Davutpaşa patlaması davasında yeni gelişme
Davutpaşa’da 15 yıl önce 21 kişinin hayatını kaybettiği, 115 kişinin de yaralandığı kaçak maytap atölyesindeki patlamaya ilişkin davanın, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 4 sanık yönünden verdiği bozma kararından sonraki ikinci duruşması Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya mazeretsiz katılmayan sanık eski Zeytinburnu Belediyesi Ruhsat ve Denetleme Müdürü Rüstem Tekinbir hakkında 'zorla getirme’ kararı verildi.
ANKAİstanbul'un Esenler ilçesi Davutpaşa Mahallesi’nde, 31 Ocak 2008 tarihinde Emek İş Hanı’nda bulunan kaçak maytap atölyesinde 21 kişinin hayatını kaybettiği, 115 kişinin de yaralandığı bir patlama meydana gelmişti. Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve yargılama aşamasında karara bağlanan davada, mağdur ailelerin Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurusu sonucunda ‘hak ihlali' nedeniyle dava dosyası yeniden yerel mahkemeye gönderilmişti.
Anayasa Mahkemesi'nin bozmasından sonra bugün, Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda ikincisi yapılan duruşmaya tutuksuz sanıklar Şevket Yıldırım ile Hatice Küçükakyüz geldi. Duruşmaya, patlamada hayatını kaybedenlerin aileleri de katıldı. Tarafların avukatları da mahkemede hazır bulundu. Duruşmaya CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Nurettin Aydın da izleyici olarak katıldı.
“BİNA İLE İLGİLİ BİLGİM VE ALAKAM YOK”
Savunması sorulan sanık Şevket Yıldırım, Anayasa Mahkemesi'nin kararına katılmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Bina ile ilgili olarak bir ilgim ve alakam yoktur. Bu binanın imarında imzası bulunan birisi ben değilim. Daha sonra incelediğim evraklara göre olayın meydana geldiği binanın ruhsatında herhangi bir usulsüzlük yoktur. Hakkında zaman aşımından dolayı düşme kararı verilen Servet Kırma benim müdürümdü. Ben İmar Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordum. Patlamanın üzerinden 15 yıl geçti. İnşaatta deniz kumu kullanıldığı, çimento tonajının az olduğu, kullanılan malzemelerle alakalı benim bir ilgim yoktur. İnşaatın yapı ruhsatının alındığı tarih 26 Eylül 1989’dur. Ben o dönemde Bakırköy Belediyesi’nde çalışıyordum. Benim herhangi bir evrakta imzam yoktur. Suçsuzum. Beratımı talep ediyorum. İskansız binanın kullanılmasına biz müdahale edemiyoruz. Zira 1994 yılında yapı ve ruhsat, inşaat fonksiyonları değişti. Sanayiden çıkartılarak iş merkezi alanına dönüştürüldü. 12 Ekim 2004 yılından önceki binalarda ruhsat değil, iskan dahi bulunmuyordu.”
“GÖREVE BAŞLADIKTAN 35 GÜN SONRA PATLAMA OLDU”
Savunması sorulan Hatice Küçükakyüz ise “Anayasa Mahkemesi'nin kararına katılmıyorum. Olay tarihinde İmar Müdürü olarak görev yapıyordum. Ben göreve başladıktan 35 gün sonra patlama oldu. Patlamanın olduğu yerle ilgili hiçbir bilgim yoktu” diye konuştu.
