‘Forum Muratpaşa’ İklim Krizi ve Su Bildirgesi’ni açıkladı

Muratpaşa Belediyesi’nin her ay farklı bir konuyu ele aldığı Forum Muratpaşa’nın aralık ayı gündemi, tüm dünyayı yakından ilgilendiren Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği Forum iklim krizi ve su oldu.

Ece Güneş

Tema Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Öztürk, Türkiye Su Politikaları Derneği Dursun Yıldız ve Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar konuşmacı olarak katıldığı forumun moderatörlüğünü gazeteci yazar Meliha Okur yaptı.  

“SU ULUSAL GÜVENLİK SORUNUDUR, BUNA GÖRE ULUSAL POLİTİKA OLUŞTURULMALIDIR”

Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde düzenlenen forumda konuşan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal suyun ulusal stratejik güvenlik konusu olduğunun altını “Bir ülkenin ekonomisi yoksa suyu yoksa ne istihbaratı ne silahlı güvenliği olur, bağımsızlığı olamaz. Bu temel konuların ulusal politikası güvenlik sistemi içine alınması  gerekiyor’ sözleriyle çizdi

“SU TİCARİLEŞMENİN KONUSU OLAMAZ”

Türkiye’nin su yasasına ihtiyacı olduğuna ve su yönetiminin çok başlı olmasının yarattığı sorunlara dikkat çeken Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, su yönetiminde esas alınması gereken temel prensipleri şu sözlerle ortaya koydu: “Suyu ticarileştirmemeniz gerektiğini, suyun piyasa malı olarak ortada olmaması gerektiğini bilelim. Kamu yararını öncelemezsek su politikası yönetimi eksik kalır.. Su yönetimi kaynaktan alımından başlar, aynı kalitede doğaya bırakılmasıyla biter. Ekosistemi bozmadan, sosyal, ekononi hedeflerimizi dengeleyerek, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir şekilde yönetmeliyiz. Koruma, kullanma, kapasite geliştirme su politikaları konusunda izlenmesi gereken başlıklar. Su politikalarını parçalı ele alıyoruz, bütünsel yaklaşıma teknik kurumsal yapı olarak da ihtiyaç var. Su, havza olarak bölgesel olarak yönetilmeli ama ulusal plana göre yönetilmeli, suyun yasası yapılmalı” 

“BÖYLE DEVAM EDERSE SUYA DAHA FAZLA ÖDEMEK ZORUNDA KALACAĞIZ”

Yıldız, Türkiye’de yapılan yeraltı su tahsislerinin rezerv miktarını geçtiğine ve  kaçak sondajların sayısının bilinmediğine dikkat çekerek, “Yeraltı sularını daha derinden çektikçe,  suyun kalitesi bozulacak ve bunların arıtılması gerecek ve ekstra bir arıtma maliyeti oluşacak, suyu daha derinden çektikçe daha fazla elektrik enerjisi harcanacak, enerji maliyeti artacak ve bu da devlet sübvansiyonu devam etmediği takdirde vatandaşa verilecek suyun bedelinin belirlenmesinde yerel yönetimlerin daha fazla zorluk çekeceği anlamına gelecek” uyarısında bulundu. Yıldız, tarımsal sulamada barajlardan kapalı borularla suyun taşınması gerektiğini, vahşi sulamanın terk edilmesi ve gri suyun kullanımına başvurulması gerektiğini belirtti. 

“KARŞIMIZA ÇIKAN HER SORUNUN SUÇU KÜRESEL ISINMA DEĞİL”

4700 yıldır 15000 ten fazla büyük savaşın, göçün nedeni kuraklık ve susuzluktur diye sözlerine başlayan Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar,  Türkiye’de doğal kaynakların kullanımında izlenen yanlış politikalar sonucu ortaya çıkan olumsuz tabloda politikacıların küresel ısınma bahanesine sığındığını“Küresel ısınma sendromundan bir çıkalım, her şeyi küresel ısınmaya atmayalım. Ne yapalım küresel ısınma var diyor. Halbuki yaşadığımız olayların küresel ısınma ile yakından uzaktan ilgisi yok. Pandemi ve küresel ısınma, müsilaj. Sana kim diyor Marmara Denizi’ne arıtmadan suyu at diye. İzmir Körfezi’nde binlerce balık öldü. Kim diyor sana, küresel ısınma mı söylüyor sana kirlet diyor. Sel diyorlar küresel ısınma yüzünden, sana kim dedi dere yatağında ev yap diye” sözleriyle öne sürerek “ Biz bundan çıkalım, yapmamız gerekeni yapalım, hiç de korkmayalım” dedi.

Yaşar, kuraklık karşısında gelişmiş ülkelerin gri su kullanımını arttırmaktan, planlı tarıma, tuvalet rezervuarlarını küçültmekten, balıkçılığı yasaklamaya, çim ekimini yasaklamaktan, yüzme havuzlarını boşaltmaya kadar pek çok radikal uygulamaya gittiğine dikkat çekerek “Benim ülkemdeyse neredeyse bilindiği kadarıyla, tahmin edildiği kadarıyla, yüz binlere varan bir kaçak yeraltı sondajı var. Bu sondajların ortadan kaldırılması, açanların cezalandırılması ve yenisinin açılmasının önlenmesi gerekiyor” dedi. 

