Diyanet’ten Kobani davasına katılma talebi: ‘Çeşitli sapık akım ve gruplara…’
HDP'nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 108 sanığın yargılandığı Kobani Davası’na katılma talebinde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı, savcılığın esas hakkındaki mütalaasına ilişkin beyanını sundu.
ANKAHDP'nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 108 sanığın yargılandığı Kobani Davası’na katılma talebinde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı, savcılığın esas hakkındaki mütalaasına karşı beyanlarını sundu.
“EN ETKİLİ VE SAYGIN…”
Diyanet İşleri Başkanlığı, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
“Toplumun dini, ahlaki ve manevi değerlerini sürekli canlı tutmak amacıyla İslâm dininin temel kaynaklarına dayalı doğru ve güncel bilgi ile toplumu din konusunda aydınlatmak, inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, ibadet yerlerini yönetmekle görevli olan Başkanlığımız; toplumun dini, ahlaki ve manevi değerlerini sürekli ayakta tutan, bütün insanlığın barış ve huzuruna katkı sağlayan, İslâm Dini ile ilgili her konuda referans alınan en etkin ve en saygın bir kurumdur.
Davaya konu kişilerin fiil ve davranışları, bu durumu temelden sarsan ve telafisi imkânsız sonuçlara sebep olmaktadır. Nitekim vicdanlara hitap eden din hizmetlerinde itimat ve güvenin kaybolması halinde boşluk kabul etmeyen bu alanın çeşitli sapık akım ve gruplara kalacağı tartışmasızdır. Hukukun üstünlüğünü ve devlet otoritesini tanımayan, güçsüzlüklerini gizlemek amacıyla halka karşı şiddet kullanmaya yönelen ve uluslararası destek gören örgütlerin, siyasi hedeflere ulaşmak için masum insanları bile hedef alabilen eylemleri maddi ve manevi kayıplara sebep olmaktadır. Bu eylemlerin ülke ekonomilerine de büyük zararlar verdiği bilinen ve tartışılmaz bir gerçektir.
“DEVLETİMİZİN İTİBARININ GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR”
Terör, kitlelere yönelik hedef gözetmeyen şiddet eylemleriyle, toplumun güven duygusunu ortadan kaldırarak devletle toplum arasında güveni zedelemektedir. Kamu hizmeti sağlayan Kurumumuzun yönetiminde olan Camilerin terör eylemleri sebebiyle zarar görmesi toplum nezdinde Devleti itibarsızlaştırmaya yöneliktir. Dış ve iç kaynaklı, yıkıcı, bölücü ve her türlü tehdit ve terör olaylarını bertaraf ederek halkımızın sevgi, kardeşlik, barış, huzur, güven, birlik ve beraberlik içinde hiçbir korku ve endişe hissetmeden yaşamlarını sürdürmesi için terör eylemleriyle ülkemize zarar veren kişilerin cezalandırılması ve dolayısıyla halk nezdinde Devletimizin itibarının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yazılı hususlarda Cumhuriyet Savcısının mütalaasındaki değerlendirmelere katılıyoruz. Sanıkların mütalaada yer alan hükümler uyarınca cezalandırılmasını talep ediyoruz."