Deprem sonrası moloz yığınına dönen binalar ‘yasadışı yapıları’ tekrar gündeme getirdi: 'İmar affı öldürdü'
Fay hattının geçtiği yerleşim bölgelerindeki imar affı yeni binaların neden yıkıldığını gözler önüne serdi. Gerekli önlemler alınmadan projelendirilen binalar yüzlerce can kaybına neden oldu.
Rengin TemoçinKahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından yeni yapılmış binaların da yıkılması imar affı konusunu yeniden gündeme taşıdı. 2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Gaziantep’te 76 bin 605, Hatay’da 71 bin 738 imar barışına ilişkin başvuru olduğunu belirtti. Gelinen noktada istatistiki bir bilgi yok ancak bu sayının bugün çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Cumhuriyet konuya ilişkin TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu ile konuştu. Giritlioğlu şu bilgileri verdi:
“Deprem bölgelerinde özellikle fay hattının geçtiği bölgelerdeki yerleşimlerde çok yoğun imar affı başvuruları vardı. Genel merkezimizle bu konuda uyarılarımızı yapmıştık. Dolayısıyla bunun acı sonuçlarını bugün bir kere daha test etmiş olduk. Benzerini İzmir depreminde de gördük. Orada da çok ciddi oranda imar affı başvurusu vardı, yasadışı yapılar yoğunluktaydı. Burada da aynısını gördük ne yazık ki.”
TADİLATLAR RUHSATSIZ
Giritlioğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bir sitenin reklamı gösterildi. Orada bina dağılmamış ve çökmemiş doğrudan devrilmiş. Bu da aslında şunu düşündürüyor. Yeni yapılan yapıların bir kısmı iskânlıysa bile iskân aşamasından sonra bu yapılarda kontrolsüzce değişiklikler yapılabiliyor. Örneğin alt katlarda kolonlar kesiliyor. Bu ruhsatsız tadilatlar iskanlı binaların da sonunu hazırlıyor ne yazık ki. Belediyeler yapıları kontrol etmeli..”
“Bölgede yasadışı yapılaşma oranları çok yüksek” diyen Giritlioğlu, “Mühendislik hizmeti almamış binalarda ağırlıklı olarak yıkım gerçekleşir. İmar aflarıyla yasallaştırılmış yapıların depremde öncelikle yok olan-çöken binalar olduğunu biliyoruz. Yaşadığımız depremde de aynı sonuçları alacağımızı tahmin ediyoruz” dedi. Giritlioğlu sözlerini şu şekilde noktaladı: “Bunun politik boyutları da var. Örneğin kamu ihale kanunu çıktığı zamandan bu yana 200’e yakın değişikliğe uğramış. Örneğin Hatay Havalimanı fay hattı üzerinde. Şimdi havaalanı çöktü, yardım gelemiyor, yollar kapandı yarıldı. Bütün bunlar yandaş firmalara, kontrolsüzce, ihale dağıtmanın sonuçlarıdır.”
PROJE KUSURU VAR
Depremin ardından yıkılan binaların kusurları da tartışılan konular arasında. Hatay ve Kahramanmaraş’ta çöken iki binanın yıkılma biçimleri de dikkat çekti. Hatay’da ve Kahramanmaraş’ta çöken iki binanın birisi tek yöne doğru çökerken diğer binanın katlarının iç içe geçerek yıkıldığı görüldü. Söz konusu iki binanın yıkılma biçiminin farklılıklarını Cumhuriyet’e değerlendiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, yıkılan binaların yapısal sorunları olduğuna dikkat çekti. Yüzgeç, “Söz konusu binaların bu şekilde yıkılmasının sebebi binanın deprem dalgasını aldığı yön ile alakalı. Deprem sırasında binalar salınım yapar. Binada tasarım ya da imalat kusurları var ise bu salınım esnasında kaldıramayacağı kadar güç yüklenmiş olursa bina yıkılır. Bu iki bina da bunun örneklerindendir. Her bina salınım yapar, bir noktaya kadar gider ancak geri dönemezse yıkılır. Bunların hepsi inşaat ya da proje kusurudur” dedi.
SANİYELER İÇİNDE ÇÖKTÜ
Türkiye’yi sarsan iki deprem sonrasında Malatya’da henüz 6 ay önce yapılan Asur Konutları adlı proje ağır hasar aldı. Bloklardan birinin çöküşü vatandaşlar tarafından görüntülendi. İki büyük bloktan oluşan Asur Konakları sitesinde bir apartman saniyeler içinde yerle bir olurken diğeri ise ağır hasar aldı. Söz konusu sitenin yaklaşık 6 ay önce inşa edildiği öğrenildi. Ayrıca lüks dairelerin son olarak 28 Ocak tarihli internet satış ilanında yer alan bilgiye göre “Deprem yönetmeliğine uygun, birinci sınıf kaliteli malzeme kullanıldı” denilerek pazarlandığı ortaya çıktı. Ayrıca ilanda sitedeki bir dairenin satış fiyatının 2 milyon 850 bin lira olması dikkat çekti.
6 AY ÖNCE YAPILDI
Malatya’daki Asur Konutları internet sitesinde lüks konut kategorisinde satışa çıkarıldı. Birinci sınıf malzemelerle inşa edildiği iddia edilen daireler birkaç saniye içinde toza döndü. Bir vatandaş kamerasıyla o anları böyle görüntüledi.
20 YILDA 9. AF
- AKP iktidarı öncesindeki 1955-2002 yılları arasında imar affı 47 yılda 8 kez gündeme geldi. AKP’nin 20 yıllık iktidarında planlanan 9. imar affı bu yıl reklamlarla kamu oyuna bildirildi.
- İmar affı, en son 2018 tarihinde gelmiş. 2017 yılı ve öncesinde yapılmış, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılan imar ve iskânları kapsamıştı.
4 MİLYON YAPI ETKİLENDİ
Deprem bilimci jeofizik yüksek mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, dün deprem sonrası ne kadar yapının etkilendiğini açıkladı. Ercan “Depremden 13.5 milyon kişi ve 4 milyon yapı etkilendi. Göçen yapı sayısı 6 bin, olası hali 11 bin 302 dir. Göçük altında kalan 194 bin kişi var. Yalnızca 8 bin kişi kurtulmuştur. Soğuk eksi 5 derece” dedi. AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar’ın açıklamasına göre ise teyit edilen yıkılmış bina sayısı 5 bin 775. Henüz doğrulanmamış, yıkıldı ihbarı gelen bina sayısının da 11 bin 302 olduğu belirtti. Yerbilimci Prof. Dr. Celal Şengör ise önceki gün yaptığı paylaşımda “Deprem ülkesinde imar affı cinayettir” dedi.
JAPON UZMAN UYARDI
Öte yandan Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki’nin de bir programda yaptığı uyarılar dikkat çekti. Moriwaki “Genel af anlaşılır çünkü insan pişman olur ya da kendini düzeltebilir, imar affı anlaşılmaz çünkü dayanıksız ya da hasarlı beton pişman da olamaz, kendini de düzeltmez, imar affı Türkiye için çok riskli” şeklinde konuştu.
"BİNA DEĞİL ALLAH ÖLDÜRÜR"
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Göker, deprem sonrası skandal bir açıklama yaptı. Göker, “Deprem veya binalar öldürmez, Allah öldürür. O da eceli geleni. Depremde ölenler aynı anda Mars’ta bile olsalar yine öleceklerdi” dedi. Bu sözler sosyal medyada büyük tepki çekti.