‘İnönü mahkûm edilmek isteniyor’
‘Asker İnönü’ kitabının yazarı Alev Coşkun, Derin Tarih dergisinin iddialarına sert tepki gösterdi: ‘İnönü mahkûm edilmek isteniyor’
Çağdaş BayraktarMilli Mücadele tarihimize altın harflerle yazılmış gelişmelerin yıldönümleri, alternatif tarih yazıcıları için yeni bir saldırı fırsatına dönüşmüş durumda. Bu saldırılara bir yenisi de Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı tescilli olan Mustafa Armağan ve genel yayın yönetmenliğini yaptığı Derin Tarih dergisinin ocak sayısı ile eklendi. Bu ay “Çekilme Emri veren Albay İsmet Bey 1. İnönü Savaşı’nı kazandığımızı sonradan öğrendi” kapağı ile çıkan dergi, Batı Orduları Komutanı İsmet İnönü’den “Zafersiz Kahraman İnönü” olarak bahsediyor. Konuyu, yakın zamanda Asker İnönü kitabı yayımlanan Cumhuriyet Vakfı Başkanı, gazetemizin imtiyaz sahibi ve yazarı Alev Coşkun’la konuştuk.
Alev Bey, Derin Tarih dergisinin ocak ayı sayısında Mustafa Armağan, “Milli Mücadele’nin ardından yazılan tarih, savaş sonrası siyasetin belirlediği istikamette oluşturulmuştu. Bu suni tarihte İsmet Paşa, hiçbir zafer kazanmamışken, İki İnönü Savaşı galibi olarak gösterilmiş ve bu mevkiin ismi kendisine soyadı olarak verilmiştir.” diyor. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Makaledeki temel iddialardan birincisi “Milli Mücadele’nin ardından yaratılan suni (yapay) tarih”. İkincisi, “İsmet İnönü’nün hiçbir zafer kazanmamışken İki İnönü Savaşı galibi olarak gösterilmiş ve mevkiin ismi kendisine soyadı olarak verilmiştir” iddiasıdır.
Şimdi sormak gerekiyor, pekiyi bu yapay tarihi kim yaratmış? Atatürk. Hiçbir zafer kazanmayan İnönü’yü savaş galibi olarak gösteren kim? Atatürk. İşte Atatürk’e saldıramayanlar böyle dolanarak Atatürk’ü itham ediyorlar. Bu sebeple İnönü karşıtlığı derin bir hastalıktır. Mustafa Armağan bildik bir model ve yaklaşımla 1. İnönü Savaşı olmadı, İnönü kazanmadı demektedir. Derin Tarih’teki makalelerinde, Milli Mücadele’de büyük zaferden sadece bir ay önce, yaptığı hatalar yüzünden 1. Ordu Komutanlığı görevinden alınan Ali İhsan Sabis’e dayandırıyor.
İsmet Bey iki ateş arasındaydı
Bu makalede, saçma sapan dayanaklarla İnönü mahkûm edilmek isteniyor. İnönü Savaşı olmamış, bu savaşı Cephe Komutanlığına bağlı Albay Nazım Bey, Tümen Komutanı Ayıcı Arif, Tümen Komutanı Atıf Beyler kazanmış! Armağan hem savaş kazanılmamış diyor, hem de savaş kazanıldı ama tümen komutanları kazandı diyor. Pekiyi, bu tümen komutanlarının komutanı kim? Cephe Komutanı Albay İsmet Bey. Konuya dair ortaya attıkları iddialar bile kendi içinde tutarlılık göstermiyor.
İsmet Paşa kadar İnönü Savaşları da “yapay tarihçiler”in hedefinde. Özellikle 1. İnönü Savaşı’nda genel manzara ve imkânlar nasıldı?
1. İnönü Savaşı’nda iki cephe vardı. Bir cephede isyancı Çerkez Ethem’e karşı savaşılıyor, öteki cephede Yunan işgal güçlerine karşı savaşılıyordu. Batı Cephesi birlikleri ile isyan eden Ethem birlikleri arasında çatışmalar sürerken, tam bu sırada 6 Ocak 1921 perşembe günü sabah Cephe Komutanı İsmet Bey’e şu haber ulaştı, “Yunan ordusu Bursa ve Uşak’tan bu sabah harekete geçmiştir.” Cephe Komutanı İsmet Bey iki ateş arasında kalmıştı. Bir yanda isyan eden Ethem’in Kuvayı Seyyare’si ile savaş, öte yanda Yunan işgal güçlerinin saldırısı. Bu durumda Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey, 61. Tümen Komutanı İzzettin Çalışlar’ı Ethem’in birliklerinin karşısında bıraktı. Kendisi İnönü’ye koştu.
Kapanın ortasında kalmak diyebilir miyiz bu duruma?
