Değişim İçin Avukatlar Grubu Başkan adayı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: 'İnsan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet'
Türkiye'nin en büyük barosu pozisyonundaki İstanbul Barosu'nda yeni başkan Pazar günü belli olacak. 11 adayın yarışacağı seçim öncesi Değişim İçin Avukatlar Grubu Başkan Adayı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı.
Çağdaş BayraktarHaftasonu yeni başkanını seçecek olan İstanbul Barosu'nda, Değişim İçin Avukatlar Grubu'nun başkan adayı olarak seçime girecek Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, gazetemize konuştu.
Aday olmaya nasıl karar karar verdiniz?
Kitlesel çağrı üzerine, “Anayasal yıkım karşısında seyirci kalamam, bu nedenle ben değil ‘Biz olarak’ yola çıkıyoruz” söylemi ile ilk adımı attık. Bu andan itibaren, elli yıllık mesleki deneyimden edindiğim birikimi, İstanbul Barosu’nun hukuku etkili kılma hizmetine yönlendirdim. Yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte resmi kurumlarda ve sivil toplum örgütlerinde önemli görevler yaptım ve sorumluluklar üstlendim. Bunlar arasında barolarda yargıya ilişkin görevlerim önemli bir yer tutmakta.
"KATILIM, KOLEKTİF YAKLAŞIM VE KUCAKLAYICI ANLAYIŞ"
Seçilmeniz durumunda neler yapacaksınız?
Üç ilke öne çıkacak, katılım, kolektif yaklaşım ve kucaklayıcı anlayış. Baro yönetimi, yönetim, denetim ve disiplin kurulları ile delegasyonla sınırlı değil, baroda birçok merkez, komisyon ve birim var. Bunlar, atama yoluyla görev yapılan mekânlar değil, seçim yoluyla göreve gelinen özerk yapılara kavuşturulacak. Genç avukatlar meclisi de, genç avukatların sorunlarına çözüm üzerine çalışacak. Genç meslektaşların yoksulluğu, “parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütme” kurgusunun toplumu yoksullaştırmasının sonucu aynı zamanda.
"İZLEMİ MERKEZİ ÖNEMLİ BİR İŞLEV GÖRECEK"
Yoksulluğu azaltmak için ise sosyal devlet gerekleri ışığında stajyer avukatlara ve genç avukatlara bütçeden pay ayrılması gerekiyor. Programda ayrıntılı çözüm önerilerini somutlaştırdık. Bilgi-düşünce-fikir ve dayanışma, mücadelemizde belirleyici olacak. Bu hedefte, kurmayı öngördüğümüz adil yargılanma hakkı araştırma ve ihlalleri izleme merkezi önemli bir işlev görecektir.
Eski bir milletvekili ve aktif siyasi karakter olarak adaylığınızı eleştirenler ve bunun da yargının siyasallaşması ve araçsallaştırılması olarak görenler var. Bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu soruyu, duayen gazeteci Orhan Uğuroğlu’nun hakkımdaki gözlemlerini aktararak yanıtlamak isterim:
“İstanbul Barosu’nun oy kullanacak yaklaşık 65 bin avukatına şu mesajı vereyim. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu 27. Dönem Milletvekili olarak TBMM’de görev yaparken keşke siyaset yapsaydı... Siyasetin ‘S’si ile ilgilenmedi. Anayasa, yasama, yürütme, yargı, bağımsız yargı...
Hoca beş yıl boyunca mecliste siyasetin dışında hukuk ve adalet için mücadele verdi. Ben de tanığıyım. Bunu da burada ifade edeyim. Kolaylıklar diliyorum hocam.”
"NİCELİĞİ NİTELİĞE ÇEVİRMEK"
Bugün aktif siyaset yapmıyorum. Aslında TBMM’de iken de siyaset yapmadım ve hep “Siyasetin anayasaya saygı çerçevesinde yapılmasını savundum. Bu çerçevede bütün gücümle TBMM’nin saygınlığı için gece gündüz demeden çalıştım, beş yıl boyunca AYM’ye iptal başvuruları ile bir tür “anayasa avukatlığı” yaptım. Ve bizim, niceliksel gücünü niteliğe çevirme ereğinde İstanbul Barosu yönetimi olarak beş hedefimiz:
Hukuku etkili kılmak,
Herkes için hukuk,
İnsan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet,
Anayasaya saygılı siyaset,
Hukuk yoluyla demokrasi.