Bisiklet yolları, park eden 'araçlarla' işgal altında: 'Arabalar bizi sürekli sıkıştırıyor'

Bisikletlilerin güvenliği için yapılan bisiklet yolları, park eden araçlar nedeniyle işgal altında. Bunun yanı sıra yollarda bulunan mazgal ve kasisler de sürücü güvenliğini riske atıyor. Bisikletliler Derneği Genel Başkanı Murat Suyabatmaz, "Hem bisikleti koruyan hem de bisikletliye karşı işlenen suçlarda cezaların artırılması gerekiyor" dedi.

DHA

İstanbul'da birçok kişi hem işe gitmek hem de spor yapmak amacıyla bisiklet kullanıyor. Gaziosmanpaşa ve Bahçelievler'de bisiklet sürücülerinin güvenliği için ayrılan bisiklet yolları ise hem yapımları hem de araçların park yeri haline gelmesi nedeniyle kullanılamaz durumda.

Bu durum ise, bisikletlilerin trafiğin içinde yola çıkmasına neden oluyor.

"SAĞLIKLI VE GÜVENLİ BİR BİSİKLET YOLU YOK"

Güvenli bisiklet yollarının olmadığını belirten Bisikletliler Derneği Genel Başkanı Murat Suyabatmaz, "Sağlıklı ve güvenli bir bisiklet yolu yok. Çoğu da bir yere ulaşabilir bir bisiklet yolu değil. Okula, bakkala, camiye, pazara, toplu ulaşıma ulaşabileceğimiz güvenli bir bisiklet ağımız yok. Bisiklet yolu kalitesizse insanlar tercih etmiyor, asfaltı kullanıyor" ifadelerini kullandı.

'GÜVENLİ BİSİKLET YOLLARIMIZ YOK' 

Mustafa Suyabatmaz, "Pek çok sorun var. Güvenli bisiklet yollarımız yok. Plastik delinatörleri maalesef şehir içinde araçlar ezerek parçalıyor, yok sayıyor. Bisiklet yolları rahatlıkla bir araba girecek şekilde, giriş çıkışında herhangi bir engelleyici malzeme yok. Olması gereken beton seperatör. Gelişmiş ülkelerde artık bu şekilde yapılıyor. Yol kalitesi çok kötü, çöplerle dolu, cam kırıklarıyla dolu. Maalesef bisiklet yollarından istediğimiz verimi alamıyoruz" dedi.

'BİSİKLET YOLLARI BİR YERE ULAŞMIYOR' 

Suyabatmaz, "Birçok bisiklet yolu bir yerlere ulaşmıyor. Sahile, sayfiye yerine, parkların kenarına yapılan bisiklet yollarının bir anlamı olmuyor. Erişilebilir olmuyor. Bizim toplu ulaşıma kadar ulaşmamıza yardımcı olamıyor. İnsanlar kendini güvende hissetmeyince de bisiklet kullanmayı tercih etmiyor" ifadelerini kullandı.

'BİSİKLET YOLUNUN KALİTESİ KULLANICIYI TEŞVİK EDİYOR' 

Kaliteli bisiklet yollarının olması gerektiğini belirten Suyabatmaz, "Kaliteli bir bisiklet yolunun yüzeyi düzgün olmalı. Rögar ızgaraları yönetmeliğe göre belirlenmiş tipte olmalı. Tekerlek sıkışmamalı. Arabaları yavaşlatmak için konulan kasisler bisiklet yolunda olmamalı. Bisiklet yolunun kalitesi kullanıcıyı teşvik ediyor. Bisiklet yolu kalitesizse insanlar tercih etmiyor, asfaltı kullanıyor. Bunu sahil yollarımızda görüyoruz. Çoğu bisiklet yolu standartlara uygun değil, kalitesi çok kötü. İBB'nin açıkladığı 480 küsur kilometre bir yol var ama biz öyle bir yol göremiyoruz. Başka bir kayda bakıyoruz 180 kilometre deniyor. O kadar bile sağlıklı ve güvenli bir bisiklet yolu yok. Çoğu da bir yere ulaşabilir bir bisiklet yolu değil. Okula, bakkala, berbere, camiye, pazara, metrobüse, toplu ulaşıma ulaşabileceğimiz güvenli bir bisiklet ağımız yok" diye konuştu.

'CEZALARIN ARTIRILMASI GEREKİYOR' 

Suyabatmaz, "Motorlu taşıt sürücüleri önüne bir araba çıktığında nasıl davranıyorsa, bisiklette de öyle davranmak zorunda. Tüm dünyada ve Türkiye'deki istatistiklerde otomobil kazalarında ölüm oranı yüzde 48, bisiklet kazalarındaki ölüm oranı da yüzde 1. Bu, son birkaç yıldır kullanım arttığı için yüzde 2'leri zorluyor. Hem bisikleti koruyan hem de bisikletliye karşı işlenen suçlarda cezaların artırılması gerekiyor" dedi.

'AKŞAM VAKİTLERİ DAHA TEHLİKELİ OLUYOR' 

Bahçelievler'deki bisiklet yolunu kullanan ve gezinti için değil taşıma için bisiklet sürdüğünü söyleyen Zahit Erdem, "Bu bisiklet yolunu kullanamıyorum çünkü genelde arabalar park ediyor. Ya yol pis ya kanalizasyon mazgalları var. Bundan dolayı tehlikeli buluyorum. Özellikle akşam vakitleri çok daha tehlikeli oluyor. Genelde yolu kullanıyorum ve bu yolun pek bir anlamı yok. Tedirgin oluyorum çünkü arabaların her an kapısı açılabilir. Her an sağa dönüp, durabilirler, benim önüme kırabilirler. Bundan dolayı bisiklet yolu şart ama mecburen Bağcılar'dan Bakırköy'e kadar sürüyorum. Bu tehlikeyi her zaman yaşıyorum. Cuma akşamları daha dolu oluyor" dedi. 

'BENİM HAYATIMI RİSKE ATIYOR' 

Evden işe gitmek için her gün bisiklet kullandığını söyleyen Ayhan Küdan da, "Bisiklet yollarına da yaya yollarına da park ediliyor. Bundan dolayı biz bisiklet yolunu kullanamıyoruz. Ben işe gidip gelirken kullanıyorum ve bu durumdan rahatsız oluyorum. Arabaların arasından da gidiyorum aslında çok tehlikeli. Bu benim hayatımı riske atıyor" ifadelerini kullandı.  

'ARABALAR BİZİ SÜREKLİ SIKIŞTIRIYOR' 

Kerim İpek, "Arabalar bizi sürekli sıkıştırıyor, sürekli korna çalıyor. Sinyal hareketi veriyoruz ama bizi anlamıyorlar. Ben bisiklet yollarının artırılmasını istiyorum. Sadece sahil taraflarında bisiklet kullanılıyor. Bisiklet sadece sahilde sürülmek için kullanılmıyor, ulaşım aracı gözüyle bakıyorum. Bisiklet kültürünün yaygınlaşmasını istiyorum" diye konuştu. 

Muhammet Mustafa Kaplan da "Bu yollar biraz daha iyileşti, güzelleşti ama buradan da gitsek önümüze yine araba kırıyor. Biz de çarpıyoruz" dedi.