CHP'li Özel: Üç harfli marketleri, AVM’leri de şehirlerin dışına yollayacağız
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bursa’da; “CHP olarak da söz veriyoruz, kayıt altında söz veriyoruz. İktidar olduğumuzda bu üç harflileri (marketleri), kene gibi yapışıp kanınızı emen bu üç harflileri de bu AVM’leri de bu şehirlerin sınırlarının dışına yollayacağız. Bu konuda verilmiş bir sözümüz var” açıklamasını yaptı.
ANKACHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bursa’da; Bursa Esnaf Sanatkar Odaları Birliği’nde esnafla bir araya geldi. Özel’e, CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca da eşlik etti. Özel, burada yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“ESNAFIN KORUNMADIĞI YERDE AYAKTA KALAMAYIZ”
“Pandemi geldi, sağlıkla ilgili tedbirler eksiğiyle fazlasıyla alınıyor, yapılıyor. Ama bir de hepimizin birden ekonomik olarak da hem ülkemizi hem de ülkemizdeki meslek gruplarını ayakta tutma mecburiyetimiz var.
Bu konuda nasıl bir sınav verdik dersek, herhalde iyi bir sınav vermediğimizi herkes kabul ediyor. Bugün Türkiye’de özellikle orta direğin artık yoksullaştığı ve hepimizi ayakta tutacak en önemli kirişlerden bir tanesi olan esnafların korunamadığı ve o kirişin çatladığı, kırıldığı yerde çatının ayakta kalamayacağı bir noktadayız.
Biz, ‘Ey Merkel’ diye seslendiğimiz Alman Şansölyesi, kriz için 550 milyar avro ayırdı. ‘Ey Macron” diye beğenmediğimiz, kızdığımız Fransa Cumhurbaşkanı 300 milyar avro ayırdı. Bizim doğrudan ayırdığımız, esnafımıza destek 5 milyar TL idi, ikinci paketle de 6 milyar TL’lik daha bir destek geldi. Yani 11 milyar TL, 1 milyar avroya denk geliyor. Yani Macron’un 300’de 1’i, Merkel’in 500’de 1’i kadar biz bu işi yapabilmişiz.
Yıllardır verilip de tutulmayan sözler var. Aslında en kritik söz şuydu tutulmayan. 20 yıl önce Sayın Erdoğan da söyledi, biz de söylüyorduk. Ona nasip oldu, mühür elinde. İmzayı atıp mührü basmadı. Bassaydı şu anda bu eleştiriyi yapma hakkımız olmazdı. ‘Alışveriş merkezlerini dışarıya çıkaracağız.’ Neydi bu? Almanya’da 20 kilometre, Amerika’da 15 mil yani 20-25 kilometreden yakına sokmuyorlar. Şimdi bunlar dışarıya çıkmadığı gibi, bir de bunların üç harflileri; işte A101’i, BİM’i, Şok’u geldiler ve her sokağa, hatta bir başına bir sonuna yerleştiler. Neredeyse köylere kadar girdiler. Gerçekten böylesi bir haksız rekabetin olması mümkün değil. Düşünün Almanya, Fransa, Amerika, Hollanda küçük esnafını korumak için bunları 25 kilometre ileri atarken, biz her ara sokağa koymuşuz bunları.
“KÜÇÜK ESNAFTAN ALIŞVERİŞ YAPIN”
Buradan Bursa’daki çok kıymetli vatandaşlarımıza şunu da söyleyelim. Alışverişi üç harflilerden yaparsan ne oluyor? Bunların, bu esnafların hepsinin vergi dairesi, Bursa’daki vergi daireleri. Aldığın malın vergisi Bursa Vergi Dairesi’ne yattığı için, yatırıma dönüştüğünde o para Bursa’da kalıyor. Öbürlerine verdiğinde hepsinin vergi dairesi, büyük mükellefler vergi dairesi, İstanbul’da. O para Bursa’dan gidiyor. Birincisi, onlardan alışveriş yapınca vergiyi başka yere kaçırıyorsunuz, Bursa’da kalmıyor. İkincisi, esnafımızın bu kıymetli temsilcilerinin hepsi parayı yutmak için değil tutmak için ellerine alıyorlar, onlar da Bursa’da harcıyorlar. Bursa’da iş veriyorlar, Bursa’da yaşıyorlar, Bursa’da yatırım yapıyorlar. Ama öbürüne verdiğinde o parayı sen ona yut diye veriyorsun, yutup götürüyorlar. Yabancı fonların ortaklıkları var, yurtdışına gidiyor paranız. Türkiye’deki bile olsa en zengin İstanbullarda yalılarda oturmaya devam ediyorlar. O yüzden sözümüze kıymet veren, sözümüze kulak veren bütün Bursalılara, mahallenizdeki, semtinizdeki, çarşınızdaki, Bursa’nızdaki esnafınıza sahip çıkmanızı tavsiye ediyoruz, bu konuda size özel olarak ricada bulunuyoruz, hepimizin ortak menfaati de bu yöndedir.
