İstanbul Barosu Genel Kurul Toplantısı gerçekleşti: İstiklal Marşı gerginliği

İstanbul Barosu'nun seçimli Genel Kurul Toplantısı, Haliç Kongre Merkezi Haliç Salonu'nda gerçekleşti. Genel Kurul sırasında bir grup avukat, Divan başkanının İstiklal Marşı'nı okutmadığını öne sürerek ayağa kalkıp tepki gösterdi. Divan Başkanı, İstiklal Marşı'nın okutulduğunu belirterek, yeniden okuttu.

Fahrettin Öztürk

İstanbul Barosu 2024-2026 dönemi Baro Başkanı seçimleri için avukatlar yarın oy kullanacak. Seçimli 126. Genel Kurul Toplantısı ise Haliç Kongre Merkezi Haliç Salonu'nda gerçekleşti.

Genel Kurul, Avukatlık Yasası gereğince baroya kayıtlı 64 bin 72 üyenin yüzde 10'unu oluşturan 6 bin 343 üyenin katılmasıyla açıldı. Avukat Bahri Bayram Belen başkanlığında 4 kişilik Divan Kurulu seçildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından mevcut Baro Başkanı Filiz Saraç açılış konuşması yaptı.

"İKTİDARDAN BAĞIMSIZ KARAR VERİLEMİYOR"

Filiz Saraç, konuşmasında yargının daha da bağımlı hale geldiğini ve yargı makamlarının önemli konularda mevcut iktidardan bağımsız kararlar veremediğini söyleyerek, tedbir olan tutukluluğun; gözdağı, cezalandırma ve baskı aracı olarak kullanıldığını ve bunun ise yargıyı temelinden sarstığını ve hukuk devletini derinden yaraladığını vurguladı.

"HAK İHLALLERİ ARTARAK DEVAM EDİYOR"

Saraç, "Ülkemizde hukuka güven giderek azalmaktadır. Temel hak ihlalleri artarak devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, yargı sistemine ve hukuk devletine büyük zararlar vermeye devam etmektedir. Adalet saraları yapıldı ama içinde adil yargılamalar olmadı. Mahkemeler, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadı. Anayasa Mahkemesi kararı derhal uygulanarak, meslektaşımız Hatay'ın seçilmiş Milletvekili avukat Şerafettin Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır. AYM ve AİHM kararlarına uyulmaması, adil yargılanmanın olmaması, yargıyı hak ve özgürlüklerin teminatı olma işlevinden hızla uzaklaştırmaktadır. Yargı bağımsızlığının en önemli göstergesi ve hukuka duyulan güvenin teminatı ise hukuki öngörülebilirliktir. En önemli hedefimiz, ülkemizde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması, savunmanın güçlendirilmesi ve hukuk üstünlüğünün içselleştirilmesi olmalıdır" dedi.

"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BÜYÜK DARBELER ALMIŞTIR"

Avukat Saraç, yargılamaların uzaması, yürütme ve siyasetin yargı organlarının üzerindeki etkisi, liyakatsiz atamalarla yargılama sürecinde oluşan hatalar ve gerekçeli kararların eksikliği gibi hususların, hukuk güvenliği kavramını giderek yok ettiğini kaydederek, "Geçen dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de ifade özgürlüğü büyük darbeler almıştır. Sosyal medya platformları, gerekçesi açıklanmadan erişime kapatılarak yurttaşların ifade ve haberleşme özgürlüğü engellendiği gibi, gerekçeleri açıklanmayarak gerekçeli karar hakkı engellenmiştir" diye konuştu.

"TUTUKLAMA CEZALANDIRMA ARACI OLMUŞTIR"

Tutuklamanın, günümüzde iktidar tarafından kendisine yönelik yapılan eleştirilerin önünü kesebilmek maksadıyla ceza politikasına dönüştürüldüğünü ve yargısız infaz aracı olduğunu belirten Saraç, "Tutuklama tedbiri bir cezalandırma aracı değildir. Hukuk devletine daha fazla gölge düşmemesi ve adalete olan güvenin sarsılmaması için orantısız, kanunsuz ve hukuksuz tutuklamalara son verilmelidir" ifadelerini kullandı.

