Boşanma davası açtığı eşinin, çocuklarına şiddet uyguladığını belirten baba, hukuk mücadelesi veriyor

Çocuklarının, 2019'da boşanma davası açtığı eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakıldığını belirten baba F.O., iki çocuğunun velayeti için hukuk mücadelesi veriyor. Uzun süredir sonuç çıkmayan darp ve velayet davası için sesini duyurmak istiyor.

Sinem Nazlı Demir

2016 yılında evlenen F.O. ve H.T.O.'nun 2019 yılında boşanma davası başladı ve o andan itibaren ikili, çocuklarının velayetleri nedeniyle anlaşmazlık yaşıyor. Çocuklarının fiziksel istismara maruz bırakılması şüphesi ile adli yollara başvuran baba F.O., hukuk mücadelesi veriyor.

Ö.A.O. ve E.R.O. isimli iki çocukları olduğunu ve boşanma davası sonuçlandıktan sonra çocukların velayetinin anneye verildiğini ancak davadan sonraki ilk yedi ay çocuklarını göremediğini belirten baba, haciz yoluyla çocukları aldığını aktardı. Çocukları görmeye başladığı ilk anlarda çocuklarının hal ve hareketlerinde farklılıklar olduğunu gözlemleyen baba, ''İhmal ve şiddet şüphelerim oluştu. Oğlan çocuğum hiçbir şekilde konuşmuyordu. Düzenlenen raporlarda annenin gerekli özeni göstermediği, çocuğu ihmal ettiği ve çocukta anne sevgisi oluşmadığı görüldü. Çocuğumun şiddetle ilgili davası ise halen devam etmektedir'' ifadelerini kullandı.

Baba F.O., kız çocuğunun ise dirseklerinde, bacaklarında ve vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar gördüğünü, annenin ise çocuğun düştüğünü söylediğini belirtti. Bir süre sonra kız çocuğunun yüzünü temizlerken, gözünde makyaj ile kapatılmaya çalışılan bir morluk olduğunu gören F.O., çocuğu hastaneye götürdüklerini söyledi.

Hastanede darp raporu çıkarıldığını ancak fiziksel şiddete dair açılan davada annenin beraat ettiğini anlatan F.O., çocuğun bacak arasında ve kol içlerinde de ısırığa benzer izler gördüğünü söyledi. Bu süreçte ALO 184'ü arayarak yardım talebinde bulunduğunu belirten baba, 

''Çocuğun annesi tarafından ihmal edildiğine yönelik bir rapor çıktı. Bu nedenle velayet davası açtım. Uzmanlar tarafından tekrar inceleme yapıldı, mahkemenin sosyal inceleme raporu çıktı ve velayetin tarafımıza verilmesi uygun görüldü. Karşı taraf ise devletin kurumunun verdiği rapora itiraz etti. İkinci velayet raporundaki haklılığımıza karşı taraf itiraz edince üçüncü kez dosya üzerinde sosyal inceleme raporu alınması kararlaştırıldı. Raporun alınması için çocukların ve annenin kaldığı evin incelenmesi gerekiyordu, annenin devlet memuru olması ve pandemide eğitim ve öğretime ara verildiği için memurların görev mevkilerini terk etmeden izinli olduğu zamanda anne çocukları da alıp ablasının yanına, Antalya'ya gitti. Talebimiz üzerine mahkeme, heyetin Antalya'daki adreste sosyal inceleme yapmasına karar verdi. Ancak anne Antalya'daki konutu da terk etti. Biz de annenin zaman kazanmak için çocukları kaçırdığını ve raporun alınamadığını söyledik'' ifadelerini kullandı.

Hakim, raporun Konya Adliyesi'nde alınması gerektiğini ve duruşmayı da burada izleyeceklerini belirtti. Burada yapılan sosyal incelemede çıkan kararda ise velayetin babaya verilmesi gerektiği aktarıldı. Karşı tarafın, üçüncü kez devlet kurumunda alınan bu rapora da itiraz ettiğini belirten baba, hakime daha kaç kez rapor alınacağını sorduğunu söyledi.

Hakimin ise bunun üzerine 'Dosyayı son kez rapora gönderiyorum, rapora göre yapılması gereken işlem ne ise onu uygulayacağız' dediğini aktaran baba, İstanbul'da beş kişilik bir heyet oluşturulup davadaki tüm delillerin dosya üzerinde incelenmesi gerektiğine karar verildiğini söyledi.

F.O., İstanbul'da sosyal inceleme yapılması talimatından sonra herhangi bir incelemenin yapılmadığını ve hakime dosyanın nerede olduğunu sorduğunu söyledi ve sözlerine şu şekilde devam etti:

''Aslında Konya'daki 2. Aile Mahkemesi, İstanbul'a şahsım adına inceleme yapılması için hiçbir dosya göndermemiş. Bunlar resmi evrak ve tutanakla sabittir. İlgili memurlar hakkında da soruşturma devam etmektedir. Ortada bir dosya olmadığı ve dosya olmadan nasıl inceleme yapılıyor sorusu üzerine konuyla ilgili görevli Adli destek ve mağdur hizmetler personelleri sosyal inceleme şahsıma bir cephe aldı. Velayeti kazanmama engel olabilecek bir geri dönüş yaptılar. Çocuklarla da süreli görüşmem gerektiğini belirttiler. Herhangi kanuni veya sağlıksal problemi olmayan biri olarak çocuklarımı saatle görmemi istiyorlar. Dosyamın nerede olduğunu sorduğum için bunları yapıyorlar. Ortada bir dosya yok. Bunu da aynen Konya'da hakim beye ilettik. Sosyal incelemenin dördüncü raporu talimat dosyasıyla İstanbul'da yapıldı. Hakim, son gelen raporu kabul etmediğini ve velayetin anneye verilmesi gerektiğini belirtti. Takdirin kendisinde olduğunu söyledi. Bu çocuklar için birçok darp ve uzman raporu var. Neden inceleme yapmıyorlar? İki aydır gerekçeli kararı bekliyoruz. Sözel olarak bize kararı belirtti ancak kararın resmi metin hali hâlâ gelmedi. itirazlarımızı ve şikayetimizi yapmak için aylardır gerekçeli kararı bekliyoruz. Mahkeme dosyasında onlarca çocuklarla alakalı darp raporları, belgeler, deliller, hastane kayıtları, icra tutanaklarında var. Uzman görüşlerinde velayetlerin babaya verilmesi kararları var, en önemlisi istismar şüphesi var. Bunca delil ve belge varken İstanbul'dan gelen son raporda bunların hiçbirisi görülmeyerek iki çocuğun geleceği riske atılmıştır.''


Cumhuriyet, haberde sözü geçen şüpheli H.T.O. isimli şahıs, bir öğretmen olduğu için, kendisine ulaşmaya çalıştı. Bu çerçevede, şahsın çalıştığı ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvuruldu ancak çabaya rağmen herhangi bir geri dönüş alınamadı.