“ORMANLAR MADENCİLİĞE KAPATILMAZSA YAĞIŞLAR AZALACAK”

Orman ve arazi tahribatlarının yağış rejimleri üzerinde önemil etkileri olduğuna işaret eden TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Öztürk, “Yüzde 40 yağış, bitkilerin yeraltından çektiği suların buharlaşmasından kaynaklanıyor. Ormanları tahrip ederseniz yağışlar yüzde 30 azalıyor. Biyolojik çeşitliliğin olduğu ekosistemlerde çevreye zarar vererek madencilik yapıyorsanız bunu yapmamalısınız. O nedenle biz bazı alanların madenciliğe kapatılmasını istiyoruz” dedi. Öztürk, tahrip edilen orman arazilerin restore edilmesi ve daha fazla ormanlaştırma çalışması çağrısını her fırsatta yinelediklerini söyledi.

SONUÇ BİLDİRGESİ AÇIKLANDI

Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği +0,5 Akdeniz’in Geleceği Çalıştayı ve Forum Muratpaşa İklim ve Su Krizi sonucunda hazırlanan bildiri şöyle: 

Sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve kent sakinlerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen forumun tespitleri ve çözüm önerileri 5 başlıkta toplandı. Sonuç bildirgesi şöyle:

1. Su Yönetimi

Ulusal Güvenlik ve Stratejik Önemi: Su, stratejik bir kaynak olarak ulusal güvenlik politikaları çerçevesinde ele alınmalıdır.

Kamusallık ve İnsan Hakkı: Su yönetimi, temiz suya erişimin bir insan hakkı olduğu prensibi üzerine kurulmalı ve suyun ticarileştirilmesinden kaçınılmalıdır.

Su Yasası: Türkiye’nin su yönetimine ilişkin kapsamlı bir Su Yasası bir an önce çıkarılmalıdır.

Merkezi Yönetim: Su yönetimi çok başlılık yerine bölge ve havza yönetimiyle merkezi bir sisteme bağlanmalıdır.

Dengeli Yönetim: Su yönetiminde ekosistem, sosyal ve ekonomik dengeler bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

Şeffaflık ve Katılımcılık: Su yönetimi katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir bir yapı üzerine inşa edilmelidir.

2. Koruma

Ekosistem Dengesinin Korunması: Büyük su kütlelerinin ve nehirlerin akış yönleri değiştirilmemelidir. Hidroelektrik santrallerin yapımında ekonomik fayda yerine kamu yararı ve sürdürülebilirlik önceliklendirilmelidir.

Arazi Tahribatı ve Koruma:

Arazi tahribatı yasalarla önlenmeli, orman, mera ve tarım alanları korunmalıdır.

Madene kapalı alanlar ilan edilmeli, orman yangınlarını önlemeye ve yangın hasarlarını en aza indirmeye yönelik çalışmalar artırılmalıdır. Orman Kanunu’nda bu yönde düzenleme yapılmalıdır.

Arazi restorasyonu için kamu arazilerinin ormanlaştırılması yoluna gidilmelidir.

Su Kaynaklarının Korunması:

Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının kirletilmesi önlenmeli, atık su yönetimi ve denetimleri artırılmalıdır.

Kaçak kuyular kapatılmalı ve caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.

Yeraltı su tahsisleri, rezerv kapasiteleri aşılmadan yapılmalıdır.

3. Tasarruf ve Akıllı Kullanım

Planlı Tarım: Havza bazında su rezervleri dikkate alınarak planlı tarım yapılmalıdır. Ekilecek ürünler devlet tarafından belirlenmelidir.

Kimyasal Kullanımı: Tarımda aşırı gübre ve zararlı kimyasal kullanımı engellenmeli; doğru kullanım politikaları oluşturulmalıdır.

Modern Sulama Teknikleri: Tarımda vahşi sulama terk edilerek su tasarrufu sağlayan modern teknolojiler ve yöntemler kullanılmalıdır.

Kent Peyzajı: Kurakçıl peyzaj uygulamaları teşvik edilmelidir.

Gri Su Kullanımı: Tarım, sanayi ve evsel kullanımlarda gri suyun dolaşıma kazandırılmasını sağlayacak politikalar geliştirilmelidir.

Vergi Mevzuatı: Su tüketimi ve karbon salınımı, vergi mevzuatıyla ilişkilendirilerek sürdürülebilir üretim teşvik edilmelidir.

Tasarruf Tedbirleri: Kuraklık dönemlerinde gereksiz su tüketimini artıran faaliyetler yasaklanmalıdır.

4. Yatırımlar

Su Altyapısı: Su altyapısına yönelik bütçe artırılmalı ve yatırımlar hızlandırılmalıdır. Deniz suyu arıtma sistemleri geliştirilmelidir.

Yeraltı Barajları: Bölgesel yeraltı barajları ve göletlerin sayısı artırılmalıdır.

Yağmur Hasadı: Yağmur suyu toplama merkezleri kurulmalı ve bu suyun barajlara kazandırılması sağlanmalıdır.

Bilinçlendirme Çalışmaları: Vatandaşları su kullanımı konusunda bilinçlendirecek etkinlikler ve eğitim programları düzenlenmelidir.

Ormanlaştırma: Kamu arazileri ağaçlandırılarak su kaynaklarının korunması desteklenmelidir.

5. Yenilenebilir Enerji ve Ekosistem Uyumlu Politikalar

Yenilenebilir enerji kaynakları, özellikle güneş, rüzgar ve dalga enerjileri, stratejik olarak yaygınlaştırılmalıdır.

Sulak arazilerden sanayi tesisleri uzaklaştırılmalı ve mevcut olanlar taşınmalıdır.

Tarımda kooperatifleşme teşvik edilmeli, ürün desenleri planlanarak karbon salınımı ve maliyetler azaltılmalıdır

Daha önce Forum Muratpaşa’da daha önce “Eğitim”, “Göç” ve “Sosyal Eşitsizlik ile Gelir Dağılımı Adaletsizliği” başlıkları ele alınmış ve sonuç bildirgeleri yayınlanmıştı.