Bir haftada yaşanan yedi kadın cinayetinin ardından kadın dernekleri iktidarı hedef aldı
İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yapan 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı avukat Sarıhan, “İktidar artık kadınların haklarını geriye çekme girişiminden vazgeçmeli” dedi.
Rengin TemoçinKadına şiddet her geçen gün daha da artıyor. Türkiye’de bir haftada yedi kadın cinayeti işlendi.
Konya Ereğli’de Arife Ö. eşi Hasan Ö. tarafından tabancayla vurularak yaşamını yitirdi. Öz’ün, öldürülmeden önce “Kadın Destek Uygulaması”ndan (KADES) yardım istediği belirlendi. Konya’nın Ilgın ilçesinde cezaevinden firar eden Ferhat Dağıtan, eski kayınvalidesi Vesile Akgün’ü ve kayınbiraderi Erol Akgün’ü tabancayla öldürüp kaçtı.
Samsun’da Mustafa Demir, arazi anlaşmazlığı yüzünden kardeşinin eşi Fatma Demir’i 24 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Antalya Döşemealtı ilçesinde Aynur Çilli ve 8 yaşındaki oğlu, beraber yaşadığı Mehmet Altın tarafından öldürüldü.
Tekirdağ’da T.A annesi İ.D’yi bıçaklayarak öldürdü. Mersin’de Pınar Bayram, Ziya Ecer tarafından katledildi.
İzmir’de ise önceki gün balıkçı barınağında bağlı haldeki bir teknenin derin dondurucusunun içerisinde Tuğba Ezgin’in cansız bedeni bulundu.
SÖZDE BİR MÜCADELE DEĞİL
29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Avukat Şenal Sarıhan, artan kadın cinayetlerine ilişkin “Kadına yönelik katliamların giderek tırmanmasında, iktidarın bu konuda kadınların temel haklarını ihlal edici birtakım hukuki adımlarda doğru şekilde davranmamasının etkisi oluyor. Kadınlar yasa yoluyla kazandıkları hakları bile kaybettikleri zaman ve erkek egemen yapının daha da güçlendirilmesiyle kadın adeta bir eşya muamelesi görüyor ve onun katli neredeyse doğal hale geliyor. Verilen değerin azalması gibi bir durumla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yapan Sarıhan, “İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilme girişimi yaşam hakkının ihlali konusundaki katliamlara da neredeyse yol açmış oldu. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a dokunmamak gerekiyor. Biz uzun süredir ‘Yasalara dokunma’ sloganını söylüyoruz. Çünkü dokunduğu zaman geriye çekmek için dokunuyor. Oysa bu yasaların uygulanabilir olması gerekiyor. Cezaları artırarak bu iş çözülemez. Türk ceza yasası bu konuda cezalandırma için yeterli. Yeter ki cezasızlık uygulamasını yapmasınlar” dedi.
Bugün genel anlamda yasayı uygulayanın da yasayı ihlal edenin de kadın sorununa içten bir bakış açısıyla bakmadığına değinen Sarıhan, “İktidar artık kadınların haklarını geriye çekme girişiminden de vazgeçmek durumunda. Bu konuda da diğer siyasi partilerin, muhalefet partilerinin de gönüllü, istekli ve kadın hakları meselesini içselleştirmiş bir bilinçle mücadele etmeleri gerekiyor. Sözde bir mücadele değil” diye konuştu.
TEMMUZ AYINDA 209 ÇAĞRI GELDİ
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı raporu yayımlandı.
Rapora göre temmuz ayında 209 çağrı geldi. Bu çağrıların 55’i ev içi şiddeti oluştururken, 37’si eş şiddetine ilişkin çağrıyı oluşturdu. 14 çağrı ise sığınak talebine ilişkin geldi.
Rapora göre 26 çağrının karakola 17 çağrının ise barolara yönlendirildiği belirtildi. Şiddet ihbarlarını ise 19-85 yaş arası yurttaşlar oluşturdu. Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na gelen çağrılara göre kadınlar en çok en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğruyor. Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na 2007 yılından bu yana 94 bin 497 çağrı yapıldı.