“GÖREV TANIMIM BİNALARA RUHSAT VERME, KAÇAK OLUP OLMADIĞINI TESPİT ETMEKTİ”
Sanık Küçükakyüz, görev tanımının sorulması üzerine, “Binalara ruhsat ve iskan verme, kaçak yapı olup olmadıklarının tespiti gibi değerlendirmeleri yapardık. Binaların kaçak olduğunun tespiti durumunda İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddeleri uyarınca işlem yapardık. 32. madde para cezası, 42. madde ise yıkımdı. Patlamanın olduğu binayla ilgili benim hiçbir bilgim yoktur. Söz konusu bina 1989 yılında yapılmış bir binadır. Suçsuzum. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
“DÖNEMİN BELEDİYE BAŞKANI YARGILANSIN”
Patlamada hayatını kaybeden Gülhan Çubuk’un eşi İdris Çabuk ise mahkemedeki beyanında, “Daha önce tanık olarak dinlenen dönemin belediye başkanının sanık olarak yargılanmasını istiyorum” dedi.
Diğer mağdurlar da sanıkların yeniden yargılanmalarını talep ederek, şikayetçi olduklarını söylediler.
“MAHKEME KARARINA GÖRE YAŞAM HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİ AÇIKTIR”
Mağdur avukatlarından Özlem Özkan da mahkemedeki beyanında, “Anayasa Mahkemesi'nin kararı çok önemlidir. Bu kararın içeriğinin hakkının verilerek uygulanmasını talep ediyoruz. Mahkeme kararına göre yaşam hakkının ihlal edildiği açıktır. Suç tipinin belirlenmesinde hataya düşüyoruz. Üst mahkemece yeniden yargılama kararı verildiğinden yerel mahkeme eski kararla bağlı değildir. Sorumlu tutulması gereken kişiler haricinde birçok kurum olmasına rağmen sadece bu dosyada 4 belediye çalışanı yargılanmaktadır” dedi.
“TÜM SANIKLARIN YARGILANMASINI TALEP EDİYORUZ”
Bazı mağdurların avukatı Berrin Demir de “Anayasa Mahkemesi'nin kararında, etkin bir yargılama yapılmadığı belirtilmiştir. Biz sanıklar hakkında caydırıcı cezalar verilmesini talep ediyoruz. Tüm sanıkların yargılanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
BİR SANIK HAKKINDA ZORLA GETİRİLME KARARI VERİLDİ
Mahkeme, duruşmaya mazeret bildirmeden katılmayan bir sanık hakkında zorla getirilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti, geçici heyet olmasından dolayı taleplerin bir sonraki celse değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı 6 Haziran 2023 tarihine erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Patlamaya ilişkin Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 kişi hakkında dava açıldı. 14 Temmuz 1014 tarihinde karara bağlanan davada 2 sanık 7,5’ar yıl, 2 sanık 5’er yıl, 2 sanık 4’er yıl 2’şer ay, 1 sanık 2,5 yıl hapis cezası almış, 3 sanık ise beraat etmişti. Yerel mahkemenin bu kararı Yargıtay tarafından 6 sanık yönünden onanmış, 4 sanık yönünden de bozulmuştu.
4 SANIKLAR YÖNÜNDEN İKİNCİ YARGILAMA YAPILDI
Yargıtay'ın 4 sanık yönünden bozduğu davanın yeniden yapılan yargılaması 17 Ocak 2019 tarihinde karara bağlandı. Mahkeme, 2 sanığa 1’er yıl 8’er ay, 2 sanığa da 10’ar ay hapis cezası vermiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetmişti.
AYM'YE BİREYSEL BAŞVURU YAPILDI
Mağdur aileler, 4 sanık yönünden yeniden yapılan yargılama sonunda Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. AYM, yaptığı incelemede, yaşam hakkının ihlal edildiğine ve etkin soruşturmanın yapılmadığına karar verdi. AYM ayrıca başvuruculara 1 milyon 200 bin TL tazminat ödenmesine de hükmetti.
AYM’NİN BOZMASINDAN SONRA DAVA 1 KASIM’DA TEKRAR BAŞLADI
AYM'nin verdiği hak ihlali kararından sonra dava dosyası yeniden Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme, AYM’nin bozmasından sonraki ilk duruşma 1 Kasım 2022 tarihinde yapılmıştı.