En tehlikeli 12 maddeden biri sofrada: Çocuk ve bebekler hedefte
Gıda Mühendisi Şık, en zararlı 12 toksik maddeden biri olan klorpirifosun Türkiye'deki tarımsal üretimde kullanıldığını kaydetti. 2016'da bu madde Bakanlık tarafından yasaklanmış 2020'de tekrar serbest bırakılmıştı.
cumhuriyet.com.trTürkiye'den Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihraç edilen limon, mandalina ve greyfurt gibi ürünlerin zehirli bir madde olan klorpirifos tespit edilmesi nedeniyle incelemeye alındığı ortaya çıktı. Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketiciyi Koruma Kurumu da geçen ay aynı nedenle Türkiye’den mandalina alımını askıya alma kararı vermişti.
Tarımsal üretimde kullanılan klorpirifosun, 2016 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın aldığı kararla üretimi ve ithali yasaklanmıştı. Alınan yasak kararına rağmen, tarımsal üretimde bu toksik madde kullanılmaya devam edildi.
Gıda Mühendisi Bülent Şık, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bu maddenin Dünya Sağlık Örgütü'nce çocuklar için en zararlı 12 toksik maddeden biri olarak nitelendirildiği belirtti.
ŞIK: TEK PROBLEM DEĞİL
Gerçek Gündem'den Sami Menteş'in haberine göre; Şık, klorpirifosun AB’de yasak olup Türkiye’de kullanılmaya devam etmesiyle ilgili Gerçek Gündem’e açıklamalarda bulundu.
“Klorpirifos, aslında toksik kullanımına sadece bir örnek” diyen Şık, “Tek problem değil, çok sayıda toksik madde var tarımsal üretimde kullanılan. Elbette bunların bir kısmı gıdalarda kalıyor” ifadelerini kullandı.
EN TEHLİKELİ 12 MADDEDEN BİRİ: ÇOCUK VE BEBEKLER HEDEFTE
Üretimde kullanılan bazı maddelerin insan sağlığına ciddi zararlar verdiğini kaydeden Bülent Şık, klorpirifosun, en tehlike 12 maddeden biri olduğunu kaydetti:
“Toksik maddelerden bazılarının toksisitesi çok yüksek, vücuda alındığında bazı organlarda ciddi sıkıntılara yol açıyor. Klorpirifos, Dünya sağlık Örgütünce, çocuklar, bebekler için, anne karnındaki bebekler dahil en tehlikeli madde olarak nitelendiren 12 maddeden biridir. Çocuklarda sinir gelişimine çok zararlı olduğuna ilişkin çok fazla yayın var. Çoğu ülkede de bu maddenin kullanımı yasak. Avrupa’da yasaklanmasının üzerinde 5-6 yıl geçti.”
TÜRKİYE’DE DE YASAKLANDI AMA...
Peki, Türkiye’de durum ne? Tarım ve Orman Bakanlığının 2016’da aldığı yasak kararına rağmen, klorpirifosun kullanılmasının devam etmesi büyük bir çelişki doğuruyor.
Şık, bu durumla ilgili şu görüşlerini aktardı:
“Tarım Bakanlığının gerçekten anlaşılmaz bir tavrı var. 2016’da Avrupa’da yasaklanınca Bakanlık, benzeri bir kararı burada da aldı. Doğru bir karar. Ama ne yazık ki Türkiye’de alınan böyle kararların yaptırımı yok. Çünkü o karar incelendiğinde görülecek ki, yasak kararıyla birlikte piyasadan da toplatılması gerekiyor. Tabi prosedüre uygun bir şekilde de imha edilecekti.
Problem şurada 2016 yılından sonra piyasada yapılan çalışmalarda, özellikle ülkemizden giden ihraç ürünlerin kontrol edildiği, laboratuvarlarda bu madde tespit ediliyor. Bu şu demek; bu kimyasal madde tarımsal üretimde kullanılmaya devam ediliyor. Ürünlerde yaygın bir şekilde çıktığına göre; çok yaygın, piyasada geniş bir şekilde kullanılıyor demek.”
Bakanlığın bu maddeyi toplamadığını belirten Şık, “Benim bu konuda kafam çok net. Bir bakanlık yetkilisi çıkıp aksini iddia edebilir ama ortaya somut delil koyması lazım. Çünkü veriler kullanıldığını gösteriyor” dedi.
TEKRAR SERBEST BIRAKILDI
2020 yılına gelindiğinde ise bakanlık yeni bir karar aldı ve klorpirifosun kullanımı serbest bırakıldı.
Bakanlığın bu kararına ilişkin Bülent Şık şunları söyledi:
“Sonra ne olduğunu bilmiyorum ama Bakanlık geçen yık bir karar aldı. 5 yıl önce yasakladığı toksik maddeyi tekrar serbest bıraktı. Burada bir çelişki var! Doğrusu yasak olmasıydı. Peki hangi gerekçeyle buna izin verildi. Bu soru işareti... Doyurucu bir açıklama yok. Mesele sadece klorpirifos değil, birlikte anabileceğimiz çok fazla toksik madde var. Bunların üretim sürecinde kullanılmamasını sağlamak gerekiyor. Ancak bunlar kullanılmaya devam ediliyor. Yani bizim marketten pazardan aldığımız ürünlerde bu toksik maddelerin olduğu anlamına gelir.”
MEYVELERİ YIKAMAK YETERLİ Mİ
Merak edilen hususlardan birisi de, meyve ve sebzelerin yıkanması durumunda bu toksik maddenin temizlenip temizlenemeyeceği...
Gıda Mühendisi Şık, bu konuyu şöyle açıkladı:
“Her türlü meyve ve sebzenin yıkanmasını öneriyoruz. Bu kullanılan toksik maddelerin bir kısmı püskürtülerek uygulanıyor. Bunların bir kısmını yıkayarak gidermek mümkün. Ama kullanılan toksik maddelerin önemli bir kısmı, bitkinin sulama suyuna karıştırılıyor, kök vasıtasıyla alması sağlanıyor. Yani yüzeyde değil de doğrudan bitkinin dokularına geçiyor. Bunu yıkamakla gidermek mümkün değil.”
ÇÖZÜM VAR AMA BAKANLIĞIN PLANI YOK
Türkiye’de toksik kullanımının önüne geçmek mümkün. Şık’a göre problemlerin çözümü var, adresi de Bakanlık!
Bakanlığın agroekolojiyle ilgili bir planının olmadığını vurgulayan Bülent Şık, şunları kaydetti:
“Bu problemlerin çözümü yok değil. Mutlak suretle Türkiye genelinde uygulanabilir, agroekolojik yöntemlere Tarım Bakanlığı’nın geçiş yapması lazım. Bununla ilgili plan hazırlanması lazım. Ancak ne yazık ki agroekolojik yöntemler bakanlığın en ufak bir çalışmasında dahi yok. Böyle bir dertleri de yok açıkça söylemek gerekirse. Burada çare var ancak siyasi iradenin umursamazlığından dolayı uygulanmadığını vurgulamak gerekir.
Tarımda kullanılan toksik maddeler herkese zarar veriyor. Çiftçiler de bu işin mağdurudur. Toksik maddelerin ilk zarar verdiği kesim çiftçi kesimidir. Bunu unutmamak lazım. Hepimiz mağdur oluyoruz bu işten."