Bakanlıktan 'zeytinliklerden sonra sit alanları da ranta açılıyor' haberleriyle ilgili açıklama
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 'Zeytinliklerden sonra sit alanları da ranta açılıyor' şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Nitelikli Doğal Koruma Alanlarının tanımının daha fazla yapılaşmaya izin verecek şeklinde değiştirildiği iddiası tamamen asılsızdır" açıklaması yaptı.
DHAÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, zeytinliklerden sonra sit alanları da ranta açılıyor' başlıklı haberler hakkında açıklamalarda bulundu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 'Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 5 Mart 2022 tarihi itibarıyşa Resmi Gazete'de yayımlandığı anımsatıldı.
'YENİ BİR DÜZENLEME YOK'
Yönetmelikte haberde iddia edildiği gibi yeni bir düzenleme yapılmadığı, korunan alanlarda var olan faaliyetlerin büyüklük ve kapasiteleri hakkında sınırlayıcı düzenlemeler getirildiği belirtilerek, "Her şeyden önce, haberin temel düşüncesini teşkil eden 'Nitelikli Doğal Koruma Alanlarının tanımının daha fazla yapılaşmaya izin verecek şeklinde değiştirildiği' iddiası tamamen asılsızdır. Tüm varlıklarını yalan ve iftiraya borçlu olan bir siyasi partinin temsilcisinin yaptığı diğer çarpıtma ise söz konusu haberde isimleri verilen alanların nitelikleriyle ilgilidir. Zira 'Patara, Kekova, Kelebekler Vadisi, Ihlara Vadisi, Salda Gölü ve Pamukkale' bölgeleri Özel Çevre Koruma Bölgeleridir. Yayımlanan yönetmelik değişikliği ise Doğal Sit Alanlarına ilişkin düzenlemeleri içermektedir" denildi.
'KORUNAN ALANLARIMIZIN GENİŞLİĞİNİ ARTIRACAĞIZ'
İddia sahiplerinin, yapılan düzenlemeyi milletten gizlediğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Her daim, doğa koruma ve çevre faaliyetlerini politik bir argüman olarak kullanma alışkanlıklarını sürdürenler; bir defaya mahsus olarak konuya objektif bir gözle bakabilme öz güvenini gösterebilselerdi, kesin korunacak hassas alanlarla ilgili 'rant' amaçlı bir yapılaşmanın kesinlikle söz konusu olmadığını, tamamen çevre-doğa-insan ortak menfaatinin gözetildiğini apaçık göreceklerdi. Doğamızın ve milletimizin menfaatinin bir gereği olarak; zorunluluk arz eden hallerde, yeni bir yol güzergahı açılmadan, mevcut yol güzergahı kullanılması koşuluyla, altyapı uygulamaları yapılmasına, ulusal güvenlik için zaruret arz eden tesislerin yapımına ve orman yangın yolu açılmasına imkan sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır. Biz, bugüne kadar yaptığı doğa koruma çalışmalarıyla ülkemizin korunan alan büyüklüğünü, toplam yüzölçümümüzün yüzde 9,6'sından yüzde 11,9'a çıkaran Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak; her türlü mesnetsiz iddia ve siyasi manipülasyonla mücadele edecek; korunan alanlarımızın genişliğini, koruma kalitemizi ve bilimsel çalışmalarımızı artırmaya kararlılıkla devam edeceğiz."