Acele kamulaştırılmayla el konulan Dikmece’deki alanlarda son zeytin hasadı: 'Budamaya kıyamadığımız zeytinleri kesecekler!'

Hatay Dikmece’de konut yapmak için acele kamulaştırmayla topraklarına el konulan yurttaşlar son zeytin hasadını yaptı.

Cengiz Karagöz

Hatay Dikmece’de acele kamulaştırma yoluyla topraklarına el konulan köylülerin mücadelesi sürüyor.

Tek geçim kaynakları olan tarım arazilerinin ellerinden alınmasıyla büyük bir mağduriyet yaşayacaklarını ifade eden köylüler bu yılki zeytin hasadına hüzünlü bir biçimde başladı.

Bu projeden geri adım atılmazsa son kez kendi topraklarında zeytin hasadı yapacaklarını ifade eden yurttaşlar Cumhuriyet’e konuştu.

‘ZORUNLU GÖÇE ZORLANIYORUZ’

Dikmeceli zeytin üreticilerinden Meryem Kutlu söz konusu durumun acı verici oluğunu belirtti. Kutlu, “Annem ve babamla birlikte zeytin hasadı yapıyoruz. Biz bu zeytinlerle birlikte büyüdük. Biz zeytin hasadı yaparken şirket yetkilileri bizi izliyor. Bu tabloyu görmek bizi olumsuz etkiliyor. Yaşam kaynağımızı ellerimizden almak istiyorlar. Şu an başka bahçelere birkaç yıl önce dikilmiş zeytin ağaçlarının üzerinden iş makinalarıyla geçiyorlar. Bu zeytinlikler elimizden alınırsa zorunlu bir göç yaşamak zorunda kalacağız. Tek gelir kaynağımız bu” diye konuştu.

‘TEK YAŞAM KAYNAĞIMIZ’

Betül Doğan ise budamaya kıyamadıkları ağaçların şirketlerin kâr etmesi için kesildiğinin söyledi.

Tarım arazilerini kurtarmak için mücadelelerin sürdüreceklerini ifade eden Doğan, “İlk konut konusu açıldığında hazine arazisinde yapılacağı söylendi. Şimdi bizim tarım arazilerimize yapılacağı söyleniyor. Bu tarım arazileri bizim tek yaşam kaynağımız. Zeytinlerimize dokunulmaması için mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

“HAK ARAMA YOLLARI KAPATILDI”

Avukat Ecevit Alkan hukuki sürece ilişkin bilgi verdi.

Alkan, “Cumhurbaşkanlığı depremi kararnamelerle yönetti. 126 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle mera alanları ve zeytinlikler depremden etkilenen yurttaşların geçici ve kalıcı barınmalarını sağlamak için kamulaştırma yolunu açtı. Olağanüstü hal sürecinde de buna karşı hak arama yolları da kapatıldı. Sonrasında da bu kararnameyi 7452 sayılı yasa ile kalıcı bir hale getirdi. Sadece ohal döneminde ve deprem bölgesinde kullanabileceği bir uygulamayı yasaya çevirerek Türkiye’nin her yerinde uygulanabilir bir durum haline getirildi” dedi.