Batılı ülkeler İstanbul’daki konsolosluklarını neden kapatıyor?

ABD Büyükelçiliği’nin 27 Ocak’ta yayımladığı güvenlik uyarısının ardından önde gelen Avrupa ülkeleri de benzer açıklamalar yaptı ve İstanbul’da özellikle Taksim civarında bulunan konsolosluklarını geçici olarak kapatma kararları aldı. Peki bu kararlar nasıl bir istihbarata dayanıyor?

BBC Türkçe
Getty Images
İstiklal Caddesi'nde bulunan İsveç Konsolosluğu yoğun koruma altında

 

 

ABD Büyükelçiliği’nin 27 Ocak’ta yayımladığı güvenlik uyarısının ardından önde gelen Avrupa ülkeleri de benzer açıklamalar yaptı ve İstanbul’da özellikle Taksim civarında bulunan konsolosluklarını geçici olarak kapatma kararı aldı.

Güvenlik uyarısının yabancı misyonları, kilise ve sinagoglar ile turistik noktaları hedef alabilecek bir terör eylemine ilişkin “ciddi ve spesifik” bir istihbarata dayandığı ve Türk makamları ile işbirliği yapıldığı yapılan açıklamalara yansıdı.

İçişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada, yapılan uyarıların titizlikle incelendiğini açıklamıştı.

Bakan Soylu ise konsolosluklarını kapatan ülkeleri Türkiye’ye karşı “psikolojik harp” uygulamakla suçladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sert eleştirilerine neden olan güvenlik uyarıları ve konsoloslukların kapatılması süreci geçen hafta önce ABD Büyükelçiliği’nce yapılan daha sonra da Fransa, İngiltere ve Hollanda tarafından yapılan takip edilen açıklamalarla başladı.

İsveç’te başlayan ve daha sonra diğer Avrupa ülkelerine de yayılan Kuran yakma olayına misilleme olabileceği uyarısını 27 Ocak’ta yapan ABD Büyükelçiliği, vatandaşlarını yabancıların sıklıkla gittikleri yerler ve ibadet yerlerinden uzak durmaya çağırdı.

Elçilik, 30 Ocak’ta güncellediği uyarıda, ABD Hükümeti’nin vatandaşlarını İstanbul’un özellikle Beyoğlu, Galata, Taksim ve İstiklal civarında her an olabilecek bir terör saldırısına karşı uyardığını ve Türk makamlarının bu konuya soruşturduklarını bildirdi.

Fransa ve Almanya 27 Ocak’ta, İngiltere 29 Ocak’ta yaptıkları açıklamalarla, vatandaşlarını uyardı.

Bu ülkelerin yanı sıra Hollanda ve konsolosluk binası İstiklal civarında olan İsveç de uyarı yayımladı ve konsolosluk faaliyetlerini geçici süreyle durdurduklarını ilan etti.

Fransa, Pierre Loti Lisesi’ndeki eğitime iki gün ara verildiğini de açıkladı.

İsviçre de bugün Levent’teki başkonsolosluğunu ikinci bir duyuruya kadar kapattığını açıkladı.

Güvenlik önlemlerin alınmasına neden olan istihbaratın daha çok Beyoğlu bölgesiyle bağlantılı olması nedeniyle ABD’nin Tarabya’da bulunan başkonsolosluk binasını kapatmadığı kaydedildi.

Güvenlik uyarısı ile ilgili olarak NTV’nin sorularını yanıtlayan ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh, “Amerikan vatandaşlarının güvenliği bizim bir numaralı önceliğimiz. Herhangi bir tehdit ile ilgili istihbarat aldığımızda, vatandaşlarımızı uyarma sorumluluğumuz var. Avrupa'da Kuran yakılmasından ve olası misilleme saldırılarından büyük endişe duyuyoruz,” dedi.

Eadeh, güncelleme uyarısının da “kiliselere, sinagoglara ve diplomatik misyonlara, ibadethane gibi çok sayıda yabancının toplandığı yerlere yönelik endişeleri” yansıttığı kaydetti.

 

 

 

 

 

 

 

 

Güvenilir ve spesifik istihbarat

Bu ülkeler tarafından yapılan açıklamalarda, güvenlik uyarılarının hangi istihbarata dayandığı açıklanmadı.

Ancak BBC Türkçe’ye bilgi veren diplomatik kaynaklar, güvenilir ve spesifik bir istihbaratın söz konusu olduğunu, bu çerçevede güvenlik önlemleri alındığı kaydediyorlar.

