Yangınlarda '5'li çete' izi
Orman yangınları AKP döneminde artış gösterdi. Uzmanlar, enerji nakil hatlarından kaynaklı yangınlara dikkat çekiyor. Yangınlarda yandaş şirketlerin öne çıkmasıyla alevlerin arkasındaki sır perdesi kalınlaşıyor...
Tuncay MollaveisoğluGeçen yıl yaklaşık 200 bin hektar ormanımız yandı. Son 10 yılki ortalamanın 16 katı büyüklüğünde! Ormanlarımızın her yaz cayır cayır yanması iktidarın yetersiz, yeteneksiz tutumu ve ihmaller zincirinin de eklenmesiyle büyük tepkiye neden oluyor. Her cehennemin ardından yangına neyin sebep olduğu konuşulup kısa süre sonra unutuluyor... Orman Bakanlığı her yangın sonrası “Soruşturma açtık” diyor ancak gündemin ağır örtüsü altında yangının nedeni uykuya yatırılıyor, zamana yayılıyor ve faili meçhul olarak kayıtlara düşüyor...
AĞAÇLAR KESİLİP SATILDI
Tarım Orman İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş ile Muğla’da Kozağaç köyünde buluşuyoruz. Geçen yıl yanan orman alanlarında dolaşıyoruz. Zemini kaplayan karanlık örtü içinden yeşeren, filizlenen ağaçlar umudumuzu da yeşertiyor. Yazı dizimizde AKP’nin yanan ormanların satışından yandaşları nasıl zengin ettiğini, vahşi tahsisler nedeniyle planlananın dört katı ağaç kesilip düşük fiyattan yine yandaş zengin etme sistemi kurulduğunu anlattım.
Olayın bir başka yönü yangınların çıkış nedeni... Yükseklere tırmandıkça dağları aşan enerji nakil hatlarını görüyoruz. Orman örtüsünün içinden geçirilen hatların sağı solu ve altı traşlanmıştı...
Şükrü Durmuş, hatları işaret ederek anız yangınlarından sonra en çok yangına bu hatlar neden oluyor diyor... Antalya’dan Muğla’ya enerji sektöründeki özelleştirmelerde yine AKP yandaşı şirketler öne çıkıyor.
“2018’de Antalya Kumluca’da 3 bin hektar alanın yanmasına neden olan yangının öncesini ve sonrasını yakından izledik. Sendikamızın teknik heyeti şüphesiz şekilde yangına enerji nakil hatlarının neden olduğunu tespit etti. Adrasan köylüleri nakil hatları ile ilgili çok sayıda şikâyet ve uyarı yaptıkları halde dikkate alınmadı. Yazın sıcaktan yere değen hatların altında ağaç olmaması gerekiyordu. Köylülerin uyarısına bizim tespitimize rağmen hiçbir şey yapılmadı ve yangın çıktı...”
Dönemin bakanı Veysel Eroğlu, yangın halen sürerken alevlerin çıkış nedenini bulmuştu! Yangına sera atıklarının neden olduğunu söylüyordu. Şükrü Durmuş, sendika olarak suç duyurusunda bulunduklarını ancak Cengiz, Limak, Kolin ortaklığına ait şirketin “korunma” duvarına çarptıklarını belirtiyor.
2020’deki büyük Marmaris ve Manavgat yangınlarında da yine enerji nakil hatları öne çıkıyor. Bakımsız hatlar ve altındaki ağaçların temizlenmemiş olması ark yapıyordu yani kıvılcım çıkarıyordu. Sıcaklık 44 dereceyi bulmuştu... O yangınlar da da faili meçhul olarak kayıtlara düştü!
Durmuş, kışlık ve yazlık bakımları yapılmayan enerji nakil hatlarının bu yaz da yangınlara neden olacağını söylüyor. Oysa enerji şirketlerinin yıllık bakımlarının yapılma şartı Orman Genel Müdürlüğü izin daire başkanlığının şirketlerle yaptığı sözleşmede yer alıyor... Şirketler maliyet gerekçesi ile sözleşmeye uymuyor. Durmuş ile nakil hattının yakınına yürüyoruz.
“Sendikamızın yaptığı incelemelerde yangınların büyük çoğunluğunun enerji nakil hatlarından çıktığını tespit ettik. Ancak bakanlık tespitleri görmezden geldi çünkü sözleşmeye göre yangına neden olan şirketlerin büyük tazminat ödemesi gerekiyor.”
AKP yangın nedenlerini öylesine örtbas etmeye çalışıyor ki Manavgat’taki yangına akli dengesi bozuk bir vatandaşın neden olduğunu ve o kişinin de çıkardığı yangında yanıp kül olduğunu açıkladı!
İktidarın yandaşları korumak için sığındığı bahaneye bakar mısınız? İnek nerede dağa kaçtı, dağ nerede yandı bitti kül oldu... Tıpkı yüz binlerce hektar ormanımız gibi...
CUMHURİYET’İN HABERİ MECLİS GÜNDEMİNDE
Ege ve Akdeniz’de yüz binlerce hektar ormanlık alanı yok eden yangınların ardından yaşanan, Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı yolsuzluk seli Meclis gündemine taşındı.
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, gazetemiz yazarı Tuncay Mollaveisoğlu’nun yazı dizisi ile kamuoyuna duyurduğu; yanan alanlardaki milyonlarca ağacın adrese teslim ihalelerle yandaşlara verildiğini, tahsisler yoluyla Türkiye’nin ormanlarının Avrupa’ya peşkeş çekildiğini, dünya ormanlarının tahrip edilmesine tepki olarak kurulan Orman Yönetim Konseyi’nin Türkiye’deki uluslararası şirketlere usulsüz sertifikalar verdiği haberlerini Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye sordu.
CHP’li Tezcan, Bakan Kirişçi’ye şu soruları yöneltti:
Yanmış alanlar için yapılan ihaleler hangi mevzuatla ve hangi şartlarla yapılmıştır?
Metreküpü 2.500 TL olan tomruk, 1600 TL olan telefon direği, 1500 TL olan kâğıtlık odundan oluşan milyonlarca metreküp orman emvali metreküpünü ortalama 100 TL’den hangi firmalar almıştır?
Bakanlık tarafından, tahsisler yolu ile kaç hektar orman alanı uluslararası şirketlerin kullanımına sunulmuştur? Bu tahsislerin fiyatları hangi kritere göre belirlenmiştir?
Dünyada orman yağmasına karşı kurulan Orman Yönetim Konseyi’nin (FSC Forest Stewardship Council) Türkiye’de standartlara uymayan ormancılık faaliyetlerini görmezden geldiği, bakanlığın yetki ve sorumluluğu olan çalışmalarda yaşanan işçi ölümleri ve aşırı kesime rağmen ülkemizde iş yapan çokuluslu şirketlere “temiz ve güvenli” üretimi simgeleyen belge verdiği iddası doğru mudur? Doğru ise bu belgelerin verilmesinde yaşanan usulsüzlüklere karşı bakanlığın herhangi bir incelemesi/soruşturması var mıdır?