İmamoğlu tarih verdi, Bakanlığa çağrı yaptı: 'Buradan sesleniyorum...'

Kırklareli’nde konuşan TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sözü, yapımı yılan hikayesine dönen Melen Barajı’na getirdi. “Melen Barajı, israf ve iş bilmezlik anıtına döndü” diyen İmamoğlu, DSİ ve Tarım Bakanlığı’na “Derhal o barajın bitirilmesiyle ilgili adımlar atılmalı ve 2028 yılına kadar o baraj, İstanbulluların hizmetine sunulmalı” çağrısında bulundu.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bağlı kuruluşu İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), kente su sağlayan en önemli kaynaklardan Istranca Su Toplama Havzası’ndaki Kazandere ile Pabuçdere Barajları çevresindeki atık su ve yağmur suyu kaynaklı altyapı problemlerini çözmek için harekete geçti.

İSKİ, “Istranca Su Havzası Atık Su Yatırımları” kapsamında; 300 milimetre çapında, 30 kilometre atık su şebeke kanalı ve 5 adet fosseptik doğal arıtma yapısı imalatlarının yapımına başladı.

Güncel maliyeti 250 milyon TL olan projenin temeli; CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ın katılımlarıyla atıldı.

Temel atma töreninde, sırasıyla; İSKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Şafak Başa, Vize Belediye Başkanı Ercan Özalp ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. 

“BU ÜLKENİN İNSANLARININ KARARLILIĞI BU  ÜLKEDEKİ BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZMEYE YETER”

Vize Meydanı’nı dolduran coşkulu kalabalığa seslenen İmamoğlu, Trakya’nın Türkiye’nin çok özel bir bölgesi olduğuna vurgu yaptı. 

“Ülkemizin her milimetrekaresi çok değerli, ama Trakya'nın elbette özel bir konumu var” diyen İmamoğlu, “İstanbul olarak, sadece İstanbul'u planlama değil, özellikle İstanbul Planlama Ajansı bünyesinde kurduğumuz Marmara Masası'yla, yerel yönetimlerle özel olarak ilgilendiğimiz gibi, İstanbul'un üst ölçek planını yaparken, Marmara Bölgesi'nin tamamını ve özellikle Trakya bölgesini, suyunu, havasını, ulaşımını, şehir yaşamını, kalitesini, köylerini, tarımını, her şeyini A'dan Z'ye düşürerek bir planlama çalışması yapmaktayız. Biz, Türkiye'nin planlı bir gelişme yaşadığı takdirde, dünyanın en müreffeh, en refah içinde yaşayan toplumu olacağına yürekten inanıyoruz. Bu ülkenin insanının karakteri, bu ülkenin insanının çalışkanlığı, bu ülkenin insanlarının kararlılığı, vatan-yurt sevgisi, bayrak sevgisi, bu ülkedeki bütün sorunları çözmeye yeter” dedi. 

“BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZMENİN TEK ANAHTARI..."

Bütün sorunları çözmenin tek anahtarı olduğunun altını çizen İmamoğlu, “O da nedir biliyor musunuz? Cumhuriyet ve demokrasi yolu. Cumhuriyet ve demokrasi yolundan saptığınız an; tehditler, tehlikeler kapıda bekler. Ama eğer cumhuriyeti ve demokrasiyi içselleştirir, ona sırtınızı dayar, milletçe bir arada, tek yürek kilitlenir de memleketin gelişmesi için çocuklarımızın geleceği için, gençlerimizin umudunun yükselmesi için yol yürürseniz, bu ülkede ne yoksulluk kalır, ne birbirine kızgınlık kalır, ne ayrımcılık kalır, ne adaletsizlik olur. Kötülüklerden, her birinden tek tek sıyrılırız. Çok güzel bir geleceğe doğru yürürüz. O bakımdan cumhuriyet ve demokrasisinin peki zıttı nedir? Eğer tek bir akıl, ‘her şeyi bilirim’ iddiasında tek bir insan, ‘her şeye ben karar veririm’ iddiasında olursa, işte o zaman Allah bu memleketi korusun. Ona asla fırsat vermemeliyiz sevgili hemşehrilerim, asla” şeklinde konuştu. 