İstihbaratın ABD tarafından elde edildiği ve Türk emniyet birimleri ile diğer Batılı ülkelerle paylaşıldığı belirtiliyor.

Türkiye’de yerleşik büyükelçiliklerin zaman zaman elde ettikleri ve hassasiyet içeren bilgiler ve olası terör eylemlerine ilişkin istihbaratı Türk makamlarına iletmeleri bilinen bir uygulama.

Özellikle Suriye iç savaşı sürecinde IŞİD ve benzeri örgütlere üye yabancı savaşçı kapsamına giren kişilerin hareketleriyle ilgili yoğun istihbarat işbirliği Türk ve yabancı basında sıkça yer aldı.

2012 sonundan itibaren güçlenerek Irak ve Suriye’de devlet kurduğunu ilan eden örgüt, Türkiye ve Avrupa başkentlerinde birden fazla terör eylemi gerçekleştirmiş ve yüzlerce kişinin ölümüne neden olmuştu.

Elçiliklerin yaptığı güvenlik uyarılarında isim verilmese de kastedilenin IŞİD, El Kaide veya onlarla bağlantılı aşırı İslamcı grupların olduğu hem genel tehdit durumundan hem de Türkiye’nin yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor.

İçişleri: Dost ülkeden istihbarat aldık

Batılı ülkelerden arka arkaya yapılan güvenlik uyarılarının ardından İçişleri Bakanlığı, 30 Ocak’ta bir açıklama yaparak durumla ilgili değerlendirmeyi kamuoyuyla paylaştı.

İsveç, Hollanda ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan eylemlerden sonra güvenlik önlemlerinin en üst noktaya çıkarıldığını kaydeden bakanlık, “Bu kapsamda, DEAŞ ve EL-KAİDE gibi terör örgütlerinin de söz konusu menfur olayları gerekçe göstererek, pek çok ülkede eylem arayışında olduğuna yönelik bilgiler de değerlendirilmiştir” dedi.

Söz konusu ülkelerden Türkiye’ye iletilen istihbarat bilgilerinin titizlikle incelendiğini anlatan İçişleri Bakanlığı, “Daha önce dost bir ülkeden de gelen ve söz konusu ülkenin güvenlik uyarısı notunda da adı geçen şahıslar, gözaltına alınmıştır. Yapılan aramalarda herhangi bir silah, mühimmat ve eylem emaresine rastlanmamıştır. Ancak soruşturma, dijital materyal incelemeleri dahil olmak üzere tüm yönleriyle titizlikle sürdürülmektedir,” bilgisini verdi.

Bakanlık açıklamasından hangi dost ülkeden bu istihbaratın alındığı anlaşılmıyor.

Soylu: IŞİD hadisesi

 

İçişleri Bakanı Soylu da bugünkü açıklamasında, dolaylı olarak ABD’yi suçladı ve diğer ülkelere konsoloslukları kapatması telkininde bulunduğu iddiasında bulundu.

Soylu gelişmeleri anlatırken, “İşin hikayesi şudur: Farklı bir ülkenin bir istihbarat elemanı Türkiye'de DEAŞ mensubu olabileceği düşünülen birkaç kişiye elemanlık teklif etmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti o anı da net bir şekilde izlemiş, elemanlık teklif ettikleriyle birlikte birkaç gezinti gerçekleşmiş, ardından Türkiye'yi bu istihbarat elemanı terk etmiş” dedi ve ekledi:

“Bu istihbarat elemanı sonuç alamayınca ilk reaksiyonu ve bilgiyi veren ülkeye bu bilgileri pazarlamış, ondan sonra da Türkiye'de bir DEAŞ saldırısı olabilecek anlayışıyla beraber Türkiye'ye bir psikolojik harp yürütülmektedir.”

İçişleri Bakanı, psikolojik harp olarak nitelendirdiği olayda kendilerine verilen istihbarat üzerine 15 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan beşinin tutuklandığı bilgisini de verdi.

Bununla birlikte Soylu, bu son gelişmeleri 2021 yılında 10 Batılı büyükelçinin Osman Kavala’nın serbest kalması için yaptıkları ortak açıklamaya benzeterek, “Yani istedikleri kişiyi hapisten çıkaramayınca metnin altına imza atan büyükelçiler, Türkiye'ye bir hukuk operasyonu yapmaya çalışan büyükelçiler, şimdi malum büyükelçinin operasyonuyla Türkiye'ye bir güvenlik açığı, bir terör operasyonu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Çok net ve açıktır her şey” değerlendirmesini yaptı.