CHP’li Başevirgen: Manisa’da bağları mildiyö hastalığı vurdu

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, üzüm bağlarının don ve dolu afetleri nedeniyle zarar gördüğünü ve üreticinin oldukça zor duruma düştüğünü belirterek, “En son darbeyi düzensiz yağışlardan kaynaklı ‘Mildiyö Hastalığı’ vurdu” dedi.

İZMİR / Cumhuriyet

CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, bağ üretim alanı özellikle de çekirdeksiz kuru üzüm bakımından dünyanın önemli bölgelerinden olan Manisa’da bu yıl rekoltenin beklenenden çok düşük olduğunu söyleyerek “Ne yazık ki yapılan tespitlere göre mevcut üzüm bağlarının büyük kısmı önce don ve sonra yaşanan dolu afeti nedeniyle zarar gördü. Ama en son darbeyi düzensiz yağışlardan kaynaklı ‘Mildiyö Hastalığı’ vurdu. Üzüm üretiminde hemen hemen her yıl karşılaşılan ve önemli verim kayıplarına neden olan Mildiyö Hastalığı, bu yıl bağlarda adeta toplanacak ürün bırakmadı” diye konuştu.

“GEÇEN SENE 400 BİN TON OLAN REKOLTE BU YIL 100 BİN TONUN ALTINA DÜŞEBİLİR”

Bağcılar arasında Pronos diye bilinen Mildiyö’nün mantari bir hastalık olduğunu ve özellikle ılıman ve nemli iklim koşullarında bağcılık için büyük tehdit oluşturduğunu ifade eden CHP’li Başevirgen, “Hastalıkla mücadelede zafiyet gösterilmesi halinde yüzde 75’e verim kayıpları yaşanmakta. Düzenli yapılacak takiplerle birlikte doğru zirai ilaç kullanımı hastalıkla mücadelede önem taşıyor. Girdi maliyetlerindeki özellikle de ilaç fiyatlarındaki artışlar nedeniyle bu yıl daha az ve kalitesiz zirai ilaçlar kullanmak zorunda kalındığı üzüm üreticileri tarafından ifade edilmekte. Yaşanan bu olumsuzlukların sonucunda geçen yıl 400 bin ton civarında olan rekoltenin bu yıl 100 bin tonun altında kalacağı öngörülmekte. Üstelik alınacak ürünün kalitesi de düşük olacak. Piyasada 10 veya 9 numara kalite kuru üzüm bulmakta pek mümkün görünmüyor” ifadelerini kullandı.

“UMUTLAR BU YILA BAĞLANMIŞTI”

Geçen yıl bizzat Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan kuru üzüm fiyatının üreticiyi memnun etmediğini hatırlatan Bekir Başevirgen,”Zararla kapatılan 2022 yılının ardından umutlar bu yıla bağlanmıştı. Yaşanılan afet ve hastalıklarda bu yılın mahsulünü alan üretici adeta yıkıldı. Bu kötü durumdan üzüm üreticilerini kurtarmak ve üretimde devamlılığı sağlamak adına zararlarının tazmin edilmesi gerekmektedir” dedi.

“32 LİRADAN SATILAN ESKİ ÜRÜNÜN YERİNE BU YILIN ÜRÜNÜ ÇİFTÇİDEN KAÇ LİRAYA ALINACAK?”

Başevirgen yaptığı açıklamada “TMO tarafından açıklanacak olan taban alım fiyatının üretim maliyetindeki artışlar ve arzda oluşan azalmalar dikkate alınarak belirlenmesi elzemdir. İktidarın fiyatı düşük açıklayarak ya da ürün alımında zorluklar yaşatarak üreticileri daha da mağdur etmemesini istiyoruz. Ama sahadan gelen duyumlar maalesef bizi yine umutsuzluğa sevk ediyor. TMO’nun, depolarında bulunan ve geçen yıl üreticiden 27 liraya alınan 9 numaralı kuru üzümü, geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde 32 lira gibi düşük bir fiyatla tüccara sattığı belirtiliyor. Uygun muhafaza şartlarında hiçbir değer kaybı yaşamayan kuru üzümün, bu enflasyonist ortamda depolama, fire ve zayiat maliyetleri dikkate alınmadan %18,5 gibi düşük bir fiyat farkıyla tüccara satılmasında hangi amaçlar gizlenmekte yakın zamanda anlaşılır. Kurumun zarar etmesi bir yana, tam da kuru üzüm taban fiyatı açıklanmak üzereyken piyasaya bol miktarda ucuz ürün sürmenin amacını anlayabilmiş değiliz. Bunun adı piyasayı kuru üzüme doyurup üreticiyi tüccarın ve ithalat lobilerinin karşısında zayıf düşürmektir. En önemli soru ise 32 liradan satılan eski ürünün yerine bu yılın ürününün çiftçiden kaç liraya alınacağıdır” ifadelerini kullandı.