CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kapısına gittiği SADAT’ta bir yılda iki değişiklik
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu, suikast ve gayri nizami harp eğitimi veren, İslam ülkeleri arasında savunma işbirliği oluşturmayı hedefleyen SADAT’ta, bir yılda iki önemli değişiklik yaşandığı ortaya çıktı.
Sefa UyarCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na destek için bulunduğu İstanbul’da sürpriz bir şekilde SADAT’ın önüne gitmesi, SADAT ve kurucusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı Adnan Tanrıverdi’ye ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Tanrıverdi’nin eski konuşmaları gündeme gelirken, suikast ve gayri nizami harp eğitimi veren, İslam ülkeleri arasında savunma işbirliği oluşturmayı hedefleyen SADAT’ta, Kasım 2020-Kasım 2021 arasında iki değişiklik yaşandığı ortaya çıktı.
En son 2016’da sermaye artırımına giden ve sermayesini 643 binden 880 bin liraya çıkaran SADAT, Covid-19 salgını nedeniyle ekonomik sıkıntıların yaşandığı Kasım 2020’de sermayesini neredeyse ikiye katladı. Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan karara göre, 880 bin lira olan sermaye, 1 milyon 584 bin liraya çıkarıldı. Şirketteki en büyük pay ise 543 bin 150 lira ile Tanrıverdi’ye ait. Tanrıverdi dışında 50 farklı kişinin de payı bulunuyor.
SADAT’ta bir diğer gelişme de Kasım 2021’de yaşandı. Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre, bu tarihte şirkette yönetim kuruluğu üyeliği değişimi oldu. Şirketin yönetim kurulu üyesi Mehmet Zelka, bu görevinden ayrıldı. Yerine ise SADAT’ın kurucularından da olan Ersan Ergür getirildi. Ergür, aynı zamanda, İslam ülkelerinin başkenti, bayrağı ve resmi dili olan bir konfederasyon çatısı altında bütünleşmelerini isteyen Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği’nin (ASSAM) yöneticileri arasında yer alıyor. Tanrıverdiği’nin başkanlığını yaptığı ASSAM’da Ergür’ün yayımladığı yazılar da dikkat çekiyor.
LAİKLİĞİ HEDEF ALMIŞ
Nisan 2021’de, “Laiklik ve demokrasinin gölgesinde İslam düşmanlığı” başlıklı bir yazı yayımlayarak, “laikliğin, İslam düşmanlığının karşısında, bir sopa olarak kullanıldığını” savunan Ergür, “tarikat ve cemaatleri son derece tehlikeli ve düşman görenlerin, FETÖ’nün bu düşmanlıkların gölgesinde filizlendiğini görmezden geldiğini” iddia etti.
Üniformasıyla gittiği tarikat evinde cüppe ve sarıklı fotoğraları basına sızan ve “cüppeli amiral” olarak bilinen Tuğamiral Mehmet Sarı’yı eleştirenlerin “Batılı sömürgeciliğin kukla neferleri” olduğunu öne süren Ergür, “Atatürkçülüğün dindar insanlar üzerinde sopa olarak kullanıldığını” savunarak, “Bu kesinlikle laik ve demokratik söylemlerle din düşmanlığından başka bir şey değil. Atatürkçülük, Kemalizm, laiklik, demokratik anlayış söylemleri kesinlikle İslam düşmanlığının örtülü gerekçesidir. Gelecek Türkiye, toplumsal barışı tesis etmiş, dindar mensuplarıyla kenetlenmiş bir Türkiye olacaktır. Artık Atatürkçülük, laiklik ve demokratik sistemle savaş, bizim savaşımız olamaz” ifadelerini kullandı.