Deprem bölgesinde yaşam mücadelesi veren kadınların sorunlarını uzmanlar anlattı: Felaketin yükü kadının sırtında
Kadınların deprem bölgesinde yaşadıkları sorunları Aylin Nazlıaka, Gülsüm Kav ve Ayşe Kaşıkırık ile konuştuk.
Rengin TemoçinOn binlerce kişinin yaralandığı 40 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği depremin üstünden iki haftadan fazla zaman geçti.
Depremin etkileri devam ederken yurttaşlar zorluklar içinde yaşıyor.
Depremzede kadınların deprem bölgesinde yaşadıkları hijyen sorunları gündeme gelirken yaşadıkları sıkıntıları CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Gülsüm Kav, Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı Derneği Başkanı Ayşe Kaşıkırık Cumhuriyet’e anlattı.
İHTİYAÇLARI ARKA PLANDA
CHP’li Nazlıaka, “Depremin ilk gününden bu yana koordinasyon sorumlusu olduğum Gaziantep’teyim. Bu süreçte Hatay ve Malatya’ya da gittim. Yıkımın ardından bölgedeki kadınlar yaşam mücadelesini her anlamda sırtlanmış durumda. Kadınların ihtiyaçları ise arka plana itilmiş. Deprem bölgesinde olanaklar kısıtlı, kadınların dile getirdiği sorunlar ortak. Yemek yapmak, soba yakmak, çocuklara bakmak gibi işler yine kadının sırtına yüklenmiş durumda. Psikolojileri çok bozulmuş” dedi. Nazlıaka sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar barınma, tuvalet, banyo sorunlarıyla baş başa. Görüştüğüm bütün depremzede kadınlar, insanca yaşayacakları koşullar istiyor. Bu süreci hamile olarak geçiren kadınların doktor kontrolleri askıya alınmış. Birçok kadın canını zor kurtardığını anlatırken hamileliğin seyrine ilişkin doktora gidemediğini anlattı.”
ŞİDDET RİSKİ VAR
Gülsüm Kav da “Haneyle ilgili temel ihtiyaçların karşılanmasında daha çok sorumluluk kadınlarda olduğu için çocukların beslenmesi, hastalanmaması da bir rol model olması da hep kadından bekleniyor” ifadelerini kullandı. Kav sözlerini şu şekilde noktaladı:
“1999 depremini bir hekim olarak deneyimlemiş biri olarak biliyorum ki bir süre sonra şiddet ve istismar yaşanma riski var. Türkiye’de önceki depremlerde kurtarmanın gitmediği, günler boyunca ihtiyaçların karşılanmadığı olmamıştı. Hepimiz bunun öfkesini de yaşıyoruz ve bu bir medeniyet kaybı anlamına geliyor. Şimdi o medeniyet kaybını çok ağır bir düzeyde yaşadığımız için bunun sonuçlarını kestiremiyorum.”
"ÇOK SAVUNMASIZ HALDELER"
Ayşe Kaşıkırık bu süreçte kadın ve kız çocuklarının şiddete karşı daha savunmasız hale geldiğini belirtti. Kaşıkırık sağlık ürünlerine ulaşmanın zor olduğunu söyleyerek “Birçoğu ailesini kaybediyor, çadırlarda tek yaşamak zorunda kalıyor veya güvenlik sorunu ortaya çıkıyor. Oradakilerden gönüllü arkadaşlarımızdan da duydum hijyen sorunu var. Yetişkin bir kadının menstrüasyon döneminde 20 ped değiştirmesi lazım en iyi ihtimalle. İsterken de utanıyorlar” dedi. Kaşıkırık şunları söyledi: “Bir pedi uzun süre kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu da çeşitli enfeksiyon ve hastalıklara, salgın hastalıklara varabiliyor. Bizim daha fazla kadın gönüllülere ihtiyacımız var. Kadınların taleplerinin gereksinimlerinin daha fazla görünür olması lazım.”