Hataylı depremzedeler unutulduklarını düşündüğü için öfkeli ve mutsuz: Bir daha normale dönemeyiz

Depremin ağır yıkıma neden olduğu Hatay’da yurttaş “travma” yaşıyor. Depremzedelerin sorunlarına ilişkin çalışma yürüten hekimler, “Bölgedeki gerçeklik karartılıyor. Halkta umutsuzluk ve öfke var. Toplama kampına dönen konteyner kentlerde yaşam çok zor” diyor.

Merve Kılıç

Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen deprem felaketinin üzerinden bir yıl geçti. Depremin ağır yıkıma uğrattığı Hatay’da yurttaşların sorunları hâlâ çözüm bulmadı. 

Hatay’da çalışma yürüten Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zencir, güncel olayların deprem bölgesini unutulur kıldığına dikkat çekti. Zencir, “Deprem bölgesine dair en çok konuşulan ve üzerine söz kurulan Lütfü Savaş’ın aday olup olmaması. Deprem bölgesinde yapılması gerekenlerden çok bir aday üzerine yoğunlaşan tartışma da toplumsal gerçekliği karartmaya yarıyor” dedi.

TTB ve SES’in birinci yıl raporu hazırlığı için ocakta Hatay’a gittiğini kaydeden Zencir, “Raporda belirsizliklerin, ön görememenin, umutsuzluğun ve yükselen öfkenin izlerine yer vermeye çalıştık. Özellikle öfkenin büyüklüğüne anma törenlerinde tüm ülke de tanık oldu. Öfkenin diğer bir yönü de unutan ve rutin hayata dönen yurttaşlarıydı” ifadelerini kullandı. 

‘ŞİDDET VAKALARI ARTTI’ 

Hatay halkında “Bir daha normale dönemeyiz” düşüncesinin ön plana çıktığını belirten Zencir, “Toplama kampı diye tanımlanan ‘konteyner geçici yerleşim alanları’nda yaşam çok zor.  ‘Geçici değil bunlar, kalıcı yaşam alanlarımız oldu’ isyanıyla sıklıkla karşılaşıyoruz. Güvensiz algısını yaratan; artan şiddet vakaları, madde satışı, hırsızlıklar, başıboş ve kontrolsüz bırakılmış mekânlar haline gelmiş olması. Bu koşullarda yaşamın tüm yükünün kadınlara yüklendiğini ve aile içi gerilim ve çatışmaların arttığını, boşanma vakalarının kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, keza taciz ve istismarların da arttığını da not etmeliyiz” dedi. 

Tüm bu zorlukların ikincil travmalara neden olduğunu kaydeden Zencir, “Travma sonrası stres bozukluğu semptomları olarak karşımıza yaygın olarak çıkıyor.  Yas sürecinin hâlâ tamamlanamaması, travmatik yas reaksiyonunun uzamasını ve çocuklarda yaşanan ruhsal sorunları ve okul reddini, artan özkıyım eğilimi ve madde bağımlılığını da bunlara eklemeliyiz” diye konuştu.