halen yürürlüktedir. Kamu hukukunun genel ilkelerinden olan yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereğince, bir işlem hangi usule uyularak tesis edilmişse aynı usule uyularak geri alınması, kaldırılması veya feshedilmesi gerekmektedir.”
Mütalaada, şu değerlendirmeler yapıldı:
“TBMM'nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren bir milletlerarası antlaşmanın feshi ancak TBMM'nin uygun bulma kanununu yürürlükten kaldırması veya sona erdirmeyi uygun bulduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarması sonrasında alınacak bir Cumhurbaşkanı kararı ile mümkün olabilecektir. Yani, bir başka ifadeyle, dava konusu Sözleşme, TBMM tarafından 24.11.2011 tarih ve 6251 sayılı Kanunla uygun bulunduğuna göre, feshedilmesine ilişkin bir kanun çıkarılmadıkça, sadece Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez. Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilen sözleşmenin onaylanmasına ilişkin 6251 sayılı Kanunun TBMM tarafından yürürlükten kaldırılmamış olması veya Cumhurbaşkanı Kararı alınmadan önce sözleşmenin sona erdirilmesinin uygun bulunduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarılmamış olması nedeniyle, davalı idarece tesis edilen düzenleyici işlemde yetkide ve usulde paralellik ilkesi uyarınca hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
“CUMHURBAŞKANI KARARININ İPTALİ YÖNÜNDE KARAR VERİLMESİNİN UYGUN OLACAĞI DÜŞÜNÜLMEKTEDİR”
Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması gerektiğinin belirtildiği mütalaada; “Bu görüşün heyet tarafından yerinde görülmemesi halinde uyuşmazlık yürürlükte bulunan hükümlere göre sonuçlandırılacağından, 20.03.2021 tarih ve 31429 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından feshedilmesine ilişkin 19.03.2021 tarih ve 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali yönünde karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir” ifadelerine yer verildi.