Barış Terkoğlu yazdı: AKP'liler İBB'yi böyle soymuş
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, AKP dönemindeki İBB'de, 34 kişinin elediye şirketlerine yarattığı maliyetin 2 Şubat tarihli kurla 62 milyon 596 bin 618 lira çıktığını anlattı.
cumhuriyet.com.trGazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, "İşi bileceksin burs alıp işe gitmeyeceksin!" başlıklı yazısında AKP dönemindeki İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) vurgununa dair yeni ayrıntıları paylaştı.
Terkoğlu daha önce AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan'ın, AKP dönemindeki İBB'den aldığı binlerce doları hatırlattı ve AKP İstanbul Milletvekili Fatma Betül Sayan Kaya'nın da İBB'den burs adı altında aldığı paraları anlatmıştı.
Terkoğlu bugünkü yazısında ise AKP dönemindeki İBB'de, 34 kişinin belediye şirketlerine yarattığı maliyetin 2 Şubat tarihli kurla 62 milyon 596 bin 618 lira çıktığını belirtti.
Yazıda ayrıca, "AKP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender'in birçok belgesinde de eksik bulan İBB müfettişleri, sonunda Kalender’in eğitiminin kamuya maliyetini çıkarmış: 671 sterlin, 9 bin 940 dolar, 128 bin 247 Avro, 123 bin 722 lira" denildi.
Terkoğlu'nun yazısı şöyle:
Kabuk mu, çekirdek mi? Meyve bunların hangisinde? Elbette hepsi birden.
Önce hatırlatma…
AKP milletvekili Ravza Kavakçı Kan’ın ABD’deki doktorasına İBB şirketi Metro İstanbul AŞ’nin sponsor olmasını daha önce anlatmıştık. Kavakçı, cevaben “Burs almaya hak kazanan 39 kişi arasında bulundum” diyordu.
Bunun üzerine İBB müfettiş tayin etmiş, diğer 38 kişinin peşine düşmüştü. Listeden İBB’ye yönelik paylaşımlarıyla gündeme gelen bir başka AKP vekili Fatma Betül Sayan Kaya da çıkmıştı. Yazdıklarımızın ardından bir başka bursiyer hakkında çıkan haber yeniden gündeme geldi. AKP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender de İBB şirketi KİPTAŞ’ın sponsorluğunda yurtdışı eğitimi almıştı. (Odatv, 29 Aralık 2021)
Gelelim diğer detaylara...
62 MİLYON LİRA ÇIKTI
Müfettişler, İBB şirketleri sponsorluğunda yurtdışı eğitimine gönderilen 38 kişi için inceleme yapmışlar. Bunlardan ikisinin İGDAŞ, altısının KÜLTÜR AŞ, üçünün İSFALT AŞ, altısının İSBAK AŞ, beşinin ULAŞIM AŞ, beşinin İDO AŞ, beşinin İSTAÇ AŞ, beşinin KİPTAŞ ve birinin de BELBİM AŞ gelirleri ile gönderildikleri tespit edilmiş. İDO 2011’de özelleştirildiği için beş kişi hakkında inceleme yapılamamış. Kalanlar hakkında rapor hazırlanmış. Tablonun bütünü çıkmış.
34 kişinin (İDO’dakiler hariç) belediye şirketlerine yarattığı maliyet, 2 Şubat tarihli kurla 62 milyon 596 bin 618 lira çıkmış. Söz konusu durum hem savcılıklara hem de ilgili şirketlere bildirilerek gereğinin yapılması istenmiş.
OKULU BIRAKTI
İBB müfettişlerinin KİPTAŞ AŞ’deki beş bursiyer hakkındaki raporu 30 Kasım 2021 tarihli. AKP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender de bunların arasında.
Kalender, KİPTAŞ’a iş başvurusunda bulunmuş. Akabinde 5 Şubat 2007’de avukat olarak işe alınmış. 7 Kasım 2008’de, Belçika’nın Brüksel şehrinde bulunan VRIJE Üniversitesi Avrupa ve Uluslararası Hukuk bölümünde, doktora eğitimi için kabul aldığını söylemiş. Sponsorluk talep etmiş. 11 Kasım 2008’de, hızla KİPTAŞ ile Kalender arasızda burs sözleşmesi imzalanmış.
