Geçici yaşam alanı ne kadar geçici?

Kahramanmaraş’ta depremden en çok etkilenen ilçe Dulkadiroğlu. Yıkımın geniş bir alana yayıldığı ilçede yurttaşların büyük kısmı konteyner kentlerde, eğer şanslılarsa özel bir firmanın “sosyal sorumluluk” kapsamındaki konteyner kentinde kalıyorlar.

Çağdaş Bayraktar

Depremlerin üzerinden bir yıl geçmesine karşın şok hali devam ediyor. Bazı yurttaşlar yaşadıklarını “Bundan önce bir hayatımız yokmuş gibi” diye anlatıyor. Bir yerde bir yönetim mekanizması var. Bir yerde de depremzede halk. Arasında devasa bir boşluk, uçurum var. Bu durum, kaderine terk edilmiş hissettiriyor insanları. Hatay’daki yurttaşlara göre dertlerini anlatma konusunda daha çekingen olsalar da bir yerden sonra hemen herkes soruyor: 

“BU KONTEYNERLERDE KAÇ YIL KALACAĞIZ?” 

Bu sorunun bize sorulması, sorunun asıl muhataplarına halkın ulaşamadığının da bir göstergesi. Roller değişiyor, biz soruyoruz, “Kimse size bu konuda bir şey demedi mi” diye, “Hayır” yanıtı alıyoruz. Deprem bölgesindeki en temel sorun, yetkililerin özellikle önemli konularda süreci şeffaf yönetmemesi. Bu durumda devreye giren fısıltı gazetesi çok hızlı yayılıyor ve insanların kaygılarına kaygı yüklüyor.

Bir kişi, çekingenliğini atıp “4-5 yıl burada kalacakmışız” diyor, “Kim bunu söyledi” diyoruz, “Konuşuyorlardı” diyor. Başka birisi sohbete dahil oluyor, “Bu konteyner kent özel bir firma tarafından yapıldı. Onlar ‘Biz en fazla 1-2 yıl karşılayabiliriz, sonra başınızın çaresine bakarsınız diyormuş” diyor. Yine "Kimden duydunuz" diyoruz, yine muğlak bir yanıt…


AKP’Lİ BAŞKANA TEPKİ

Konteyner kentin uzağında TOKİ’ler yükseliyor… Kimi deprem şehrinde öncelikli kaygı “konutlar ne zaman yapılacak”, kimi şehirde ise “Bu konutlar kimlere dağıtılacak, bize sıra gelir mi?”

Öte yandan yurttaşların bir diğer tepkisi de AKP’li mevcut belediye başkanı Necati Okay’ın yeniden aday yapılması. Birçok kayıp yakını, yıkılan binalarına kefil olanın bizzat Okay olduğunu söylüyor…

Kahramanmaraş’taki yurttaşların bir kısmının Hatay’dakilerden ayrılan yanı, ilk kez yaşadıkları bir kriz anında kendi oy verdikleri iktidarın soğuk ve ilgisiz yüzüyle yüzleşmeleri. Bunun şaşkınlığını da yaşamaları.

İnsanca yaşam, konteyner kentlerdeki insanlar için hâlâ çok uzakta…

Sonraki durağımız ise, Hatay’dan sonra yıkımın en fazla olduğu Adıyaman…