Gezi Davası, Tayfun Kahraman ve kızı Vera

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet Ege için yazdı...

cumhuriyet.com.tr

2013'teki Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davada karar çıktı. 

Hakim teminatının hiçe sayıldığı, mahkeme bağımsızlığının olmadığı, kuvvetler ayrılığının ayaklar altına alındığı bir dönemde bu karar çok şaşırtıcı olmasa gerek.

Barışçıl, çevre duyarlılığıyla harekete geçmiş, kişilerin yaşam tarzlarına müdahaleye itiraz eden, barışçıl insanların yaptığı ve sonuç vermiş bir protesto mahkum edilmiştir maalesef.

Bu hukuksuzluk, doğasına sahip çıkan millete yapılan bu zulüm her daim hafızalarda kara bir leke olarak kalacaktır!

Kanıt ve delil olmadan kanaat ile alınmış bu karar her dilden her renkten insanın yeşil ve yaşanabilir bir dünya umutlarının üzerine karabasan gibi çökmüş, adaleti, hukuku yaralayan bir karar olmuştur.

Lakin bu karar kimseyi ümitsizliğe düşürmemeli.

Hele ki Gezi Davası'nda tutuklanan Tayfun Kahraman'ın kızıyla vedalaşma görüntüsünü izledikten sonra.

Sevgili Tayfun İzmir’den, Atatürk Lisesi’nden sınıf arkadaşım benim.

Son derece düzgün, beyefendi, pırıl pırıl bir insan..

Hukuka, demokrasiye bağlı, insan haklarına saygılı geleceği parlak bir şehir plancısı.

Gezi’de milyonlarca insanın ayağa kalkıp her türlü toplumsal baskıya ettiği itirazın tüm ağırlığı ne yazık ki bugün Tayfun’un minik kızı Vera’nın omuzlarına yüklendi.

Yazıktır, günahtır ve kızı ile verdiği görüntü insan olarak hepimizi çok derinden yaralamıştır.

Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekten 18’er yıl hapis cezasına çarptırılan ve tutuklananların arasında yer alan adeta karıncayı incitmeyecek naiflikte bir kimliği olan Tayfun Kahraman’ın böyle bir itham ile ceza alması ise düşündürücüdür.

Bu kararın hukuki olmadığını siyasi bir karar olduğunu bildiğimiz için zaten reddediyoruz. 

Hukukun üstünlüğüne inanan, her koşulda adaleti, demokrasiyi savunan biz ve bizim gibi düşünen ülkenin demokrasi güçlerinin evlat ile babayı ayrı düşüren bu kararı tasvip etmemiz beklenmemeli öyle değil mi?

Üzgünüm ama Gezi’yi savunanların, aydınlık yarınlar için savaşanların, bedel ödeyenlerin ve sevgili Tayfun ile kızı Vera’nın bu mücadeleyi kazanacağından hiçbir şüphem yok benim.

Tarih Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman gibi bu yolda ceza almış tüm vatansever, namuslu yurttaşları onurla yad edecektir.

Bu toplum ömrünü aydın bir insan olmaya adayan, şiddetten uzak, toplum yararına mesleğini sürdüren, doğasına sahip çıkan bu onurlu yurttaşları hafızasına kazıyacaktır.

Hükmü verenlerin de başlarını yastığa koydukları vakit dayanışmaya, barışa ve demokrasiye adanmış bu millet hareketini cezalandırmanın ıstırabı saracaktır.

Şunu da kimse unutmasın ki: Gezi Parkı eylemleri alelade bir direniş olmamıştır hiçbir zaman.

Özgürlüğe inanan bir kitlenin demokratik ve barışçıl bir seslenişiydi bu direniş.

Adaletsizliğe, baskıcı ve otoriter bir yönetime başkaldırıydı.

Ne mutlu ki bu karardan da anlaşıldığı üzere çok başarılı olmuştur.

Bu büyük başarıyı da hiçbir mahkeme kararı değiştiremeyecektir.

Özgürlük ve adalet direnişi mağduru sevgili Tayfun ve kızı Vera’da en kısa zamanda tekrar buluşacaklardır.

Çünkü Gezi Ali İsmail Korkmaz’dır, Berkin Elvan’dır, Ethem Sarısülük’tür…

Vera ise Gezi’nin umut ışığıdır…