"ADLİ YARDIM SİSTEMİ GÜÇLENDİRİLMELİ"

Filiz Saraç, yargılama harç ve tebligat giderlerine yapılan zamların, hak arama özgürlüğünü kısıtladığını ve yurttaşların adalete erişim haklarını ihlal ettiğini kaydederek, "Yargı hizmetinden yararlanmak, her yurttaşın hakkıdır. Yoksul yurttaşlarımızın adalete erişimini sağlayan ve başvurucuların yüzde 91'i kadın yurttaşlarımız olan adli yardım sisteminin güçlendirilmesi ise büyük önem taşımaktadır. Ancak bu sistemi özveriyle görev yapan meslektaşlarımızın vekalet ücretleri bakanlık tarafından aylarca ödenmemektedir. CMK sisteminde görevlendirilen müdafiler için belirlenen ücret son derece düşüktür" dedi.

"HASTANELERDE BEBEKLERİN KATLİNE VARAN DENETİMSİZLİK"

Saraç konuşmasında, "Görüyoruz ki özel hastanelerde bebeklerin katline varan denetimsizlik ve yargının bunlara zamanında müdahale edip yargı önüne çıkaramaması, iktidarın özelleştirmeyi gittikçe sağlık hizmetini, bebeklerin katline dönüştüren bir sisteme dönüştürmesi artık bu ülkede dayanılmaz bir hale getirmiştir her şeyi. Hayvanların katlini öngören maddeleri baroların, STK'ların, bütün yurttaşların haykırmasına rağmen bugün bu katlin gerçekleştiğini gördüğümüz yasalar bu meclisten geçirilmiştir. Ne acıdır ki canlara değer vermeyen anlayışlar bugün ülke yönetmektedir" ifadelerini kullandı.

"HUKUK DEVLETİNİ KORUMAK BAROLARIN GÖREVİDİR"

"Hukuk devletini korumak baroların görevidir" diyen Filiz Saraç, "Avukatların örgütlü gücü barolar, sadece meslek örgütü değil, hukuk devletini korumakla görevlidir. Bağımsız Cumhuriyetimiz, Atatürk ilke ve devrimleri, çağdaş, laik ve demokratik Türkiye, İstanbul Barosu'nun kırmızı çizgileridir. Avukatlara ve mesleğe yönelik çalışmalarla birlikte, Cumhuriyetin temel niteliklerini korumak ve savunmak, demokratik ve hukuk devletine sahip çıkmak görevimiz süresince İstanbul Barosu'nun çizgisine uygun olarak bizim de sahip çıktığımız çizgi olmuştur" dedi. 

RAPORLAR OKUNDU

Baro Başkanı Filiz Saraç'ın konuşmasının ardından Genel Kurul'a devam edildi. Toplantıda; son Genel Kurul tutanak özeti ile Yönetim Kurulu'nun 2022-2024 dönemi çalışma raporu okundu. Çalışma raporunun görüşülmesinin ardından 2022-2023 yıllarına ait Baro kesin hesapları okunarak görüşüldü. Yönetim Kurulunun ve Denetim Kurulunun aklanması yapıldıktan sonra, Avukatlık Kanunu'na göre 2025-2026 yılı Baro aidatı belirlenerek, kıdem esasına göre tespit ve tahsili ile karara bağlandı. 1 Ekim 2024 ile 1 Ekim 2026 dönemi bütçe tasarısı da görüşülerek, Yönetim Kurulu'na fasıllar arası aktarma yetkisi verilip karara bağlandı. Toplantıda ayrıca 6 Şubat depremleri nedeniyle afet ilan edilen illerin barolarından İstanbul Barosu'na gelen avukatlardan 2023 yılı aidatının alınmaması kararı da Genel Kurul'un onayına sunuldu. Kurulda ayrıca yargı ve meslek sorunları da görüşüldü.

"İSTİKLAL MARŞI" GERGİNLİĞİ

Genel Kurul Toplantısı devam ettiği sırada salonda bulunan bir grup avukat, açılışta İstiklal Marşı'nın okutulmadığını öne sürerek Divan Başkanı avukat Bahri Bayram Belen'e tepki gösterdi. Divan Başkanı avukat Belen, İstiklal Marşı'nın, saygı duruşunun ardından okunduğunu söylese de tepki gösteren grup, İstiklal Marşı'nın tekrar okutulmasını isteyerek Divan Kurulu'na önerge verdi. Önergenin oylanmasının ardından İstiklal Marşı tekrar okundu.