İstanbul için tek kurtuluş toplu yıkım

Kandilli Rasathanesi Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu, “İstanbul’u büyük ölçekli depreme hazırlamada, ancak toplum çözümler sonuç verir” diyor.

Özlem Yüzak

Türkiye deprem felaketlerindeki can kayıpları açısından dünyanın dördüncü büyük ülkesi. Kahramanmaraş merkezli depremlerle belki de birinci sıraya çıkmış olabiliriz. 6 Şubat’taki deprem hâlâ tüm acıları ile taptaze iken jeologlar olası bir Marmara- İstanbul depreminin yaklaştığı uyarısında bulunuyor. Kandilli Rasathanesi Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu, “İstanbul’u büyük ölçekli depreme hazırlamada, ancak toplum çözümler sonuç verir” diyor. Aydınoğlu ile İstanbul depremini konuştuk.

  • İstanbul için durum tam olarak ne? Ve acil ne yapılabilir?

7 büyüklüğünde bir depremde anında yıkılacak 14 bin, ağır hasar görecek 34 bin bina var. Ve işin kötüsü bunların hangi binalar olduğu tam bilinmiyor. Çünkü binalar tek tek incelenebilmiş değil. Çünkü insanlar evlerine girilmesini ve tespiti istemiyor. İBB’nin başlattığı pilot çalışma önce Avcılar ve Silivri’de başlamıştı, sonra diğer bölgelerde. Ama yüzde 30’u ancak izin verdi “ya kötü çıkarsa” korkusuyla. Tabii şimdi Kahramanmaraş depremi sonrası insanlar işin vahametini anladılar ve “hızlı tespit yöntemine” başvurular hızla arttı. Bu iyi bir yöntem, ama bu kez de gelen talebe hızla yanıt verecek kadar büyük kadro yok. Biz bugüne kadar yüzlerce binlerce mühendisi bu yöntem konusunda alıp eğitseydik, şimdi onları derhal mobilize ederdik, belki 50 bin 100 bin talebi karşılar ve ardından çok çürük binaları kısa zamanda belirleyebilirdik. Hazırlığımızı hiçbir zaman yapmadık.

‘ÖN ÇALIŞMA YAPALIR’

  • Burada suç yerel yönetimin değil sanırım...

İstanbul’un deprem sorunu muazzam büyük bir sorun. Bunu yalnız İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaldıramaz, kaldırmamalı da... Türkiye’nin bütün imkânları seferber edilmeli. Merkezi hükümetin hem idari hem mali desteği verilmeli, beraber çalışılmalı. Ama maalesef bu hükümet öyle bir ayrımcılık güttü ki İstanbul aleyhine çalışmayı marifet sayıyorlar. Belediyeyi eleştirmek istemiyorum ellerinden geleni yaptılar. İstanbul’un bütün riskini hesaplamak çok uzun zaman alır. 6 ay, 1 yıl, 3 yıl ne yapılır diye soruyorsunuz. Valla bir şey yapılmaz ancak bu tür ön çalışmalar yapılır...

  • Farklı yapılabilecek bir şeyler yok mu? 

“Ben olsam ne yaparım?” diye baktığımda şunu söyleyebilirim. Belli bölgeleri incelerim, örneğin Bağcılar. Çok katlı gecekondular, çoğu kaçak, mühendislik hizmeti almamış binalar. İmar affı denen ucubeden dolayı 10 binlerce bina af edilmiştir. Ben olsam, girerim oradan başlarım; çok global bir analiz yapıp binaları yıkıp girerim. Belki kurunun yanında yaş da yanar, ama başka çaremiz yok. Bu toplu çözüm. Tekil çözümde ya binanı güçlendirirsin ya da yıkıp yeniden yaparsın mülkiyet hakları vs. bakımından en kolay çözüm bu. Ama kimi durumda çok daha gerekli olabilen toplu çözüm. O bölgelerde ciddi altyapı sorunumuz da var, daracık sokaklar kimi yere itfaiye bile giremiyor, bir büyük ada ya da birkaç adayı bir araya getirip kent planlaması yaparak ve şehir plancılarını da devreye sokarak orada kentsel tasarım oluşturmak. Bu yapılabilir...

‘RANT BİRİNCİ ÖNCELİK’

  • Fikirtepe’de yapılan bu muydu? 

Sanmıyorum. Orada rant birinci öncelikti. Benim burada bahsettiğim şehir plancılarını önceden devreye girmesiyle parkları ile sosyal tesisleri ile altyapısı ile yolları, meydanları ile oluşturacak bir çevrede dayanıklı binalar yapılması. Bunlar yapılabilir, yapılmayacak şeyler değil ama hak sahipliği açısından kanuni problemleri var. Bunları çözmek lazım. Buna teşebbüs edilmiyor. Çünkü zor. Ben tekil çözümle deprem sorunuyla başa çıkacağımızı sanmıyorum. 

  • Finansman meselesi nasıl olacak?

Benim kanaatim şu: İyi bir proje sunarsanız Dünya Bankası gibi kuruluşlar bunu destekler. Türkiye’nin bir sorunu da iyi bir proje hazırlamıyor olması. Bizim büyük zaaflarımızdan biri. Biz ihtiyacımızı ortaya koyamıyor ve çözüm için iyi proje yapamıyoruz. Bizim için yabancılar yapıyor bunu 

  • Arsa sorunu peki?

Bir toplu çözüm alternatifinde birkaç adayı birleştirip boşaltıp yıkabilirsin. İnsanlara geçici konutlar yapmak gerek. Prefabrik inşaatlar devreye girebilir. Türkiye bu konuda gelişme kaydetti.