Çorlu tren kazasının 6. yılı: Yakınlarını kaybeden aileler ve davanın avukatları ne talep ediyor?

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de yaşanan tren kazasında yaşamını yitiren 25 kişi, olayın 6. yıldönümünde düzenlenen çeşitli etkinliklerle anılıyor.

BBC Türkçe
Getty Images
8 Temmuz 2018’de yaşanan tren kazasında kazasında 25 kişi yaşamını yitirdi.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de yaşanan tren kazasında yaşamını yitiren 25 kişi, olayın 6. yıldönümünde düzenlenen çeşitli etkinliklerle anılıyor.

25 Nisan’da Çorlu’da görülen duruşmada mahkeme, 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası vermişti.

Olayda yakınlarını kaybeden aileler ve davanın avukatları kararı olumlu ancak eksik buluyor, üst düzey kamu görevlilerinin de yargılanmasını talep ediyor.

7'Sİ ÇOCUK 25 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ

Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek için hareket eden, içinde 362 yolcu ve altı personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018'de Çorlu'daki Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi.

Olayda yedisi çocuk 25 kişi hayatını kaybederken 328 kişi yaralandı.

Kaza sonrası hazırlanan iddianamede, aralarında kamu görevlisi ve mühendislerin de bulunduğu 13 sanığa suçlamalar yöneltildi.

DAVADA NELER YAŞANDI?

2021 tarihli bilirkişi raporunda kaza bölgesinde yer alan menfezin hizmet ömrünü doldurduğuna işaret edildi.

Ailelerin ve avukatlarının çabaları sonrası, olay yerinde yeniden keşif işlemleri yapıldı ve yeni bilirkişi raporları hazırlandı.

2023 tarihli ek bilirkişi raporunda Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) asli kusurlu bulundu.

Davanın duruşmalarında aileler yaptıkları basın açıklamalarıyla "adalet" çağrısı yaptı.

Yıllara yayılan davanın karar duruşması 25 Nisan'da gerçekleştirildi.

O dönem Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nda (TCDD) görev yapan 4 kamu görevlisi, "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan tutuklandı ve cezaevine gönderildi.

Mahkeme toplam dokuz sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezaları verdi.

Avukatlar karar sonrasındaki açıklamalarında “Adaletsizlik perdesinin yırtıldığını” söyledi.

AİLELER VE AVUKATLAR NEDEN TEPKİLİ?

Bununla birlikte aileler ve davanın avukatları, davada TCDD üst yönetimi ve Ulaştırma Bakanlığı'nın da yargılanması gerektiğini savunuyor.

Davanın sembol isimlerinden, kazada 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda adaletin tam sağlanamadığını belirtti ve üst düzey görevlilerin yargılanması gerektiği yönündeki talebini yineledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de X hesabından, “Sorumlu kamu görevlileri de yargılamaya dahil edilene, ailelerin ve kamuoyu vicdanının tatmin olacağı cezalar verilene kadar ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz” paylaşımını yaptı.

DAVANIN AVUKATLARINDAN DENİZ ÖZEN: VERİLEN KARARI BİR YANDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR YANDAN EKSİK GÖRÜYORUZ

BBC Türkçe’ye konuşan davanın

“Türkiye tarihinde bu tür sosyal cinayetlerde artık sistematik hale gelen cezasızlık perdesini yırtan bir karardı. Ama yine de eksik bir karardı. Sebebi ise şu; biz ilk günden beri üst düzey kamu görevlilerinin, siyasi temsilcilerin, bürokratların yargılanmasının önünde bir irade gördük.

“TCDD yetkililerinin dosyaya dahil edilmeleri, ailelerin yaklaşık altı yıllık ısrarlı mücadelesinin sonucunda ancak mümkün olabildi. Ama bu sadece iki kişinin, beş kişinin hatasından kaynaklanan bir katliam değil.

“Dönemin Ulaştırma Bakanı, dönemin TCDD genel müdürü, burada sorumluluğu olan herkes yargılanıp ceza almadan bu yargılama eksik kalacak.”

Avukat Özen, 25 Nisan’daki birinci derece mahkemenin kararına itiraz ettiklerini, şu an sürecin istinaf mahkemesinde devam ettiğini, bundan sonra da Yargıtay aşamasının olacağını söyledi.