İMAMOĞLU: “GİTMESİ GEREKENLER GİDER, GELMESİ GEREKENLER GELİR...”

Kalabalıktan gelen “Gidecekler” seslerine kayıtsız kalmayan İmamoğlu, “Gitmesi gerekenler gider, gelmesi gerekenler gelir. Onun da adı demokrasi. Milletin gücünü gösterdiği en kutsal yer, sandık. Oraya, o insanların vicdanı hür biçimde, eliyle attıkları oyla seçtikleri insanın, bu ülkede görevini… Ama bugünkü düzenle ve bugünkü rejimle değil. İyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve özellikle milleti temsil eden parlamentonun en üst seviyeye çıktığı bir gelecekte hiçbir şeyden korkunuz olmasın. Trakya'nın güzel insanlarına sesleniyorum. Sadece ve sadece kararlı olun. Dirayetli olun. Olayları en iyi şekilde izleyin. Sadece şunu söylüyorum: Çok az zamanları kaldı” ifadelerini kullandı. 

“İSRAF EDİYORSANIZ, O, TAM DA BU TOPRAKLARA İHANET DEMEKTİR”

İstanbul’un, kurulduğu tarihten bu yana ihtiyacına yönelik su taşıyan bir kent olduğunun altını çizen İmamoğlu, günümüzde de Trakya’daki Istrancalar bölgesi ve Düzce ili sınırları içindeki Melen Çayı’nın bu anlamdaki önemine dikkat çekti. 

İstanbul’un suyunun büyük bölümünün İSKİ tarafından kurulan regülatörler aracılığıyla, yaklaşık 200 kilometre mesafeden şehre ulaştırıldığını aktaran İmamoğlu, şunları söyledi:

“Gözümüz gibi bakmalıyız suya. Doğaya gözümüz gibi bakmalıyız. Yani bu ülkeyi çocuklarımızdan ödünç aldığımızı bilerek hareket etmeli ve onlara yine tertemiz bir vatan emanet etmek için çok çalışmalıyız. Aksi takdirde, bu cennet vatana en büyük ihaneti yapmış oluruz. Ülkemiz, maalesef bugünü kurtarmaya, durumu idare etmeye dönük bir anlayıştan çok çekiyor. Uzun vadeli planlama, bilimsel yaklaşım, ortak akılla karar alma, tam da bu yönüyle çok önemli. 

Türkiye'nin dört bir yanında, birçok çevre sorunuyla mücadele ettiğimiz bir ortamdayız. Her yerde şunu söylüyoruz: Lütfen bilimden şaşmayın, akıldan şaşmayın, kişisel çıkarları asla önde tutmayın. Eğer toplumsal bir menfaat varsa, hep beraber yapalım. Ama toplumun menfaatinin önüne kişisel menfaatler geçiyor ve toplumun kaynaklarını yok ediyorsanız, israf ediyorsanız, o, tam da bu topraklara ihanet demektir. Onun için Trakya'ya gözümüz gibi bakmalıyız, Türkiye gözümüz gibi bakmalıyız.”

“MELEN BARAJI, İSRAF VE İŞ BİLMEZLİK ANITINA DÖNDÜ”

Sözü, yapımı yılan hikayesine dönen Melen Barajı’na getiren İmamoğlu, konuşmasını özetle şu sözlerle tamamladı: 

“Melen Barajı; ‘yaptık, bitirdik’ dediler. ‘Ufak bir teknik problem’ dediler. Melen Barajı, tam da israf ve iş bilmezlik anıtına döndü. Ta 2016’da ‘açıyoruz’ dedikleri Melen’in, ne yazık ki şu anda geleceği ve akıbeti belli değil. Melen havzasının kaliteli ve içilebilir bir suya dönüşmesi için, bizler yatırım yapıyoruz ve de çok büyük yatırımlar da yapmaya devam edeceğiz. 

Ama daha da önemlisi, Devlet Su İşleri'nin, ne yazık ki yapılan gövdenin işe yaramamasından dolayı, yeniden yapılanması ya da güçlendirilmesi ve sağlıklı bir projeyle İstanbul'a kazandırılması gerekiyor. Çünkü, yapılan stratejik plana göre, 2030 yılı itibariyle İstanbul, su kaynağı açısından ciddi bir problemle karşı karşıya kalabilir. Bu su probleminin giderilmesi için, en önemli ve hazırda duran kaynağı olarak, Melen'in acilen hizmete geçirilmesi şart.”

