Gazeteciler yeni modelleri tartıştı: Yapay zeka bizi işsiz mi bırakacak?

Seferihisar Belediyesi ev sahipliğinde, Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) tarafından düzenlenen 1. İzmir Basın Kampı atölyelerle devam ediyor. Kampta Gazeteciler İsmail Küçükkaya, Özlem Gürses sunumlar yaptı. Prof. Dr. Erkan Saka ve Sinem Saka da yapay zekanın medya alanında nasıl kullanılabileceğini teknik açıdan anlatırken avantajları ve dezavantajları açısından da değerlendirmede bulundu.

cumhuriyet.com.tr

Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) tarafından, Seferihisar Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen 1. İzmir Basın Kampı’nın ikinci günü atölyelerle başladı. İlk atölyede, Prof. Dr. Erkan Saka ve Sinem Saka’nın anlatımıyla ‘Yapay Zeka ve Medyaya Etkileri’ konuşuldu.

YAPAY ZEKA TARTIŞILDI

Prof. Dr. Erkan Saka, “Yapay zeka özellikle 6- 7 aydır çok gündeme geldi. Aslında 1960’lardan beri var ancak son zamanlarda üretken yapay zeka modeli herkes tarafından daha çok kullanabilecek ürünler vermeye başladı. Yoksa özellikle son 10 yıldır arka planda zaten kullanıyoruz. Üretken yapay zeka tarafından önü alınamaz bir yeni araçlar furyası var. Herkes yapay zekayı nasıl kullanırız arayışına girdi. Ancak şunu söylemeliyim; yapay zeka, deneyimli, bilgili bir çalışanı kolay kolay yerinden edemez” ifadelerini kullandı.

Yerel Medya ve Yerel Yönetimler İlişkisi konulu atölyede de basın danışmanlığı görevinde bulunan Reşat Yörük, Fırat Soylu ve Can Özlü, konuya ilişkin deneyimlerini ve görüşlerini aktardı.

Yerel yönetim ve yerel medya ilişkisinde haberciliğin geri plana atıldığını, ticaretin ön plana çıkarıldığını ifade eden Fırat Soylu, “Belediyelerin sınırlı bütçesi var, ayrılmış bir kaynak var. Bu kaynak, belediye başkanının kişiliğine, medyaya yönelik tavrına göre değişir. Eğer basına ayrılan bütçeyi yüksek tutmuşsanız ilan bütçesi değişir. Özellikle internet siteleri arasında bu konuda, ‘Biz az alıyoruz, onlar çok alıyor’ tartışmaları yaşanıyor. Yerel medyanın yerel yönetimlerle doğrudan ilişki içerisinde olması lazım ama maalesef iş artık sadece ticaret noktasına geldi. Kurumlar sadece editoryal çalışma ve ilan ağırlıklı gidiyor, haber ikinci plana atılıyor. İlişkilerin çarpıklığı buradan başlıyor. Haber ikinci plana atılırsa yanlışlık baştan başlar. Yerel medyanın biraz yüzünü halka dönmesi, okuyucu kazanması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

‘Ne izliyor, okuyor, dinliyoruz? Nereden izliyor, okuyor, dinliyoruz?’ başlıklı forumu gerçekleştirdi.

DARMADAĞIN BİR MEDYA YAPISI VAR

Meslek serüvenini özetleyen Gazeteci Özlem Gürses, medyanın geldiği noktaya dair de değerlendirmelerde bulundu.  Şu anda kendine ait Youtube kanalında düzenli yayın yapan Gürses, her şeye rağmen gazetecilikten vazgeçmediğini vurguladı.

Gürses,“Yol arıyoruz değil mi? Ben buldum, mecbur kaldım bu yolu bulmaya... Nerede olursam olayım, ne olursa olsun yayınımı yapıyorum, videomu çekiyorum.  Disiplinli bir hayatım var. Uzunca zamandır bir çağın dönüşümünün tanıklarıyız. Kurumlar çöktü. Belki de aslında yapmamız gereken kurumları dönüştürmekti. Medyaya bu bakış açısıyla bakmak gerekiyordu. Ana akım medyayı yine eleştirelim ama haberciliği buralarda öğrendik. Şu an darmadağın olmuş bir medya yapısı var . Haberin kendisinin de bir krizde olduğunu düşünüyorum. Çünkü hep şu soruyu soruyorum kendime; niye biri beni izlesin... Youtube kanallarımız aslında bir nevi emek hırsızlığı... Yayın yapabilmek için üretilmiş haber havuzunun içinden haber seçkisi hazırlayarak yayın yapıyorum. Ama haberi üreten gazetelerin, televizyonların haber merkezleri... Çok az özel haber yapabiliyoruz. Haberin kendisi krizde... Son yıllarda haber insanları yoran bir şeye dönüştü. Hepimiz haber yorgunuyuz, siyaset yorgunuyuz.  Finansal sürdürülebilirlik modelleri aramamız lazım, bunları konuşmamız lazım. Bütün yükü okuyucuya yükleyemeyiz. Medya ile markalar dünyası arasında geliştirilebilecek bir model olduğunu düşünüyorum. Gazetecilikte belli bir yere kadar hamilik gerekiyor, sanat için de öyle... Ben şu an deniyorum, denemekten korkmuyorum. Başaramazsam da başaramam ama deniyorum” diye konuştu.

KÜÇÜKKAYA’DAN YENİ KAMPANYA: ABONE OL…

1. İzmir Basın Kampı’nda konuşan Gazeteci İsmail Küçükkaya, yerel medyanın önemini ve gerekliliğini anlattı. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin de her zaman yerel basını desteklediklerini ve destekleyeceklerini ifade etti.

Bundan 10 yıl önce yerel gazete manşetlerini ekrana taşımaya başlamasının hikâyesini özetleyen Gazeteci İsmail Küçükkaya, yerel medyanın önemine dikkat çekti. Küçükkaya şöyle konuştu: “Baktık gazeteler okunmamaya başlamış, televizyonlar izlenmemeye başlamış, yoğun baskı var. Şu anki Cumhurbaşkanı, o zaman Başbakan, onu kızdırmamak üzere bir mühendislik yapılıyor. Biz de bunu kırmak istedik, merkez medya çöktüyse yerel medya var dedik. Bundan 10 yıl önce bizim başlattığımız bir şey oldu, her gün 5 ilimizin gazetesini ekrana taşıdık. Hala devam ediyoruz, son dönemde bu sayı 9’a ulaştı. Emeğe saygı gereği manşetleri isim vererek okuyorum.  Zonguldak’ta 5 yerel gazetenin kapanacağını öğrenince bunu bir kampanyaya çevirelim dedik. Merkez medyanın çöktüğü bir dönemde yerel gazeteler bizim umudumuz olabilir, yaşam kanallarımız haline gelebilir. Yerel gazetelerdeki arkadaşlar güçlerini birleştirerek yeni modeller yaratabilirler.

Yepyeni bir şey bulmamız gerekiyor. Teknolojideki yeni imkânlarla yerel gazeteleri güçlendirmek ve yerel gazeteci arkadaşlara gelir kanalları sağlamak üzerinde çalışmalıyız. Yıldızımızı yaratmamız gerekiyor. Bu kampı da bu anlamda çok önemsedim. Bunu güçlendirerek sürdüreceğiz. Yerel gazeteleri güçlendirmek için İlk önerim ‘abone olalım’ kampanyası başlatacağız. Bu kampta en somut sonuçlardan biri yerel gazetelerin güçlendirilmesi olacaktır. Buradan somut bir şeyler çıkarırsak çok kalıcı bir kazanım haline gelebilir.”