Her üç öğrenciden biri akran zorbalığına maruz kalıyor

Araştırmalara göre her yıl 150 milyon çocuk akran zorbalığına maruz kalıyor. Uzmanlar, okulların, öğretmenlerin ve hükümetlerin ortak bir paydada buluşarak koordinasyon içinde çalışması gerektiğine dikkat çekiyor.

Sena Tufan

Bir öğrencinin ya da öğrenci grubunun diğer bir öğrenciye istenmeyen duygusal, sözel veya fiziksel davranış uygulamasına “akran zorbalığı” adı veriliyor. Bu davranışlar dedikodu üretme, dışlama, yok sayma, lakap takma, aşağılayıcı sözler söyleme, alay etme gibi geniş yelpazede ortaya çıkabiliyor.

Uzmanlar akran zorbalığının çoğunlukla zorbalığa uğrayan ve uğratılan arasındaki güç dengesizliğine bağlı olarak yinelenen bir şekilde gerçekleştiğini ve saldırgan bir amaç taşıdığını anlatıyor. Akran zorbalığı genellikle okullarda ve gençlerin yaygın olarak bir araya geldiği ortamlarda görülüyor. Yoğun teknoloji kullanımıyla birlikte akran zorbalığı dijital ortamlara taşınarak siber zorbalık halini de alabiliyor. İnternet üzerinden saldırgan mesajlar, yorumlar, görüntüler ve söylentiler yayma, ad takma, alay etme gibi dışlayıcı tavırlar geliştirme siber zorbalık kapsamında değerlendiriliyor. UNESCO’nun raporlarına göre, her üç öğrenciden biri ayda bir kez zorbalığa maruz kalıyor. Her beş öğretmenden biri, sınıftaki şiddetin günlük eğitim-öğretim faaliyetlerini aksatıcı bir hal aldığını bildirdiğini belirtiyor.

Kuzey Karolina Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Duygu Dinçer, araştırmalara göre çocuk ve gençlerin zorbaca davranışlar sergilemesinde en belirleyici faktörler arasında aile ve arkadaşlık dinamikleri olduğunu söyledi. 

ÇOCUKLUK DÖNEMİ KRİTİK

Dinçer, “Çocukların aile içinde sert ve zorlayıcı tavırlarla yetiştirilmesi, duygusal sıcaklıktan yoksun bırakılması, saldırgan davranışlara maruz kalması, ebeveynler arasında sıcak çatışmalara tanık olması gibi durumların zorbaca davranışların ortaya çıkmasında belirleyici olabildiği anlaşılıyor. Arkadaşlık grupları, saldırgan davranışlar sergileyen çetelere dönüşebiliyor ve üyelerini zorbaca davranışları norm olarak kabul etmeye sevk edebiliyor. Bu çocuk ve gençler, kendilerinden bedenen daha az güçlü, çekingen, az sayıda arkadaşa ya da duygusal destek kaynağına sahip olan ya da hiç arkadaşı olmayan çocukları hedef alıp onlar üzerinde duygusal, sosyal ve bedensel güç uygulayabiliyor. Kimi araştırma sonuçları zorbalığa uğrayan çocuk ve gençlerin bir kısmının daha sonra kendisinin de zorbalık yapan biri haline geldiğini gösteriyor” diye konuştu.

ÖĞRETMEN KİLİT FAKTÖR

Dinçer, UNESCO verilerine göre akran zorbalığı ile mücadele konusunda öğretmenlerin kilit bir rolde olduğuna dikkat çekildiğini belirtti. Dinçer, “Akran zorbalığı öğrencilerin hem akademik performansını hem de psikolojik sağlığını tehdit ediyor. Araştırmalar, eğitim ortamlarında karşılaşılan akran zorbalığının öğrencilerin hem akademik performansını hem de psikolojik sağlığını olumsuz etkilediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Dinçer, okulların, öğretmenlerin ve hükümetlerin ortak bir paydada buluşarak koordinasyon içinde çalışması gerektiğine dikkat çekti.

DİSİPLİN SUÇU

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle akran zorbalığı ve siber zorbalık artık liselerde disip