Atatürk Cumhuriyeti’nin yapıtaşlarından olan laiklik, 85 yıl önce anayasaya eklendi
Laiklik ilkesinin anayasaya eklenmesinin 85. yıldönümünde Cumhuriyet’e konuşan demokratik kitle örgütü liderleri, laikliğin Türkiye için yaşamsal önemine dikkat çekti.
Sefa UyarTürkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşlarından olan laiklik, 85 yıl önce anayasa eklendi ve Türkiye’nin anayasal olarak da laik olduğu vurgulandı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, “98 yıldır Türkiye’yi bir bütün olarak tutan ilke laikliktir. Çare laik cumhuriyeti yaşatmak. Laiklik olmazsa, Türkiye olmaz, bütün kalamaz” derken, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Ayşe Yüksel ise “Laiklik, bütün insanlar için özgürlük alanıdır. Türkiye’nin var olabilmesi için laiklik şart” diye konuştu.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde, dünyada eşi görülmemiş şekilde “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” vurgusuyla kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi ile eliyle yürütülen Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşması, her yeni devrimle laikliği kökleştirdi. Önce halifelik kaldırıldı, peşi sıra gelen devrimlerin ardından 1928’de “Devletin dini, İslam dinidir” ibaresi anayasadan çıkarıldı. Laiklik ise 5 Şubat 1937’de anayasaya eklendi. Böylece Türkiye’nin, “cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve devrimci bir devlet olduğu” kabul edildi.
‘ULUSAL İSTENCE DAYANDI’
Laikliğin anayasaya eklenmesinin 85. yılında Cumhuriyet’e konuşan ADD Genel Başkanı Bozkurt, Kurtuluş Savaşı sürecinde egemenliğin kayıtsız şartın ulusa ait olduğunun kabul edildiğini, böylece ulusal istenç dışında hiçbir istencin tanımadığının vurgulandığını kaydetti. Bozkurt, “Türkiye, daha kuruluş aşamasında ulusal istence dayanmış ve laik bir cumhuriyet olarak kurulmuştu. Laikliğin, 1937’de bir anayasa maddesi haline gelmesi, durum tespitidir” dedi. Aradan geçen 85 yılda laik cumhuriyetten söz etme olanağının bulunamadığını vurgulayan Bozkurt, “Bu, uzun yıllar boyunca devletin laik, demokratik, sosyal, antiemperyalist ve tam bağımsız bir hukuk devleti olmasına karşı çıkan emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin sistemli çalışmalarının sonucudur. Bu doğrultuda atılan adımlar, kuruluş felsefesinden geri adımlardı” ifadelerini kullandı.
‘BİR ARADA TUTUYOR’
Türkiye’nin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak devamlılığının tek yolunun Atatürk ilke devrimlerinin, özellikle laikliğin yaşatılması olduğunu kaydeden Bozkurt, “Laikliği kaybeden bölgemizdeki ülkelerin ne durumda olduğu ortada. 98 yıldır Türkiye’yi bir bütün olarak tutan ilke laikliktir. Çare laik cumhuriyeti yaşatmak. Laiklik olmazsa, Türkiye olmaz, bütün kalamaz” diye konuştu.
‘DÖRT ELLE SARILMALI’
ÇYDD Genel Başkanı Yüksel ise Türkiye gibi ÇYDD’nin de olmazsa olmazının laliklik olduğunu vurgulayarak, “Laiklik ile çağdaş eğitim ve kadınların nitelikli eğitimle meslek sahibi olup gelişmesi sağlanabiliyor. Her şeyin yanında, laliklik, bunun için de çok önemli. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür. Herkesin, inançlarını özgürce yaşaması için laikliğe dört elle sarılması lazım. Günümüzde maalesef laiklikten uzaklaşılıyor. Devlet kurumlarında dini semboller, uygulamalar yaşanıyor. Bunları doğru bulmuyorum. Laiklik, bütün insanlar için özgürlük alanıdır. Türkiye’nin var olabilmesi için laiklik şart. Devletin, vatanın, milletin olması için olmazsa olmaz” dedi.