Basına engel: Çağlayan'da ‘Adalet Nöbeti’ yasaklandı
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde yapılmak istenen "Adalet Nöbeti" yasaklandı. Avukatlar, engellemelere rağmen açıklama yaparken basın mensupları meydana sürülerek demir kapının arkasında bırakıldı.
Can Atalay'ın arkadaşları/meslektaşları bugün İstanbul Adliyesi'nde, "İliç Madeni'nin kapatılması, iş cinayetlerinin ve çevre katliamlarının son bulması, hukukun uygulanması ve Can Atalay'ın meclisteki yerini alması için" adalet nöbeti tutmak istedi.
Adliyenin C Kapısı önünde açıklama yapmak isteyen avukatlar, yasaklama kararıyla karşılaştı. Yasağı tanımayan avukatlar, adliyenin işyerleri olduğunu söyleyerek açıklamalarını yapmakta ısrar etti.
‘DEMİR KAPI’ ENGELİ
Bunun üzerine avukatların açıklamasını haberleştirmek için alanda bekleyen basın mensupları, polis ekiplerince adliye meydanına çıkarıldı.
Gazeteciler meydana çıkarıldıktan sonra demir kapı kapatılarak girişleri engellendi. Basın mensupları, demir kapılar ardından işlerini yapmaya çalıştı.
AVUKATLARDAN OTURMA EYLEMİ
Avukatlar açıklamalarını yapmakta ısrar ederken, basın mensuplarının adliyeye girişlerine izin verildi. Bir grup avukat oturma eylemi yaptı.
Oturma eylemi yapan avukatlardan Kemal Aytaç, polis memurların görevlerini yaptıklarını söyleyerek, "Biz de kendi görevimizi yapalım. Onlar da bizim niye burada olduğumuzu biliyorlar. Yıllardır burada basın açıklaması yaptığımızı biliyorlar. Biz zaten burada barışçıl bir şekilde oturup sohbet ediyoruz. Basın açıklaması falan da yapmıyoruz. Eğer burada sohbet etmemiz yasaksa kime şikayet ediyorsanız edin. Açsın Başsavcı odası gelelim orada sohbet edelim. Eğer misafir edecekse söyleyin kalkalım orada anlatalım" diye konuştu.
“İLİÇ’TE İŞÇİLER ÖLDÜRÜLDÜ”
İliç için burada olduklarını kaydeden Aytaç, "İliç'te bir cinayet işlendi, bir katliam yaşandı. İşçiler 'öldü' demiyorum, işçiler öldürüldü. Çünkü İliç, son 4-5 yıldır bütün çevre örgütleri, bilim insanları tarafından bin defa uyarıldı. Bunlar niye devam etti: Sermaye! Aç gözlü sermaye. Bildiğimiz kadarıyla 9 insanımız orada öldü. Buna rağmen hala siyanürlü maden aramacılığı devam ediyor. Bu vahşi bir yöntem. Bunu yapan Kanadalılar kendi ülkelerinde bu yöntemle altın aramıyor, çıkaramıyor. Topraklarımızın yüzde 10'undan fazlasına ruhsat verilmiş. Dünyada böyle bir ülke yok. Bütün bunlar bir avuç yabancı sermaye ve Türkiye'deki işbirlikçilerinin ceplerini doldurması için. Buna karşı durmayacağız da ne yapacağız" ifadelerini kullandı.