‘İsias Otel’ davasının ilk duruşması: Müteahhitten tepki çeken savunma!

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesince; İsias Otel’inin 5'i tutuklu 11 sanığı hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edilen iddianamenin kabulü ardından ilk dava bugün görüldü.  

Kayıp yakınlarının hazır bulunduğu davaya KKTC siyaseti yoğun katılım sağladı. KKTC Başbakanı Ünal Üstel’in müşteki olduğu davayı İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, UBP Genel Sekreteri ve Meclis Araştırma Komitesi Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, YDP Genel Sekreteri Talip Atalay, HP Genel Başkanı Kudret Özersay, Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Tunç Adanır, Cumhuriyet Meclisi komitesi üyeleri, bazı CTP’li milletvekilleri ve Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı yerinden takip etti. Adliyenin zemin katındaki çok amaçlı konferans salonda görülen duruşmaya, sanıklar Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi(SEGBİS) ile bağlandı. Kıbrıs Türkü aileler adına söz alan avukat Çetin Arslan, tanıkların mahkemede olmasını talep ederek, video konferans yoluyla sanıkların sorgulanmasının adalettin tecellisi ve adil yargılama açısından sıkıntılarına işaret etti. 

Duruşma, otel sahibi Ahmet Bozkurt’un savunması ile başladı. Kendisinin müteahhit değil iş insanı olduğunu ve binasında söylenenleri yaptığını savunan Bozkurt, “Kolon kesilmesi söz konusu değil” dedi.

Otelin bulunduğu arazi için 1992 yılında Adıyaman Belediyesi tarafından kat sınırlaması olduğu için 9 kata izin verildiğini, ancak ileriki tarihte kat sayısında değişikliğe gidilirse 12 kata kadar izin verilebileceğinin kendisine söylendiğini belirten Bozkurt, Kalkınma Bankası teşvikinden yararlanarak otelini tamamladığını, bu teşvik için otelin usulüne uygun olup olmadığının denetlenerek binasının tasdiklendiğini ifade etti. 

“HER ŞEYİ İSTENİLDİĞİ GİBİ YAPTIM”

Fazladan kat çıkılması ve yan tarafa ekleme iddialarını kabul etmeyen Bozkurt, otele yeniden yapılan değerlendirmelerde oteli güçlendirmeye gerek olmadığı konusunda onay aldığını belirtti. Kat fazlası olmadığına dair belgesi bulunduğuna işaret eden Bozkurt, radyan temel ve kolonların kendisinden istenilen gibi olduğunu söyledi. 

“HİÇBİR USULSÜZLÜK YOK”

Otelin aile şirketi olduğunu vurgulayan Bozkurt, “İki oğlum tutuklu olanların hiç bir yetkisi yok, eğer böyle bir suç varsa sorumlusu benim. Bana atılan iftiraları, yapılan iddiaların hiç birini kabul etmiyorum” dedi. Otelinde hiçbir usulsüzlük olmadığını, kendisinin, mühendislerin ve mimarların hiçbir kusurunun olmadığını savunan Bozkurt,  “11 ildeki depremin şiddetinin yüksek oluşundan dolayı binam yıkıldı” dedi. Bozkurt ayrıca, kendisinin suçlu olmadığını, dolayısıyla bir pişmanlığı olmadığını, sadece üzüntülü olduğunu kaydetti. Verilen aranın ardından Bozkurt, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Kendisine sorulan soru üzerine“otel enkazına oğlu Mehmet Fatih Bozkurt’la gittiğini, enkazdan 3 gün ses geldiğini ancak gerekli teçhizat olmadığı için kendisinin bir şey yapamadığın ve binada ölenlerin depremden değil soğuktan donarak öldüklerini ileri sürmesi”ne salonda bulunan aileler tepki gösterdi. 

Bozkurt, kendisine yöneltilen diğer sorulara ise şu yanıtları verdi:

“35 cm tespit edilen molozlar otele değil otelin üzerine yıkılan başka dört binaya ait.”

“Adıyaman’ın yüzde 90’ının yerle bir oldu. Her yer ayakta olsa ve sadece İsias yıkılsaydı bütün suçlamaları kabul ederdim”

“Belediyeye herhangi bir katkı, bağış yapmadım, ticari ilişkim de yok”

“Binanın yıkılmasının binanın sağlamlığıyla ilgisi yok. Depremin şekli ve şiddetiyle alakalı.”

“VİCDANİ SORUMLULUK YOK”

Duruşmayı salondan takip eden Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı ise Bozkurt'un tavrına tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Harmancı, "Hukuki açıdan değerlendirme yapmak bana düşmez ama sanırım salondaki aileleri en yaralayan şey, 4 saat ifade verip sorgulanan bu adamın ne ses tonunda ne de ifadelerinde 72 kişiye mezar olan bu tarifsiz acıya karşı en ufak bir vicdani sorumluluk belirtisi göstememesi oldu" ifadelerini kullandı.