Amasra faciası davasında aileler, ‘toplama kampı benzeri’ uygulamaları anlattı

TÜRKIYE Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi’ne ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de 43 işçinin yaşamını yitirdiği, 9 işçinin ise yaralandığı patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın 3. celsesi dün görülmeye başlandı.

Cengiz Karagöz

Bartın Adliyesi’nin koridorunda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı. Dört gün sürecek duruşmada, patlamadan yaralı kurtulan madenciler ile hayatını kaybeden madencilerin yakınlarının beyanları alınacak. Avukat Melike Polat ise kayıp yakınlarının ve patlamadan yaralı kurtulan işçilerin ifadelerinin üretim baskısını işaret ettiğini belirtti. Polat, “İşçiler, bir vardiyaya izin alıp gitmediklerinde çalışma koşulları daha ağır olan yerlere gönderiliyorlarmış. Çalışanlar hasta olsa dahi işe gitmek zorunda kalıyormuş” dedi.

Madende yaşamını yitiren Rasim Bulut’un eşi Mehtap Bulut eşinin üretim baskısı altında çalıştığını belirtti. Bulut, “Eşime hafta sonu çalışmaya gel diye mesaj atılırdı. 5 araba kömür alınması gerekirken eşime 10 araba aldırırlardı. Şeflere ve yöneticilere içki alırsan işçiyi iyi yere koyarlardı. Eşim bir gün eve omuzları mor geldi. Direkleri tek başına taşıtmışlar. ‘Sen de içki al rahat yere versinler’ dedim, ‘ben evime haram sokmam’ dedi” ifadelerini kullandı.

'YEVMİYE KESİLİRDİ'

Yaşamını yitiren madenci Yusuf Özerkan’ın eşi Nurgül Özerkan ise şu şekilde konuştu: “Sanıklar madene inmezdi. Gaz maskesini ufak bir olayda takarlarsa iki yevmiyeleri kesilirdi.”