CHP olarak da söz veriyoruz, kayıt altında söz veriyoruz. İktidar olduğumuzda bu üç harflileri, kene gibi yapışıp kanınızı emen bu üç harflileri de bu AVM’leri de bu şehirlerin sınırlarının dışına yollayacağız. Bu konuda verilmiş bir sözümüz var.
“ESNAFIN KAPALI KALDIĞI DÖNEMDEKİ BORÇLARININ KALDIRILMASI LAZIM”
Bu sene içinde kapanan 46 bin tane esnafın üçte biri aslında sorun bitti, artık esnaf açıldı, rahatladı dediğimiz haziran, temmuz, ağustos aylarında kapanmış. Yani artık o kadar nefessiz kalınmış ki, cama çıktı ama ömrü yetmedi. Oksijeni içine çekemeden ömrünü sonuna getirmiş olan her kapanan üç esnaftan bir tanesi rahatlayacağı söylenen dönemde faaliyetlerine son verdi. Bunun sorunu, üst üste binmiş ve aşamadığı toplam borçlarıyla ilgili. O yüzden gerekli kanun tekliflerini verdik, çalışmalar yapıyoruz, Meclis açıldığında da şunu söyleyeceğiz: Bir kez, esnafın çalışmadığı dönemde hele hele kahveciler, hele hele lokantacılar, kantinciler, servisçiler, içkili restoranlar vb., düğün salonları ve onların etkilediği işte fotoğrafçılar, abiye kıyafetçiler falan filan… Bunların çalışmadığı dönemle ilgili Bağ-Kur borcunun ertelenmesi değil kaldırılması lazım. Devlet tarafından bunların ödenmesi lazım. Kesinlikle bunun o dönemde tahsil edilmemesi lazım, birincisi bu. İki, ertelenip de üst üste binmiş borçların yeniden yatay düzleme taşınıp, hepsinin birden kaydırılması lazım. Altı ay erteledim, önceki borcun üstüne bindikten sonra bunun bir faydası yok, kıymeti yok, bununla baş edecek gücü yok esnafın.
“2023 YILININ İKİNCİ ALTI AYINI ZAMMINI BİZ VERECEĞİZ”
Ben, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve Millet İttifakı’ndaki partileri herhangi muhalefet partileri olarak görmüyorum artık, süreç o süreç değil. İktidar namzedi partilerdir. Biz şuna bile tepki gösteriyoruz Sayın Başkanım: Efendim, memur zammı açıklamışlar, emekli maaşı zammı açıklamışlar, 'Bu sene böyle, seneye birinci altı ay böyle, ikinci altı ayda yüzde 6 vereceğim'. Ne münasebet ya! 2023 yılının ikinci altı ayını zammını biz vereceğiz. Zammını biz vereceğiz. Bu iktidarın o güne emekli zammı açıklama imkanı yok. İktidarı tekrar kazanırsa o zaman açıklasın ilk altı ayda yapacağı zammı. Ben esnafımız açısından da partimizi ve ittifak ortaklarımızı herhangi muhalefet partileri değil, çözümün önerisini getirecek ve uygulama mecburiyetinde olan partiler ve liderler olarak görüyoruz, öyle lanse ediyoruz. Çünkü bu işin devamında sürdürülebilirliği kalmadı. Esnaf dostu politikalar ve esnaf dostu politikacılar, siyasetçiler iktidara gelmezse bu salonların, bu toplantıların yarınları maalesef yok. Bunu bütün esnafımız doğrudan yaşayarak görüyor."