Deprem bölgesindeki öğretmen ve öğrenciler yeniden normale dönebilmek için çabalıyor: Yaşama birlikte tutunduk
Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Ziyaret köyünün okuluna doğru yoldayız. Tek katlı köy evlerinin bahçelerine kurulmuş çadırlara, ağaç dallarına asılmış çamaşırlara ve aracımıza eşlik eden güzel, beyaz bir köpeğe baka baka yol bitiyor.
Figen AtalayZiyaret İlkokulu ve Ortaokulu’na geliş nedenimiz, Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) yönetici ve eğitimcilerinin, bölgedeki tüm öğretmenlere “Sizin yanınızdayız” mesajını vermek, onların ihtiyaçlarını ve isteklerini dinlemek istemesi. Okulda, depremde annesini, babasını, kardeşlerini kaybetmiş çocuklar da var, İstanbul depreminden korktukları için ailecek bu köye göç etmiş öğrenciler de.
İlçede 27 öğretmen ve 8 öğrenci depremde yaşamını yitirmiş. Okulun depremde ölen öğretmen Cemil Saltuk anısına yapılmış kapsamlı bir kütüphanesi de bulunuyor.
TÜRKÇE YABANCI DİL!
Öğretmenler tersine göç nedeniyle sınıf mevcutlarının artmasından ve bölgedeki Arap kökenli nüfus nedeniyle öğrencilerin Türkçeyi anlamakta ve konuşmakta zorluk çekmesinden söz ediyor. Daha sonra gittiğimiz Kansu İlkokulu ve Ortaokulu öğretmenlerinden de aynı sorunu dinliyoruz.
Görünen o ki Arap köylerinin yoğun olduğu bölgelerdeki okullarda, öğrencilerin ve öğretmenlerin en büyük sorunlarından biri bu. Öğretmenler şunları söylüyor: “Arap kökenli öğrenci çok ve anadilleri Arapça.
Türkçe bilmeyen veliler var. Evde de Arapça konuşulunca Türkçe yabancı dil gibi kalıyor. Arapça düşünüp Türkçe konuşmaya çalışıyorlar.” Her öğretmenin hikâyesi farklı. Kimisi Hataylı, depremi yaşamış, bin türlü sıkıntı çekmiş, kimisi bu bölgeye yeni atanmış, uyum sağlamaya çalışıyor. Hepsinin ortak cümlesi ise “Burada hayat okullar açılınca başladı ve bizler çocuklarla hayata tutunuyoruz.”
DAYANIŞMA ŞART
Deprem sonrası bölgeye yeni atamayla gelen ve uyum süreci devam eden 21 bin 569 öğretmen var. Bu genç öğretmenler, yıkılmış şehirlerde çadırdan, konteyner kentlerdeki “ev” dedikleri 21 metrekarelik yeni yaşam alanlarından gelen öğrencilere eğitim verirken kendileri de aynı koşullarda yaşamaya alışmaya çalışıyor.
Dayanışma ziyaretleri sırasında öğretmenlerin isteklerini, ihtiyaçlarını, sorunlarını dinleyen Öğretmen Akademisi Vakfı Genel Müdürü Arzu Atasoy “Okullardaki çocuk ve zil sesleri bölge sakinleri için devam eden yaşamın bir simgesi haline gelmiş. Yaptığımız ziyaretler sırasında öğretmenlerin gözlerinde hüznü ve umudu bir arada görüyoruz. Özellikle küçük yaştaki çocukların bu felaketin izlerini silebilmesi, korkularından kurtulabilmesi ve yeni hayatlarına alışabilmesi oldukça zorlu bir süreç. Öğretmenler bu süreci kolaylaştırabilmek için onların en büyük destekçisi haline geldi” dedi.