Atanamayan öğretmenler anlattı: Rüyalarımda hep öğretmenim
Atanamayan öğretmenler yaşadıklarını, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Cumhuriyet'e anlattı.
Mehmet KızmazAtanamayan öğretmenler, zor koşullarda tamamladıkları eğitimlerinin sonucunda öğrencileriyle buluşmayı hayal ederken, geçinmek için bambaşka işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Daha geçen haftalarda 23 yaşındaki atanamayan öğretmen Fedai Altun, çalıştığı inşaatta elektirik akımına kapılarak hayatını kaybetti. İbrahim Can Uzun geçen yıl, Eylül’de ise Hasan Kürşat Demir iş bulamadığı için yaşamına son verdi. Bugün öğretmenler günü. Atanamayan öğretmenlerle konuştuk...
ELLERİ SU TOPLADI
Adıyaman’da ailesiyle yaşayan Mehmet Akgün (24) bugüne kadar birçok işte çalışmış. “Ne iş yapıyorsun” diye soranlara kürek tutmaktan su tutmuş morarmış elini gösteriyor.
“Tütün saplama, halı yıkama, taş duvar ve inşaatlarda demir kesme işlerinde çalıştım. Haftaya da tekstil işinde acemi olarak işe başlayacağım. Hayalim olan öğretmenlik haricinde her işi yapıyorum” diyen Akgün, “Bunca emeği böyle yerlerde sürünmek için mi verdim? Atama yerine ücretli öğretmen alıyorlar. Fedai Hoca gibi yaşamını yitiren öğretmenlerin sayısı artıyor. ‘Okudun da ne oldu’ diyenlere ‘Mesleğimi yapıyorum’ demek istiyorum” dedi.
Sekiz çocuklu bir aileden olan Y.D.T. (35) KKTC’de garsonluk yapıyor. İmkânsızlıklar içinde sürdürdüğü eğitim hayatında doktora yaparken, artık güveni kalmadığı için eğitim hayatını sonlandırıp başka işlerde çalışmaya başladığını söylüyor. Y.D.T., “Her gün biraz daha yıprandığımı hissediyorum. Onca yıl okuyup bir hiç olmak, sonra sıfırdan yeni bir hayat kurmaya çalışmak belli yaştan sonra çok zor. Yaptığım işler arasında ağırıma en çok giden ise ücretli öğretmenlik oldu. Diğer öğretmenlerle aynı işi yapmama rağmen onların maaşının yarısından daha azını almak nasıl bir haksızlık? Kendi mesleğimi ise sadece rüyamda yapıyorum” diye konuştu.
BOŞUNA MI OKUDUN?
Diyarbakır’da ailesiyle birlikte yaşayan S.R.Y. evin en büyüğü. Yıllardır atama bekliyor. İnsanların kendisine acıyarak baktığını belirten S.R.Y., “Atanamadın mı hâlâ? Boşuna okudun sen de’ diyorlar. Maruz kaldığımız bu tarz psikolojik baskılar da yaşadığımız bunalımlı sürecin bir parçası. Onca kurulan hayal, ailemize verdiğimiz sözler... Ve karşılığında kırılan umutlar, başımızın gittikçe öne eğilmesi... Bunun tarif edilmesi zor. Alanımda 75 sorudan 71 net bıraktım. Daha ne yapabilirim” diye sordu.
"İNTİHAR ETMEYİ DÜŞÜNDÜM"
Atanamayan öğretmenlerden A.A. ise iş bulamadığı için Niğde’de ailesine yardım ederek yaşamını sürdürüyor. A.A., “Kendimi boşa kürek çekmiş gibi hissediyorum. İçimde büyük bir eziklik ve başarısızlık duygusu yaratıyor. Aile baskısı ve çevreden gelen iğneleyici sorular bir süre sonra tahammül edilemez oluyor. Ben dahi bu süreçte birçok kez intihar etmeyi düşündüm” diye konuştu.
Trabzon’da kardeşiyle birlikte yaşayan Aytaç Köroğlu çiftçilik yapıyor. “Öğretmenin itibarı yok denecek kadar az diyen Köroğlu “Mezun olduktan sonra bir yıl İşkur’da çalıştım, ardından hiçbir yere giremedim. Öyle kuvvetli dayımız yok. Bulduğumuz üç beş kuruş para da kitaba, ÖSYM’nin yüksek sınav ücretlerine gidiyor. Umutlarımız tükeniyor” dedi.