‘Dışişleri Vakfı’nın görevi net değil’
Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kanunu teklifi , TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Doğa ÖztürkCHP’nin 40 sayfalık muhalefet şerhi hazırladığı, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kanun teklifi, önceki gün TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Genel Kurulda CHP grubu adına CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli konuştu. Türeli, kanun teklifini ‘Anayasa’ya aykırı olması, kamu mali yönetim ve denetim sistemine aykırılıklar taşıması’ gerekçesiyle eleştirdi. Türeli, son yıllarda kamu kaynaklarıyla ajanslar ve vakıfların kurulduğunu belirterek, “Bu ajanslar ve vakıflar bütçe birliği ilkesine aykırı, birçok yetkiyle donatılmış, normalde kamu görevi olan ve devletin kurumlarının, bakanlıkların yapması gereken işleri yapan yapılar haline geldi” dedi.
Türeli, “Karşımızda bir süper vakıf var. Müthiş yetkilerle donatılmış, tamamen ticari faaliyetlerle uğraşan ve bunu yaparken de kamu kaynağını kullanan bir vakıfla karşı karşıyayız. Amaçları ile faaliyetleri arasında ilişki yok. Görev alanları net tanımlanmamış. Organlarının kimlerden oluşacağı belirsiz” diye konuştu.
‘TÜRKİYE'NİN GÜZİDE KURUMLARINDAN ELİNİZİ ÇEKİN’
Vakfın amaçlarından birisi olan ‘teşkilat faaliyetlerinin güçlendirilmesi ve personelin temsil kabiliyetinin arttırılmasını’ eleştiren Türeli, “Yani Dışişleri Bakanlığının personelinin temsil kabiliyeti ve donanımı eksik mi demek istiyorsunuz? Ben öyle bir şey görmüyorum” dedi. Dışarıdan büyükelçi atamalarının CHP tarafından hep eleştirildiğini anımsatan Türeli, “Lütfen, Türkiye’nin güzide kurumlarından elinizi çekin. Eğer bir yetiştirme, bir hizmet içi eğitim söz konusu olacaksa zaten Diplomasi Akademisi var” dedi. Türeli, “Dışişleri Bakanlığının, dışişleri faaliyetlerinin iyi yürümesi ve dışişleri personelinin niteliklerinin artması amaçlarıyla buradaki ticari faaliyetin, takasın, trampanın, taşıt alıp satmanın ne ilgisi var? Burada kamusal denetim yok, 5018 sayılı Yasa’ya tabi değil, Sayıştay denetimine tabi değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine tabi değil” ifadelerini kullandı.
‘TÜRK VERGİ SİSTEMİ AÇISINDAN SON DERECE YANLIŞ’
Vakfın aynı zamanda bağış ve yardım da alacağını ve bunların veraset ve intikal vergisinden, emlak vergisinden, taşınmazlara bağlı her türlü harçtan muaf olacağını aktaran Türeli, “Bağış ve yardımlar gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilecek. Normal şartlarda devlete gitmesi gereken birtakım vergilerin de muafiyet ve istisna yoluyla devlete gitmeyeceğini görüyoruz. Bir de tabi vakıf sadece bu yapı içinde mevcut faaliyetleri yapmayacak, aynı zamanda şirket kuracak, ticari işletme kuracak, işletecek ve işlettirecek. Bunun için ortaklıklar yapılacak ve ortaklar da aynı şekilde vergi muafiyet ve istisnasına tabii olacak. Bu da Türk vergi sistemi açısından son derece yanlış gözüküyor. En son olarak şunu söylemek isterim: Tasarruf genelgesinin ötesinde, Türkiye'nin en önemli bakanlıklarından birinin faaliyet alanının vakıf eliyle tamamen ticarete dönüştürülmesi anlaşılabilir değil" diye konuştu.