EGM 'hukuken yok' dedi, Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer yanıt verdi
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hakkında suç duyurusunda bulunduğu Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, "Sözde değil, seçilmişim" diyerek duruma tepki gösterdi.
cumhuriyet.com.tr"Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" 17 Mart günü Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmelikle birlikte, bugüne kadar en az 3 olan tayin sayısı, 6'ya çıkarıldı. Söz konusu yönetmelik, teşkilatta tepkilere neden oldu.
Tepki gösterenlerden biri de Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer oldu. Sezer, Twitter hesabı üzerinden bir anket gerçekleştirdi. Ankete katılanların yüzde 95'i "bölge sistemi" adı verilen yeni yönetmeliğe karşı çıktı.
Anket ve medyada çıkan haberlerin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü, Faruk Sezer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. EGM'den konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Teşkilatımızla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan bir sendikanın Genel Başkanı olduğunu iddia eden söz konusu şahsın, zaman zaman bazı medya organlarında da yer verilen mesnetsiz ithamlarının amacının dezenformasyon olduğu açık ve nettir" ifadelerine yer verildi. Sendikanın hukuken varolmadığı ileri sürülen açıklamada, Sezer'in de "sözde genel başkan" olduğu belirtildi.
SEZER YANIT VERDİ
Faruk Sezer, bu açıklamaya Sözcü gazetesinden Yusuf Demir'e verdiği demeçle yanıt verdi. "'Sözde Emniyet Sen' diyorlar… Ama ben seçildim. Ankara Çankaya Seçim Kurulu tarafından 2-3 Mart 2013 tarihinde düzenlenen genel kurulda ben seçildim" diyen Sezer, "Mazbatamda Çankaya 1 No'lu Seçim Kurulu Başkanı Bahattin Öztaş'ın mührü ve imzası var. Aynı mühür ve imza Sayın Cumhurbaşkanımızın 2014 yılında aldığı Cumhurbaşkanlığı mazbatasında da var" ifadelerini kullandı.
Sezer, "Bana bastığı mühür sahte de, Sayın Cumhurbaşkanı'nın seçildiği mühür mü gerçek. Aynı kurul" dedi.
Sezer'in açıklaması şöyle:
“YSK, VALİLİĞİN İTİRAZINI REDDETTİ”
2013 yılında sendikayı kurma sürecimizde Valilik, İl Seçim Kurulu'na müracaat etti. Reddedildi. Ardından Valilik “tam kanunsuzluk” iddiasıyla Yüksek Seçim Kurulu'na başvurdu. YSK da reddetti. Yani biz YSK'nın bütün üyelerinin altında imzalarının olduğu bir kararla sendikamızın varolduğunu kanıtladık. Ancak hukuk yoluyla “yok” denilebileceğini kanıtladık. Hukuki süreç bitmedi, şu anda AYM’de.
“SÖZDE DEĞİLİM SEÇİLMİŞİM”
Kendi söyledikleri 4688 sayılı yasaya göre dahi, ben yasal bir genel başkanım. Çünkü yasada, “Kimseden önceden izin almaksızın kurulur, 6 ay içinde genel kurulunu yapar ve görevine başlar” diyor. Ben de bu mevzuata göre görevime başlamışım.
Demek ki, ben bundan sonra bana dava açılırsa, kapatılırsam her neyse, bunun adı “hukuki davası süren bir sendikanın genel başkanı”dır. Yine sözde olamam. Çünkü ben seçilmişim.
“HUKUKEN VARLIĞIMIZA AYM KARAR VERECEK”
Biz derece mahkemesinde davamızı kazandık. Sonra Yargıtay bozdu. Biz de dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdık. Biyografimizde de böyle yazmışız. “Dosyası Anayasa Mahkemesi'nde bekletilen Emniyet Sen'in Genel Başkanı” demişiz.
EGM yazısında, “hukuken var olmayan” denilmiş. Henüz hukuken var olmadığına Anayasa Mahkemesi karar vermedi. AYM karar verecek. Henüz hukuk süreci bitmiş değil ki. Siz EGM olarak hukuk sürecine inanmıyor musunuz? Ya da hukuk süreçlerini bilmiyor musunuz?
“BERBEROĞLU VE GERGERLİOĞLU AYM KARARIYLA DÖNDÜ”
Eğer öyle değilse, Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM Genel Kurulu'nda milletvekilleri düşürüldüğü halde, AYM kararıyla nasıl tekrar milletvekilliğine dönebildiler.
