Ertuğrul Köyü'ndeki kadınlardan 'Cumhuriyet Kadınları Korosu'

Lüleburgaz’daki Ertuğrul Köyü sakinleri, 'Cumhuriyet Kadınları Korosu' ile ziyaretçileri karşılıyor.

Emel Seçen

Hepimizin bir şekilde yolunun düşmesi gereken bir köy burası; adı Ertuğrul Köyü. Lüleburgaz’daki bu yerleşim merkezinin olağanüstü kadınları, unutulmaya yüz tutan değerler ile buluşturuyor hepimizi. Bir iki gün önceden haber verip burayı ziyaret edebilir, onlarla tanışabilir ve birlikte şarkı söyleyebilirsiniz.

Bu kadınlar hem tarlada çalışıyor, konuklara Türk misafirperverliğini sunuyor, sonra da öğrendikleri eserleri seslendiriyorlar. Gruplarının adı “Cumhuriyet Kadınları Korosu.” Eğitmenleri ve ablaları, Edirne Kız Öğretmen Okulu 1963-1964 dönem mezunu Nurten Perpelek Çoban ile bizi fabrika ayarlarımıza götüren bir söyleşi yaptık.

- Emekli öğretmensiniz. “Yorgunum demedim öğretmeye devam ettim” diyerek bu hikâyeyi başlattınız. Bu süreçte neler oldu?

1969’da gelin geldiğim köyümüze geldim, kayınpederim de eğitim yanlısı eski muhtardı. Onun hatrı ile Atatürk, Cumhuriyet ve eğitim yanlısı olarak ve ona destek amaçlı başladı. Elbette Kepirtepe Köy Enstitüsü mezunu eşim, Salih Çoban öğretmenin de katkısı çoktur. Gazi Eğitim mezunu Şükran Akdeniz sayesinde kurulmuş olan koroya da yardımcı olarak başladım. Bu koronun kurulmasında emekleri çoktur. Babası da Kepirtepe Köy Enstitüsü mezunu Şükrü Akdeniz’dir. Köy Enstitüleri’nin ruhu, Şükran hanımefendiye de yansımış ki 2016 yılında köyünde, bu koroyu kurdu. Şükran hocamız keman çalıyordu, yine Kepirtepe’den mezun arkadaşlarımız Şaban Çalışan, Ahmet Ayan hocalarımız da enstrümanları ile yardımcı oldular. Birlikte çok güzel işler yaptık, ülkemizin çeşitli bölgelerinde tam 52 konser verdik. Ekibimiz, ilk başta yirmi iki kişiden oluşuyordu ve hepsi köy kadınlarıydı. Zaman içerisinde Hacı olan ve eşini kaybedenler, günah diye bırakmak zorunda kaldı.

HEPSİ EMEKÇİ

- Kahvaltı, özel kostümler, ortam gelenleri etkiliyor mu?

Her biri tarladan, koronun kadınlarının ürettikleri, yetiştirdikleri, açtıkları ürünleri de sergiliyorlar konuklara. Misafiri köy kahvaltımız ile ağırladıktan sonra ise koro takdimine geçiyoruz. Orada da Cumhuriyet değerlerimize sahip çıkarak borcumuzu ödüyoruz. Diyoruz ki: Çağdaş, aydın Atatürk kadınıyım!

- Bizim etrafımızda Anadolu kadınlarımız dört döndü. Kaçta kalktılar ve bu seremoni bitince rutin olarak ne yapıyorlar? 

Elbette, durmak yok. Sabah beşte kalktılar, mutfağa girdiler. Siz gidince, buralar toparlanıp doğru tarlaya. Yine ekip biçecek, hayat mücadelesine devam edecekler.

- Bugünkü eğitim sistemimiz sonunda düzelecek mi? 

Elbette, biz de Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı öğretmenler tarafından yetiştirildik. 76 yaşındayım ve “işim bitti” demedim. Görevimiz bitmez! Cumhuriyet ve Atatürk sesini köylerde duyurmak için uğraşıyoruz. Eğitim konusunda biraz ümitlerimiz kırık, Köy Enstitüsü eğitimini arıyoruz, ezberci bir eğitim sistemi fayda getirmez ama düzelecek, buna inanıyoruz. Geliyor, gelmekte olan.