Boğaziçili öğrenciler konuştu, adli kontrol kaldırıldı

Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektöre direnen 51 öğrencinin yargılandığı davaya devam edildi. Öğrenciler, “Neden gözaltına alındık, ne suç işledik bilmiyoruz” dedi.

Zehra Özdilek

Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atandığı dönemde Melih Bulu’ya karşı protestolara katıldıkları için dava açılan 51 öğrencinin duruşmasına devam edildi. Öğrencilerden savunmasını yapan Berat Kaşgaloğlu, “Biz kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadık. Okuldan çıkamadığımız için orada bir grup oluştu. Burada suç olan nedir bilmiyorum. Bu ülkede pinpon topu kadar değer görmüyoruz” dedi. Sergen Kahraman Çorak ise “Biz neden yargılanıyoruz? Armutlu karakoluna adli kontrol için gittiğimde tecavüzle tehdit edildim, dayak yedim. Psikolojim bozuldu. Tedavi görüyorum” diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından önce Melih Bulu’nun ardından Naci İnci’nin atanmasını protesto eden öğrenciler, 1 Şubat 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampusu’nda eylemlere katılmış ve kampusa giren kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alınmışlardı. Gözaltıların bazıları özel güvenlik görevlilerinin beyanları neticesinde “2911 sayılı kanuna muhalefet” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarını işledikleri iddiasıyla davaya dönüşmüştü.  

Duruşmaya İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nin salonu küçük olduğu için daha geniş salonu olan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. 

"NEDENİNİ AÇIKLAYAMIYORUM"

Savunmasını yapan Berat Kaşgaloğlu, “500 sayfalık iddianameyi okudum. Güney kapısından çıkmak istediğimde polis izin vermedi. Polis rektörlüğün izin vermediğini söyledi. Biz de oraya giderek açıklama bekledik. Orada dayak yedik. Annem, babam sorduğunda ne suç için dava açıldığını açıklayamıyorum. Ben neden gözaltına alındım. Güney kampusta polisin ne işi vardı” ifadelerini kullandı. 

Nibanur Kırbaş ise “Benim özgürlüğüm kısıtlandı. Tekmelendim. Burada olması gerekenler biz değil bize işkence yapanlardır” dedi. Hilal Işık da polisin müdahalesi sırasında arkadaşlarının üzerine basmak zorunda kaldığını dile getirdi. Şeyma Altundağ ise “Ters kelepçeye maruz kaldım. Gözaltında darp edildiğim için başörtüm çıktı. Ellerim ters kelepçeli olduğu için bağlayamıyordum. Daha sonra avukatım gözaltında beni ziyaret ettiği sırada olanları ona anlattım. Avukatım tutanak tutup bu tutanağı sosyal medyada paylaştı ve çok ciddi bir tepki aldı. Sosyal medyada yüzlerce resmim ve tehdit var. Koskoca bakanlığın benim aleyhime iftira olduğu belli olan şeyi paylaşması, hedef göstermesi, hukukun kimin için olduğunu hatırlattı” dedi. 

"TACİZE UĞRADIK"

Yağmur Türkmen, “Ben Kıbrıs’tan geldim. İlk defa böyle şeyler gördüm. Gözaltı otobüsüne götürülürken tacize uğradım. Yurtdışı yasağı olduğu için bir yıldır ailemi göremiyorum. Erasmus için Danimarka’dan kabul almıştım  gidemedim. Ortada bir suç yok” dedi. 

Mahkeme heyeti, savunma yapan öğrenciler hakkında süren adli kontrol uygulamalarının kaldırılmasına karar vererek duruşmayı 21 Şubat 2022’ye erteledi.