Ertan Aksoy değerlendirdi: Tüm seçmenin ortak korkusu
Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy; gündemdeki son gelişmeleri, verilere dayalı analizlerle, siyasilerin gündem belirleyen açıklamalarını ve bu açıklamaların toplum üzerindeki etkilerini Cumhuriyet için değerlendiriyor. İşte Ertan Aksoy'un bu haftaki değerlendirmesi...
cumhuriyet.com.trSon 20 yılda toplum yeni korkular edindi. 2000’li yılların başına kadar kimsenin üniversite sınavında çocuğunun hakkının yeneceğine dair bir korkusu yoktu. Şimdi ise aldığı, oynadığı şans oyununda bile bir torpile yenik düşeceğine inanacak hale getirildi. İnsanlar buna inanırken haksız da diyemeyiz çünkü geçmişte iktidara yakın olan gerici tarikatların, bugün ise bunlara ek olarak iktidara yakın sermaye gruplarının neye ne kadar hile kattıklarını somut örnekleri ile görüyoruz.
Son dönem edinilmiş korkuların en büyüklerinden biri sandık güvenliği korkusu. Demokratik hakkını kullanma konusunda son derece yüksek katılım ile sorumluluğunu her seçimde yerine getiren toplumumuz, bu hakkının sandık hilesi ile elinden alınma ihtimaline dair bir kaygı taşıyor. İlk dönemlerde muhalefete oy veren seçmen, iktidar bloğunu sandıkta çalmakla itham ederken, son dönem aynı ithamları, iktidara destek veren seçmende de görüyoruz.
Bu duygu sadece yurttaşa kendi kötü hissettirmekten ibaret bir sonuç yaratmıyor. Bu duygu, toplumsal barışa ve demokratik katılım süreçlerine de zarar veriyor. Kullandığı oyun boşa gideceğine inanan seçmenin bir bölümü kendisi oy kullanmadığı gibi yakın çevresine de bu gerekçe ile oy kullanmama çağrısı yapıyor. Buna dair en somut örneğe İstanbul seçimlerinde bizzat tanıklık ettim. CHP’nin adayı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun oyu %48’e geldiğinde, onun kazanacağına inananların oyu %36 idi. Aradaki %12’nin ne kadar önemli olduğunu, 10 milyondan fazla seçmeni olan kentte 13.000 oy farkı ile kazanmış olmaktan anlayabiliriz. Birebir tanığım ki; hem Sayın Canan Kaftancıoğlu hem de Sayın Ekrem İmamoğlu, enerjilerinin anlamlı bölümünü toplumun bu duygusunu kırabilmek için harcadı.
Sandık sonuçlarının bir kısım sandıkta olduğu gibi yansımadığına katılıyorum. Fakat topyekûn sandık sonuçları hatalıdır iddiasını da net olarak temelsiz bulduğumu ifade etmek isterim. Anadolu’da öyle köyler var ki çok partili hayata geçtiğimizden bu yana gerçek anlamda bir demokratik katılım olmamıştır. Feodal yapıyı kim yönetiyorsa o köylerde onun kararı sandık sonucu olarak çıkmıştır. Bu bir gerçektir. Fakat başka bir büyük gerçek ise, bu sandıkların toplam sonuç üzerindeki payı Marmara Denizi’nde bir avuç suyun payı ne kadarsa o kadardır.
Sandıkların tamamına sahip çıkılması kaygısı her şeye rağmen doğrudur ve gereklidir. İtirazım bu kaygının korkuya dönüşmesine. Korku ile hareket edip bu korkuyu toplumun geneline yayma çabası yanlıştır. Siyasal süreçlere dair katkı veren herkesin temel yükümlülüklerinden biri olgunluktur.
Şimdi birlikte bu kaygının boyutuna birlikte bakalım. İlk olarak seçim güvenliğinden asıl sorumlu olan YSK’ya duyulan güveni ele alalım.
YSK’ya güvendiğini ifade edenlerin oranı toplamda %25,3. Üstelik bu yanıtı verenlerin neredeyse tamamı iktidara oy veren seçmenden oluşuyor.
Devamında “Önümüzdeki Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanılan oyların çalınma ihtimali tartışmasına dair aşağıdaki ifadelerden hangisi sizin görüşünüze daha yakındır?” sorusunu sorduk ve üç senek verdik.
Kullanılan oyların bir kısmının kesinlikle çalınacağını düşünenlerin oranı %34,9. Kesin olmamakla birlikte çalınma ihtimali olduğunu düşünenlerin oranı ise %39,8. Kesinlikle çalınma ihtimali yoktur diyenlerin oranı %25,3. Sonuç olarak yaklaşık %75’i oyların bir kısmının çalınma ihtimali olduğuna inanıyor.
Muhalefetin önünde devasa sorunlar var. Görünen o ki bu sorunlardan biri de sandık güvenliğine dair inancı artırmak. Her ne kadar zor bir konu olsa da bu kez daha mümkün bir konu. Çünkü yakın geçmişte İstanbul örneği var. CHP İstanbul Örgütü başta olmak üzere, İyi Parti Teşkilatı, HDP İstanbul Örgütü ve diğer partilerin İstanbul’daki teşkilat ve örgütleri çok iyi bir sınav verdi. Firesiz tüm sandıklarda ıslak imzalı tutanaklara hakim olundu. Bu kez Türkiye genelinde aynı başarının olacağına inanıyorum. Yine başta CHP Genel Merkezi olmak üzere muhalefetin tüm bileşenlerinin genel merkezleri hem ayrı ayrı hem de ortaklaşa bir çalışma yürütüyor. Muhalefet sandık güvenliği için hiç olmadığı kadar hazır.
31 Mart 2019 gecesi AKP’nin önemli bir ismi büyük bir televizyonda canlı yayında bulunan, muhalefete görece yakın bir gazeteciyi reklam arasında aramış ve şu soruyu sormuştu “(ismi ile hitap ederek) sen bunları bilirsin gerçekten tüm sandıklara hakimler mi?” Gazetecinin yanıtı “evet hakimler” yönündeydi. Aynı yetkili soruyu 14 Mayıs 2023 akşamı da sormaya kalkarsa alacağı yanıt aynı olacak; evet.
Tüm sandıklara hakim olacağız.
Ertan Aksoy