Beyaz Eylemler'in tarihi: İlk isyan bayrağını asistanlar açmıştı
Hekimler, İstanbul’da “Büyük Beyaz Buluşma”da bir araya gelerek Erdoğan’a, “Hiçbir yere gitmiyoruz” şeklinde seslenmişti. Muharrem Baytemür, hekimlerin tarih boyunca yaptığı eylemleri gazetemiz arşivinden alıntılarla Cumhuriyet’e anlattı.
Sarp SağkalSorunlarına çözüm bulunması için iş bırakan hekimlerin eylemleri, 1960’lara dayanıyor. Asistan hekimlerin 1969’daki ilk örgütlü eylemi, gazetemizin 6 Nisan 1969 tarihli sayısında “Hastane asistanları protesto yürüyüşü yaptı” başlığıyla duyurulmuştu. Aradan 53 yıl geçmesine karşın bugün hekimlerin aynı sorunlara yönelik beyaz eylemler yaptığını belirten Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Muharrem Baytemür, hekimlerin tarih boyunca yaptığı eylemleri gazetemiz arşivinden alıntılarla Cumhuriyet’e anlattı:
- İlk Beyaz Eylemler nasıl ve ne zaman başladı?
1968’de çalışma koşulları, tazminatlar, iş yükü başta olmak üzere artan sıkıntılar nedeniyle asistan hekimlerde hoşnutsuzluk oluştu. 1969’un başından itibaren eyleme dönüştü. Tıp fakülteleri asistanlarının tazminatlarındaki iyileşmenin diğer hastanelerde görev yapan asistanlara yansıtılmaması üzerine, 6 Nisan 1969’da İstanbul’da protesto yürüyüşü yapıldı. Bunu izleyen dönemde de hastane boykotları oldu. Diğer fakültelerdeki asistanlar boykota başladı. 1 Ağustos 1969’da Türk Tabipleri Birliği (TTB) asistan hekimlerle günümüzde de çözülmeyen sorunların gündemde olduğu bir toplantı yaptı. 1970’e gelindiğinde adım atılmaması üzerine başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanları İstanbul’da bir yürüyüş daha düzenledi. O dönem öne çıkan sloganlar, “2 dakikada hasta muayenesine hayır”, “Günde 100 hasta bakılamaz”, “Bütün hekimler için tek statü/tek ücret” gibi bugüne benzer şekildeydi.
CUMHURİYET DUYURDU
- O dönemde de iş bırakmalar oldu mu?
Karşılık alamayan hekimler, 6-7 Ocak 1971’de acil hastalar dışında iş bırakma kararı aldı. Cumhuriyet, bu haberi 6 Ocak 1971’de birinci sayfadan “Sağlık personeli bugün direnişe başlıyor” başlığıyla duyurmuştu. İstanbul ve Ankara’da neredeyse yüzde 100 katılım vardı. Sonrasında 12 Mart Muhtırası’na rağmen haklarda kısmi de olsa iyileştirme yapıldı.
- 80’ler nasıl geçti?
Ağustos 1980’de hekimler ve sağlık çalışanları yeniden direnişe geçti. 8 Ağustos 1980’de tüm yurtta iş bırakıldı. Cumhuriyet, eylemi yine ilk sayfadan duyurmuştu. Direniş sonrası sıkıyönetim mahkemesi, dönemin TTB Başkanı ve Cumhuriyet yazarı Dr. Erdal Atabek, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Şakir Derkut, ATO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Yakup Hindistan ile Tüs-Der İstanbul bölge sorumlusu Yusuf Bağatar’ı tutukladı. Atabek ve Derkut 10 Eylül’e dek tutuklu kaldı. Ardından 12 Eylül darbesi olunca uzun süre eylem ve etkinlik yapılamadı. 80’lerin sonunda ATO’nun öncülüğüyle “Beyaz Eylemler” başladı. 88-89’da eylemlerin de etkisiyle hükümet Temmuz 1989’da ücretlerde ciddi bir artış yapmak zorunda kaldı.
- Bize son yıllardaki eylemlerden de söz edebilir misiniz?
2007 ve 2011’de geniş katılımlı mitingler düzenlendi. Özellikle 13 Mart 2011’de yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı en kitlesel “Beyaz Eylem” TTB öncülüğünde yapıldı. Günümüze geldiğimizde özlük ve mali haklarda yaşanan kayıplar, hemen her gün yaşanan hekime yönelik şiddet olayları, Covid-19’un meslek hastalığı sayılmaması gibi nedenlerle eylemler gerçekleştirdik. 23 Ekim 2021’de Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kadın doğum asistanı Rümeysa Şen’in yorucu bir nöbetin ardından arabasıyla bir kamyonun altına girerek yaşamını yitirmesi, asistan hekimlerin seslerini daha çok yükseltmeleri için bir dönüm noktası oldu. Yoğun, yorucu, nitelikli emeğin çığlığının artık duyulması gerekiyor.