AYM kararıyla dönebildiler. Demek ki AYM kararı iç hukukumuzdaki bir süreç. Benim davam Anayasa Mahkemesi'ndeyken benim sendikama “Hukuken var olmayan” diyemezsiniz. Neden, çünkü benim hukukum devam ediyor. Hukuken var olup olmayacağıma AYM karar verecek.
“AYM 4 YIL 1 AY 10 GÜNDÜR GÜNDEME ALMADI”
AYM “yoktur” diye karar verdiği takdirde, AİHM'e giderim. AİHM zaten tazminat kararı veriyor sadece.
AYM'ye 21 Şubat 2018'de başvurduk. 4 yıl 1 ay 10 gündür AYM'nin karar vermesini bekliyoruz.
“YÜZDE 90'DAN FAZLASI YÖNETMELİĞE KARŞI”
EGM “mesnetsiz ithamlarda bulunuyor” demiş. Ben dün bir anket yaptım. 8 bin 500 kişi katıldı. Yüzde 90'dan fazlası yönetmeliğe karşı çıktı. Bunun sonucunu yayınladım. Bir şey eklemiyorum, çıkarmıyorum. Her şey ortada… O zaman bütün anket şirketlerine ceza verin, mesnetsiz anket yapıyorlar diye…
EGM, “ithamlarda bulunuyor” diyor. Ama bu ithamın ne olduğunu ve karşı argümanını söylemiyor. Ben geçtiğimiz yıl 108 polisimiz canına kıydı diyorum. Siz TRT'ye kamu spotu yaptırıyorsunuz “yalan” diye… Ben hepsini ispatlarım. Dava açarlarsa listesini de veririm. Rütbeleri, çalıştığı yerleri, hepsi…
“POLİS İNTİHARLARINDA BU YIL DA REKOR KIRILABİLİR”
Geçen yıl tarihin en çok intiharı yaşandı. 2021 yılında rekor sayıda polis canına kıydı. 2020'de resmi rakam 56 ama biz 80 olduğunu tahmin ediyoruz. Bu yılın ilk 3 ayında sayı 30'lara yaklaştı. Ayda 9 arkadaşım canına kıyıyor. Bu hızla giderse bu yıl da rekor kırılacak.
“BAM TELİMİZE YANİ AİLELERİMİZE DOKUNDULAR”
Yeni yönetmelikle ilgili tepkimize çok kızdılar. Ama aslında bu polisin en önemsiz sorunu… Polisin sorunları listesinde belki de sonuncu sıraya konulabilir. Önem ağırlığı açısından… Neden birinci sıraya çıktı biliyor musunuz… Çünkü bugüne kadar olan sorunlar polisin kendi canını yakıyordu. Çok çalışıyordu, az dinleniyordu, k endi canını yakıyordu bu… Sürgünlere gidiyordu, iki dudak arası kararlarla yönetiliyordu, git şunu yap, git bunu yap baskısıyla çalışıyordu… Ama hepsine kendi maruz kalıyordu. Bir şekilde kendi içinde yumuşatabiliyordu. Ama bu yönetmelik ailesine dokundu. İşte polisin bam teline dokundular. Hiç kimseye sormadan, faydalı mı değil mi analizini yapmadan, sizin bu yönetmeliği çıkarmanız polisin bam teline dokundu. En az 6 tayin görecek ve 4,5,6'ncı tayinleri çocuklarının ortaokul, lise ve üniversite sınavlarına hazırlanma dönemlerine denk gelecek. Bu sayı önce 3'tü.
EŞLER, ANNELER, BABALAR ŞİKAYETÇİ
Dün Twitter'da canlı yayın yaptık. 8-10 bin kişi katıldı. Orada polis, polis eşi, annesi, babası sorunlarını paylaştı. Tamamı bölge sisteminden doğacak mağduriyeti şikayet etti. Bir öğretmen şunları söyledi: “Eşim yüzünden ben okul okul geziyorum. Neden… Bir kere de o bana tabi olsun. Şimdi daha çok tayinimiz çıkacak. Benim puanım çok yüksek ama beni bir ücra bir ilçeye veriyorlar. ‘Biz seni değil eşini gönderiyoruz’ diyorlar. Bu defa da aile birliğimiz bozuluyor.”