Evet, tam anlamıyla kapanın ortasında, iki tuzak arasında kalmıştı İsmet Bey. Önünde Ethem güçleri, diğer iki kanatta Yunan işgal güçleri. İnönü’ye gitmek için tren yolunu kullanmak gerekiyordu ve en yakın istasyon 80 km mesafedeydi. “Batı Cephesi Nasıl Kuruldu” adlı önemli kitabın yazarı ve bu savaşlara bizzat katılan Albay Rahmi Apak’ın anlatımı durumu tüm açıklığıyla ortaya koyuyor: “Batı Cephesi kıtaları, beş günden beri uzun yürüyüşlerle çok yorgun düşmüşlerdi. Mevsim kıştı. Askerin çoğunun kaputları yoktu. Öksürüyorlardı. Erat cılızdı. Hayvanlar ayakta yürürken uyuyorlar ve düşüyorlardı. Yollar kötü ve çamurdu.”
Bu şartlarla girilen 10 Ocak günü neler yaşandı?
10 Ocak’ta Yunan kuvvetleri Poyra Köyü’ne girdiler. Cephe Komutanı Albay İsmet Bey karargâhı hızla İnönü’ye doğru kaydırdı. Türk kuvvetleri tüm olumsuzluklara rağmen direniş gösterdi. Gece yarısı geri çekilen Yunan birlikleri ile 24. Tümen karşı karşıya geldi. Panik yaşayan Yunan birlikleri 10 Ocak’ı 11 Ocak’a bağlayan gece çekilmeye başladılar, sabaha kadar Bursa yönünde çekilişlerini sürdürdüler.
Mustafa Armağan gibi kişiler tarafından yok sayılan ya da İsmet Paşa’dan soyutlanmaya çalışılan 1. İnönü Zaferi yurtta ve dünyada nasıl karşılandı peki?
Atatürk’ün 1. İnönü Savaşı sonrası İsmet Paşa’ya gönderdiği telgrafın bir parçası ile başlayalım, “İnönü Meydan Savaşı’nda Batı Cephesi kıtalarının uğurlu ve kahredici kumandanız altında hazırladıkları kesin üstünlükten dolayı (...) kalpten tebriklerimi takdim eder ve bu başarının kutsal topraklarımızı düşman işgalinden tamamen kurtaracak olan kati zafere hayırlı bir başlangıç olmasını Allah’tan dilerim.” Sonrasında Genelkurmay Başkanlığı da yapacak olan Yunan General Dumanidis’in görüşleri önemlidir: “1921 Ocak ayında yapılan hareket, feci bir şekilde başarısızlığa uğradı.” Bu sözler bile Armağan’ın iddialarını çürütmek için yeterli. Fakat açıklamalar bununla sınırlı değil. İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Horace Rumbold’a da kulak verelim: “Ocak 1921’de Yunan saldırısının geriye püskürtülerek önlenmesini Kemalistler, yalnız Yunanistan’a değil, aynı zamanda İngiltere’ye karşı da kazanılmış bir zafer sayıyorlar.” Yine Rumbold’un İngiltere’nin o günkü Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği rapor, İnönü Zaferi’nin neden “çok büyük mesele” olduğunu da gösteriyor: “Mustafa Kemal’e artık çetebaşı gözüyle bakmak faydasızdır. Onun Anadolu’daki hükümeti etkindir.” New York Times da 17 Ocak 1921 tarihli sayısında “Türk Başarısının Nedenleri” başlıklı bir yazı yayımlamıştır.
İnönü Zaferi sonrası yapılan bu açıklamalar bile başka bir açıklamaya gerek bırakmıyor aslında...
Evet. Türk yazarların yanı sıra, Bernard Lewis’ten Lord Kinross’a, David Walder’dan Amiral Bristol’a kadar tarihi gerçekleri ortaya koyan birçok yabancı kaynak da mevcut. İtalyan yazar Perrone Di San Martino’nun “Yunan saldırısının başarısız olduğu ve o güne kadar küçük görülen Türk ordusunun direnişi Atina’da üzüntüyle öğrenildi. Yunan Genelkurmayı rakibini yanlış değerlendirmişti.” sözleri önemlidir. Bu sözler karşısında şunu söylemek istiyorum. Kendi halkının kazandığı çok önemli bir zaferi ortadan kaldırmaya çalışan yazar takımının yüzleri acaba kızarır mı? M. Kemal Paşa: Çok çok büyük mesele halledildi...
1. İnönü Savaşı’ndan bir süre sonra İnönü Ankara’ya gelmişti. Kendisini istasyonda Mustafa Kemal Paşa karşıladı. İnönü kendisine “Büyük mesele halledildi” deyince Mustafa Kemal Paşa ona “Hangi büyük mesele? Çok çok büyük mesele halledildi” yanıtını verdi. Çünkü 1. İnönü Savaşı, TBMM’nin kurduğu düzenli ordunun çok önemli bir başarısıdır. Özellikle isyancı Çerkez Ethem konusu böylece kapanmış oluyordu. İkincisi, düzenli ordu kendisini ispat etmiş oluyordu. |