Fatsa'da altın madenine yürüyüş düzenlemişlerdi: 7 yıl sonra beraat ettiler

Ordu'nun Fatsa ilçesinde siyanürle altın madenciliği yapılmasına karşı 2015 yılında düzenlendikleri yürüyüş nedeniyle hapis cezası verilen yurttaşlar, Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararının ardından yeniden açılan davada beraat etti.

ANKA

Fatsalılar, 25 Ocak 2015 tarihinde altın madenine karşı tepki göstermek için yürüyüş düzenledi. Yürüyüşün ardından, Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu adına yürüyüş düzenleme kurulunda yer alan Ali Demirci, Güven Atabay, İsmet Atar, Şenel Yorulmaz, Kadir Özyurt, Yunus Ertopçu hakkında, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri gerekçesiyle dava açıldı.

Fatsa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, yürüyüşü düzenleyen kurul üyelerine 5’er ay hapis cezası verdi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti. Kurul üyeleri, bu kararı bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Anayasa Mahkemesi, kurul üyelerine yürüyüş nedeniyle hapis cezası verilmesini ‘hak ihlali’ saydı.

Fatsa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, Anaya Mahkemesi’nin bu kararın ardından yaptığı yeniden yargılamada, sanıkların tümünün beraatına karar verdi.

“TÜRKİYE, MADENLER VE BETONLAŞMA YÜZÜNDEN TARIM ALANLARINI KAYBETTİ”

Fatsa ve Ünye Doğa Koruma Platformu ve Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) Yönetim Kurulu Üyesi Eren Atasoy, beraat kararını değerlendirirken, "Kimyasal altın madenciliğe karşı vermiş olduğumuz mücadelenin bugün geldiğimiz koşullarda ne kadar haklı ve yerinde olduğunu bir kez daha görmekteyiz. Pandemi ile uğraştığımız bu süreçte bir de savaş tehdidi ile karşı karşıyayız. Türkiye, ne yazık ki madenler ve betonlaşma yüzünden tarım alanlarını kaybetmiştir" dedi. 

“TÜM ARKADAŞLARIMIZIN YÜZÜNE OKUNARAK BERAAT KARARI VERİLDİ”

Atasoy, "2015 yılında Fatsa'da yaptığımız basın açıklamasında Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu gönüllüsü 7 arkadaşımız ile birlikte hapis istemiyle dava açıldı. Anayasa Mahkemesi'ne yaptığımız bireysel başvuru sonucu hepsinin beraatına hükmetti ve tazminat ödenmesini talep etti. 16 Şubat'ta tüm arkadaşlarımızın yüzüne okunarak beraat kararı verildi" diye konuştu. 

Doğa mücadelesinin önemine dikkat çeken Atasoy, "Biz, artık madenler yüzünden toprağımızı, suyumuzu, ormanımızı, kestane balımızı, fındığımızı ve zeytinimizi kaybetmek istemiyoruz. Üretmek istiyoruz” dedi.

“ORMANIMIZI, DOĞAMIZI, YEŞİLLİĞİMİZİ ÖLDÜRDÜLER; SIRA BİZE GELDİ”

Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu ve Düzenleme Kurulu Üyesi İsmet Atar ise şunları söyledi: 

"Biz, 2015 yılında Fatsa'daki maden için bir yürüyüş yaptık. Bu yürüyüşte kaymakamlıktan ve emniyet güçlerinden izin aldığımız halde bize ceza kestiler. Biz bu cezaya itiraz ettik. Bizi Anayasa Mahkemesi haklı buldu. Anayasa'da böyle bir ceza kesme hakkı olmayan hâkim bize ceza kesti. Biz, vatan için, toprağımız için yürüdük. Biz, burada hainlik yapmadık, kimsenin malına, mülküne zarar vermedik. Biz, kendi toprağımızı korumak için yürüdük. Biz, kendi toprağımızda yaşayamıyoruz, yaşayamadık. Hala da yaşayamıyoruz, bizi öldürmeye çalışıyorlar. Ormanımızı, doğamızı, yeşilliğimizi öldürdüler: sıra bize geldi." 

Yargılanan yurttaşların avukatı Emrah Duman, siyanürle altın işletmeciliği yapan maden şirketine karşı 2015 yılında yürüyüş yapıldığını hatırlatarak, "Ancak bu gösteri yürüyüşüyle ilgili olarak Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturma başlatılmış ve müvekkiller hakkında kamu davası açılmıştır. Dava ile ilgili olarak Fatsa Asliye Ceza Mahkemesi tarafından müvekkiller hakkında 2911 sayılı Yasa’ya aykırı şekilde gösteri yürüyüşü düzenlendiği gerekçesiyle karar verilmiştir. Bu karara ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulmuştur" dedi. 

“BU KARAR PEK ÇOK OLAYDA EMSAL NİTELİĞİ TAŞIYOR”

Anayasa Mahkemesi'nin yurttaşların talebine ilişkin 2018 yılında karar verdiğini söyleyen Duman, "Anayasa Mahkemesi, kararında, her ne kadar gösteri yürüyüşü 2911 sayılı Yasa’ya aykırı bir şekilde yapılsa da barışçıl nitelik taşıyorsa bu gösteri yürüyüşüyle ilgili olarak mahkeme kararı verilmesinin hak ihlali olduğuna karar verdi. Bu aşamadan sonra müvekkiller hakkında yeniden yargılama yapıldı ve beraat kararı verildi. Bu karar, pek çok açıdan, pek çok olayda emsal niteliği taşımaktadır. Ayrıca Türkiye'deki en yetkili mahkemenin kararına dayanmaktadır. Hukuk kazandı" diye konuştu.