Gelgelelim, Kalender okula devam edememiş. 15 Mart 2010’da bir dilekçe vermiş:
“...Kayıtlı olduğu okulun Belçika Brüksel’de olduğu, eşinin Almanya’da Sabah Avrupa gazetesinde çalıştığı, Almanya’da ikamet ettikleri (...) bu bilgiler ışığında Almanya Bremen Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki doktora eğitiminin desteklenmesini talep ettiğini...”
Bu da KİPTAŞ’taki yöneticiler tarafından kabul edilmiş.
İBB müfettişlerine göre, bu isimlerin yurtdışı bursu süreci kanunlara aykırı. Politik durumları da bu şüpheyi elbette artırıyor.
ŞİRKETTE ÇALIŞMAMIŞ
Kamu görevlilerinin yurtdışına gönderilmesinin bir mantığı var. O da eğitimleri bitince çalıştıkları kurumlara dönerek katkı yapmaları. Bunun için kanunlarda mecburi çalışma süreçleri de belirlenmiş. Yaklaşık yedi yıl KİPTAŞ’tan burs parası alan Kalender için mecburi çalışma süresi 10 yıl 7 gün hesaplanmış.
Gelgelelim, Kalender KİPTAŞ’ta çalışmak istememiş:
“11 Kasım 2008 tarihli yurtdışı eğitim sözleşmesinin 5. maddesi gereğince KİPTAŞ’a olan mecburi hizmet borcunu İsttelkom AŞ bünyesinde ifa emek isteğini bildirdiği...”
Bu da kabul edilmiş...
Diyeceksiniz ki çalışmış mı? Gelin raporda yazanı aynen aktaralım:
“Rabia İlhan Kalender’in, https://www.akpartiistanbul.com/AkKadro/12/il-kadin-kollari-yonetimi web adresindeki özgeçmiş bilgilerinde yer alan; ‘2005-2015 yılları arasında yurtdışında ikamet etti. 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirilen 25. Dönem milletvekili genel seçimlerinde AK Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı oldu. 2015-2018 yılları arasında AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Seçim İşleri Birim Başkanlığı görevini ifa etti. Çeşitli sivil toplum örgütlerinde yönetim kurulu üyeliği yaptı. AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi’nde Yönetim Kurulu Üyesi seçildi. Seçim İşlerinden sorumlu il başkan yardımcılığı görevini ifa eden İlhan, 27 Ocak 2019 tarihi itibarıyla il kadın kolları başkanı olmuştur’ beyanları ile sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, esasen Rabia İlhan Kalender’in şirkette hiçbir zaman çalışmadığı, ancak çalışmış gibi belgeler tanzim edilmiş olabileceği...”
Yani rapora göre, Kalender özgeçmişinde “ben zaten hiç çalışmadım” diyor!
KALENDER’İN MALİYETİ
Kalender’in birçok belgesinde de eksik bulan İBB müfettişleri, sonunda Kalender’in eğitiminin kamuya maliyetini çıkarmış: 671 sterlin, 9 bin 940 dolar, 128 bin 247 Avro, 123 bin 722 lira.
İBB bu parayı Kalender’den ve ona bu imkânı sağlayan memurlardan yasal faiziyle birlikte istedi. Öte yandan Kalender’e burs vermek için resmi sözleşmeleri ihlal eden, Kalender’i çalışmadığı dönemde de çalışıyor gösteren, nihayetinde kamuyu zarara uğratan yöneticiler hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Kamunun, nitelikli eleman yetiştirmek ve ondan kamu adına yarar sağlamak için yarattığı yurtdışı burs sisteminin nasıl kullanıldığı ortada. Ülkenin öğrencileri burs krizi, yurt krizi yaşıyor. Yıllarca, aldığı 3 kuruş krediyi ödemeye çalışıyor. Kimileri ise işe girdiği gün kamu şirketinden burs kazanıyor, okulunu bitirmeden geri dönüyor, işe gitmeden hayatına devam ediyor. Olan yine halkın mülküne oluyor. Bu isimler, milletin malını özel mülkü gibi harcarken, özel çıkarını herkesinmiş gibi sunuyor. “Milli ve manevi değerler” de bu çıkar savaşının kılıfı oluyor.
Doğanın hazırladığı örtüyü kaldırıp yiyorsun. Kendisini devam ettiren özü de toprağa bırakıyorsun. Bilmek hep bir kabuk soyma, çekirdeğe ulaşma değil mi?