Esenyurt'ta her üç kişiden biri göçmen

Esenyurt’ta görüştüğümüz yurttaşlar kentin altyapı olanaklarının zaten yetersiz olduğunu ve göçmenlerle bunu paylaşırken zorlandıklarını söyledi.

Rıfat Kırcı

Gündemi belirleyen önemli başlıklardan olan göçmen sorunu İstanbul’da da yakıcı şekilde hissediliyor. İstanbul’un 56 ilden büyük olan 1 milyonluk ilçesi Esenyurt’ta 300 bin göçmen bulunuyor. Yurttaşlar çözüm ararken biz de göç sorununu Esenyurt’ta tekrar gözlemledik.

Esenyurt kent merkezine uzak ilçelerden birisi. İstanbul’un en kalabalık ilçesi. 56 ilden daha büyük. Resmi kayıtlara göre 980 bin nüfusu var. 300 bine yakın göçmen olduğu ve gün içerisinde günlük çıkışlarla nüfusun 1.5 milyonu bulduğu belirtiliyor.

Esenyurt’ta şehir planlaması da ikiye bölünmüş durumda. Silivri yolunun Beylikdüzü tarafında kalan kısım Esenkent olarak adlandırılırken yolun diğer tarafına ise gençler “Esencılıs” adını vermiş. Varlıklı insanlar daha çok Esenkent tarafında oturuyor. Burası yüksek binalı sitelerle çevrili. Biz çarpık kentleşmenin çok net şekilde görüldüğü Esenyurt’u gezdik.

Bazı sokaklar sadece göçmenlerin esnaf olduğu ve sıklıkla göçmenlerin yaşadığı yerler haline gelmiş. Faslıların, Suriyelilerin ve Afrika ülkelerinden gelenlerin olduğu sokaklar var. 

(Ağırlıklı olarak Suriyeli göçmenin yaşadığı ilçede dükkânların tabelaları bile artık Türkçe değil.) 

‘RAHATSIZ OLUYORUM’

Esenyurt’ta denk geldiğimiz yurttaşlardan birisi Deniz Akkaya. Kendisi bir özel hastanede taşeron olarak çalışan temizlik işçisi. Göçmenlerle yaşamanın nasıl olduğunu soruyoruz. “Çalıştığım hastanede göçmen çalışan asansöre binerken benim merdivenden yürümemi istedi. Çünkü hastanenin çalışanıymış, ben taşeronmuşum. Bundan rahatsız oluyorum” ifadelerini kullandı. 

Bir başka yurttaş Selma Engin ise “Çocuğum okulda göçmenlerle okuyor. Sınıf 50 kişi. Zorlanıyor” dedi. 

Yurttaşlardan Hüseyin Buluş ise yıllardır Esenyurt’ta oturuyor. İşçi emeklisi. 6 daireli binada 2 Suriyeli, 2 roman, 1 Türk aileyle beraber yaşıyor. Daha çok yoksulluktan şikâyet eden Buluş, şunları kaydetti:

“Kontrolsüz bir göç var. İnsanlar da yoksul. Çeteler var. Sinoplular da çeteleşiyor, Suriyeliler de Afrikalılar da. Meseleye tüm boyutlarıyla bakmak lazım. Yani burada artık yerleştiler, dükkânlar açtılar. Düşman olmak yarar sağlamayacak. Ancak yoksulluk çok fena. İnsanların birbirine tahammülü kalmadı. Kontrolsüzce büyüdü burası. İnsanların refahı yerinde olsa çok sıkıntı olmayacak. Bir de kültürel çatışmalar oluyor. Gelen kendi kültürünü yaşamaya çalışıyor entegre olmuyor. Hem göçmenler düşmanlaşıyor hem de yerli halk. Böyle birbirine düşman oluyor insanlar. Hükümetin çalışma yapması, sosyologlarla bilim insanlarıyla çalışıp bu işi çözmesi lazım.” 

HASTANE TIKLIM TIKLIM

Esenyurt kalabalık olmasına karşın altyapısı yetersiz. Bağlarçeşme mahallesinde bulunan Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi’nin acilinde yüzlerce kişi sıra bekliyor. Acil o kadar kalabalık ki binanın içine sığmamış insanlar dışarı taşmış. Her odanın kapısında onlarca kişi var. İnsanların önemli bir kısmı işçi. Düşük ücretlerle çalışıyorlar. 

‘EMEK BAĞLAMINDA BİR ARAYA GELMELİYİZ’

CHP İlçe Başkanı Hüseyin Ergin sınırlardaki kontrolsüzlüğe dikkat çekti. Ergin, göç sorununun sadece Esenyurt’ta değil toplumun tamamında yaşandığını aktararak şu görüşü paylaştı:

“Göçmenler kontrolsüzce gelebiliyor. Rehabilitasyona tutulmuyor. Böyle olunca da toplum geriye gidiyor, gettolaşmalar oluyor. Yabancıya karşı kendini savunabilmek için kendi gibi olanlarla bir araya geliyor. Bu her grup için böyle. Yerliler bir mahallenin bir kenarında göçmenler bir kenarında. Bir durum olduğunda tepki verebilme düşüncesi. Bir de şu düşünce var: ‘10 ekmek üretiyoruz, kendimiz bölüşüp yiyoruz. Şimdi göçmenler geldi, ekmek zaten yetmiyordu bir de bu daha fazla bölmek zorunda kaldık.’ Bunu okulda da hastanede de, iş yerinde de görüyoruz. İnsanları bir araya getireceksek emek bağlamında bir araya getireceğiz.”