“BURADAN SESLENİYORUM: MELEN’İ 2028’E KADAR BİTİRİN”

“Sorulan sorulara, Meclis’te -vekillerimiz burada- tek bir cevap verilmiyor. Veya projenin akıbetiyle ilgili tek bir bilgi verilmiyor. En son 3-4 sene önce, sırf bana hava atmak için, o dönemki AK Parti Meclis Başkanvekili, kalktı, ‘2022’de açıyoruz’ dedi. 2022’nin üstünden neredeyse 3 sene geçti. Yine tık yok. Dolayısıyla, Melen Barajı’yla ilgili, acilen buradan sesleniyorum ve derhal o barajın bitirilmesiyle ilgili adımlar atılmalı ve 2028 yılına kadar o baraj, İstanbulluların hizmetine sunulmalı. İstanbul'un yıllık ihtiyacı, 1 milyar 300 milyon metreküpe çıkacak 2030’da. 

Melen Barajı, tam anlamıyla bittiğinde, oldukça yüksek sayıda ihtiyacını karşılayacak bir suyu sürekli depolayabiliyor olacak. Ortalama 600 milyon metreküp sudan bahsediliyor. Aynı zamanda elektriğini üretecek. Dolayısıyla çok hızlı bir şekilde, 2028’e kadar bitirilecek şekilde planlamalı. Buradan hem Devlet Su İşleri'ne hem ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı’na sesleniyorum.  İstanbul'un bu acil konusu için, neredeyse 15 yıldır gündemleri olan ve neredeyse 1,5 milyar dolara yakın bir israf, ne yazık ki çökmüş bir projeye dönüşen bu alanı hızlıca bitirmelerini ve vaktimizin kalmadığı bir ortamda, hızlıca İstanbulluların hizmetine sokulması için adımların atılması şarttır.”

“MİLLETİN PARASINI MİLLETE DAĞITIRSANIZ PROJE YAPARSINIZ”

“İşte bir başka kaynak arayışımız -bilginiz olsun diye söylüyorum- Bulgaristan sınırından, Rezve Irmağı’ndan İstanbul'a su taşımayla ilgili adımlar atıyoruz. İşte İstanbul, bu kadar aslında suyu uzaklardan taşıyan bir şehir. Aynı anda 10 metro yapmak, onlarca yıldır yapılmayan yatırımları yapmak, Melen'de bizim üzerimize düşen milyarlarca liralık yatırımları yapmak, Şafak Bey'in dediği gibi, sadece İSKİ ‘de 100 milyar liranın üzerinde yatırımı bitirmiş olmanın tek tek kaynağı ne biliyor musunuz? İsrafı kurumdan yok edip atarsanız, önünüze aklı ve bilimi rehber ederseniz, milleti düşünürseniz, milletin parasını millete dağıtırsanız proje yaparsınız. 

Ama bu güzergahtan uzaklaşırsanız, işte aradan 15 yıl geçer, Melen’in bitmesi için ancak Yaradan’a dua edersiniz. Biz, milletin parasını israf etmeden millete dağıtmayı kendimize ilke edindiğimiz için kreş açıyoruz. Onun için yurtlar açıyoruz. Onun için Kent Lokantaları açıyoruz. Onun için öğrencilerimize burs dağıtıyoruz yüz binlerce. Milletimizin zor anında yanında duruyoruz. Biz, milletin parasını millete dağıtma konusunda ustayız. Başkalarının hangi konuda ustalığı olduğunu siz biliyorsunuz. Biz, milletin parasını millete dağıtıyoruz. Bunda ustayız. Bugün de işte sizlerin bu çevrede hakkınız olan, İstanbullunun gelip yapmakla yükümlü olduğu bir projeyi yerine getiriyoruz. Burada da milletin parasını millete dağıtıyor ve 250 milyon liralık çevre yatırımını burada sizlerle beraber yapıyoruz.”