Bildirimsiz tazminatsız işten çıkarılan ABB Elektrik işçileri sesini duyurmak istiyor: 'Durduk yere hırsız muamelesi yapılıyor'
Haksız yere işten çıkarıldıklarını iddia eden ABB Elektrik işçileri sesini duyurmak istiyor. Gerekçe oluşmadığı halde “Kod 46” ile tazminatsız işten çıkarılan işçiler, başka bir iş bulmalarının da bu yolla zorlaştırıldığını ifade etti. Mağdur işçilerden biri olan Tarkan Gürgen, “Kod 46 işyerinde hırsızlık ya da bilgi sızdırma gibi suçları işlediğimizi belirttiği için iş bulamıyoruz. Bize durduk yere hırsız muamelesi yapılıyor. Eğer biz hırsızsak bizi şikayet etsinler. Adalet istiyoruz” dedi.
İsviçre merkezli uluslararası bir şirket olan ABB Elektrik firmasının Kocaeli Dilovası’nda bulunan üretim merkezinde, 2020 Eylül'de, beyaz yakalı sayısının çoğunluk haline gelmesiyle işçilerin örgütlü olduğu Birleşik Metal-İş Sendikası çoğunluğu sağlayamadığı için yetki alamadı. Fabrika yetkililerinin kazanmış olduğu haklara dokunulmayacağı yönünde söz verdiğini ifade eden işçiler her geçen gün yerinde maaş artışı gibi haklarını kaybettiklerini aktardı.
13 Mart 2023 tarihinde kapalı zarf usulü zam açıklaması yapılmasının ardından, beklentinin çok altında kalan zam oranı açıklamasıyla birlikte 102 işçi 14 Mart günü tarihinde iş bırakma ile hak arayışına başladı. İşçiler üç günlük demokratik hak arayışının ardından taleplerini patronlara kabul ettirerek işbaşı yaptı. Bir haftalık çalışma süresinden sonra 102 işçiden 12'si herhangi bir bildirim yapılmadan, tazminatsız şekilde işten çıkarıldı. İş Kanunu kapsamında "Kod 46" gerekçe gösterilerek işten çıkarılmaları sebebiyle İŞKUR başvurularında bile ret yanıtı alan işçiler, mağdur oldu.
"DİĞERLERİNE GÖZDAĞI OLSUN DİYE İŞTEN ÇIKARILDIK"
İşverenle uzlaşmayı denediklerini ancak cevap alamadıklarını belirten ABB Elektrik işçileri şu sözlerle çağrıda bulundu:
“Sendikalı olduğumuz dönemde kazanılmış haklarımızın korunması için demokratik ve barışçıl yollarla mücadele ederken, işveren tarafından bildirimsiz ve tazminatsız olarak işten çıkarıldık. Sendikamızın yetkisinin düşmesinin ardından seçilmiş ve işverenimizin de tanıdığı işçi temsilcimiz aracılığıyla taleplerimizi iletiyor, temsil ediliyor ve sürece dahil oluyorduk. Bizlere sendikalı olduğumuz dönemde kazandığımız hakların aynen korunacağı taahhüt edilmişti. Son dönemlerde işveren tarafından sistemli biçimde uygulanan baskılar vardı. Görev tanımı dışında işler yapmaya zorlanmamız, sürekli görev yerlerimizin değiştirilmesi, iş yerinde her yere konulan kameralar ile yapılan fişleme uygulamaları, sürekli tutanak tutularak yapılan yıpratma gibi keyfi uygulamalar gündelik hale geldi. Bizler yüzü aşkın işçiler olarak demokratik hak arayışına girince işveren önce taleplerimizi kabul etti, ardından böl-parçala-yönet uygulaması ile 12 işçiyi tazminatsız işten çıkardı ve diğerlerine gözdağı verdi. Bu konuda hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz ve demokratik, barışçıl ve meşru mücadele araçlarımızı kullanarak sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Çalışmaya devam eden arkadaşlarımızın bizimle dayanışma düşüncesinde olduklarını da çok iyi biliyoruz.”
"ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEKTİR"
Hukuki yollara başvuracaklarını aktaran işçilerin avukatı Mesut Badem yapılan uygulamaya ilişkin, “Müvekkillerin de içlerinde olduğu sayıları yüzü aşkın işçinin hep birlikte karar alarak ve tümüyle barışçıl, demokratik bir yöntemle taleplerini dile getirmelerine karşın, işveren tarafından işlerinden 12 işçi arkadaşın ‘kod 46’ ile tazminatsız olarak işten çıkarılmaları, öncelikle hukuken ölçülülük ilkesine ve feshin son çare olması ilkesine aykırıdır. Yine bu fesih eşit davranma borcuna da aykırı, son derece keyfi bir fesihtir. Feshin son çare olması ilkesinin gereği, işçilerin davranışlarını neden sonuç ilişkileri içerisinde ele alıp değerlendirmek, peşin hükümlü fesihler yerine usul ve yasaya uygun bir şekilde savunmaları alınarak, objektif bir değerlendirme olabilmesi için seçimle belirlenmiş işçi temsilcilerinin içerisinde yer aldığı disiplin kurulunu işleterek, fesihten kaçınmak, gerektiğinde daha hafif yaptırımlar ile çalışma barışını sağlamak esastır. Müvekkiller bir hafta fazla mesaili bir şekilde çalıştırılmışlar ve fakat hafta sonu yazılı bir fesih bildirimi dahi yapılmadan kod 46 ile işten çıkarılmışlardır. Böylece müvekkillerin hem işsizlik parası alamayacakları, hem kıdem ve ihbar tazminatı alamayacakları, hem de yeni iş bulamayacakları hesaplanarak adeta üç yönlü cezalandırılmışlardır. Amaç aynı zamanda iş yerinde iş akdi feshedilmeyen diğer işçilere ölümü gösterip sıtmaya razı etmek, sendikalaşma ve kazanılmış hakları koruma iradelerini kırmaktır” şeklinde konuştu.
YETKİLİLER SORULARI YANITSIZ BIRAKTI
İşçilerin telefonlarına cevap alamadığı firma yetkilileri, Cumhuriyet’in sorularını da yanıtsız bıraktı. "Basına demeç verme yetkisinin olmadığını" söyleyen ABB Elektrik İnsan Kaynakları Müdürü A.B. konu için bir başka yetkiliye yönlendirdi. Ancak bu kez de iletişim bilgilerini vermekten kaçınan A.B.,“Haber yapmadan önce bilgilerinizi kontrol etmenizi tavsiye ederim. Basına bir demeç verme şansım yok bunu yapabilecek arkadaşa da ancak bayramdan sonra ulaşabilirsiniz” dedi.
İşçiler, "Kod 46" sebebiyle işten çıkarılmalarına itiraz ettiklerinde işverenden “Biz kod 46 ile çıkarmayacaktık bunu sigorta yapmış” şeklinde yanıt aldıklarını belirtti. Konuya ilişkin soru yönelttiğimiz A.B., bu iddia karşısında da yanıt vermedi.